HAFTANIN RÖPORTAJI

 M.K.: Sayın Ünal, öncelikle şunu sormak istiyorum..Ordu’da yapılan binaları, taş duvarları bir yana bırakalım..Ordu’da üzerinde pek durulmayan sorunlar olduğu aşikar. Sizce Ordu’nun çözülmesi gereken üç ana sorunu nedir?..

UFUK ÜNAL: En büyük sorunumuz şehirleşme..Aslında bu sorunun farkındayız.Caddeler içinde yolların darlığı, otoparkların yetersiz oluşu,bir çok otoparkında özellikle yaz aylarında dolu olduğunu görüyoruz..Hatta dışarıya dolu olduğunu yazıyorlar..Bizim bu kentte bir kentsel dönüşüme ihtiyacımız var.Bu bir gerçek... Fakat kentsel dönüşümde planlı, programlı vatandaşı da mağdur etmeyecek şekilde yapılmasında fayda var. Ve yaptığınız bu değişiklikte bir şeyi alıp başka bir yere koyduğumuzda o koyduğumuz yeri de mağdur etmememiz belki de 10- 15 yıl sonra aynı sorunu orda da yaşamamamız lazım..

İkinci olarak; Biz turizm kenti olmaya adayız. Bu noktada görsellik anlamında da güzellikleri olan, doğal güzelliğe sahip olan bir iliz..hem şehir merkezi olarak hem yaylalarımız, köylerimiz, koylarımız, kanyonlarımız, akarsularımız, göllerimiz.. Yani pek çok güzelliklerimiz var..fakat bizim ikinci eksik olarak gördüğümüz bunlardaki tanıtım eksikliği.. Bunu nasıl yapabiliriz?..Ben şu kanaatteyim.Bunu da her zaman söylüyorum.19 tane ilçemiz var.Bütün ilçe kendi doğal güzelliklerini ortaya çıkaracak, ordaki alt yapıyı hazırlayacak ve onu da sunuma hazırlayacak..

Bilgilendirme, reklamasyon, doküman gibi.. Bunları yapması lazım ki, turist geldiği zaman turisti nereye götürelim, nereye götürmemiz , nereyi göstermemiz lazımı düşünmemeliyiz..Her ilçenin elinde turizmle alakalı , altyapılarını da hazırlamış orada hizmet verebilecek yerlerin hazır olması lazım.Yani turizmle ilgili bir hikayesinin olması lazım. Yani yaptığınız şeyin bir geçmişi, bir anısı olması lazım. Turisti oraya götürdüğümüz zaman onlara bu anıyı anlatmamız lazım..bakın.. Yurt dışında bir çok ülkenin geliri turizm gelirleridir.. Hatta bir çok il turizmle ayakta kalıyor..Özellikle son dönemlerde krizlerin yaşandığı ülkelere bakın. Ayakta kalan iller turizmi iyi olan illerdir..Ve turizm adına götürdükleri illerde de hep bir hikaye vardır.Bir heykel yaparlar, o heykelin bile hikayesi var.İşte bu heykeli şu adam yapmıştır, şöyle bir olay olmuştur, bu heykel falancanın anısına yaptırılmıştır falan..Bu hikayelerinde doğru olması gerekmiyor.. ama bir şeyi anımsatması, çağrıştırması gerekiyor..

Biz şimdi turisti oraya götürüyoruz bakıp dönüyoruz.Orayla ilgili bir anı, bir hatırat, bir geçmiş, bir hikaye anlatılırsa daha cazip olacaktır..Ve insanlar orada resim çekecek ve o anı paylaşacaklardır..Ben hiç unutmuyorum.Yurt dışına gittik. Orada bir çocuk heykeli var.Suya şeyini yapıyor.Altında da bir havuz var..Oraya gidiyorlar, para atıyorlar, dilek diliyorlar.Dilenen dilekler, edilen dualar güya kabul oluyormuş. İnsanlar çok basit bir heykelin başında durup resim çektiriyorlar. Yerde yatan bir bayan heykeli var ona elini süren yeniden o şehire gelebiliyormuş.. İnsanlar ona elini sürmek için sıraya giriyorlar. Tabi bunların doğru olduğunu düşünmek mümkün değil. Burdan şu çıkıyor ki bizim turistlere anlatacak bir hikaye oluşturmamız lazım..

Yaptığımız bir şeyle alakalı birde hikaye oluşturmamız lazım..Deniz kenarın bir iliz.Ve turizmde de iddialı olmaya adayız.Fakat bir kruvazör limanımız yok. Yat limanımız yok. Karadeniz’de baktığınız zaman Samsunda, Trabzon’da, Sinop’ta dahi olan kruvazör limanının Orduda olmayışını ben büyük eksiklik olarak görüyorum.. Altınordu ilçesine yapılacak bu limanın hem ekonomik hem kültürel anlamda çok şey kazandıracağına inanıyorum..Kruvazör limanı artık dünyada önemli bir yer işgal etmeye başladı. Sayısı da her geçen gün artıyor.İzmir, Antalya gibi illerde bunun 2.si yapılmış, 3.süne doğru gidiliyor.. Üçüncü soruna gelince; tabi biz sanayi kenti olamayız..Ama sanayisiz bir ilde düşünmemiz mümkün değil.Bu anlamda da yapılan çalışmalar var.. İkinci OSB açılıyor..Ünye’de açılma çalışması var. Fatsa OSB si büyütülüyor.. Fakat bizim burda daha hızlı davranmamız, imalata ağırlık veren, istihdamın çok çalıştırıldığı firmaları şehrimize çağrıldığı, bürokratik anlamda da kolaylık sağlandığı zaman onlara da OSB de yer vermeliyiz ki ekonomik anlamda da iyi bir noktaya gelelim. Bu anlamda da biz özellikle fındık ve çikolata sektöründe çok daha büyük hamleler yapabilmeye sahip bir iliz..Bununda yapılacağına inanıyorum..İnşallah bu hayata geçer OSB lerle bunlar gerçekleşir..

M.K.: Herksin yaşadığı kentte bir hayali vardır.Size yetki verseler Orduda hayalini gerçekleştir diye.Orduda yapmak istediğiniz hayalleriniz ne olurdu?çç

UFUK ÜNAL: Aslında z önce söylediklerimizle bizim isteklerimiz, bizim taleplerimiz arasında..Ama böyle bir şey sorulursa ne yaparsınız. Kültürel değerlerimizi yaşatmak için sokaklar, caddeler oluşturabilirsiniz.. Orada yöresel ürünlerin satıldığı Pazar yerleri oluşturabilirsiniz.Fakat bunların hepsi tarihi bir şekilde olacak..Atıyorum. Bir ilçemizde balık restaurantlarımızın olduğu bir sokak yapabiliriz.. Bunun örnekleri var. Ankara Beypazarı’nda tarihi küçük evler, sokaklar, cafeteryalar, hediyelik eşyalar satan yerler var. İnsanlar artık büyük binalardan çok bu tür yerleri görmek istiyorlar..O anlamda da şehrimizde bununda ksik olduğunu görüyoruz.. Böyle bir çalışma yapılabilinir.Buda Orduya gelecek turist sayısını artırabilir..Örneklerden bir tanesi Şirincedir..oranın aslında sıradan bir köy olduğunu görüyoruz.. Ama aslında öyle bir çalışma yapmışlar ki orada bir kasaba oluşturmuşlar..Küçük evler, hediyelik eşyalar, yöresel ürünler, cafeteryalar. Turizm anlamında insanlar oraya gittiği zaman aradıkları ortamı buluyorlar..Şehir merkezinden 15 kilometre uzak olmasına rağmen gidiyorlar.. Bunu şehrimizin bir çok yerinde yapabiliriz..Bunu ilçelerimizde, Çambaşı’nda yapabiliriz..Bunların maliyetide çok yüksek değil.Bizim şehrimizin hala bir meydanı yok.. Şehrin ortasında büyük, güzel bir çok etkinliğin yapılabileceği bir meydan oluşturulmalı.. O şehrin kimliği olmalı.. Orduya gelecek turist o meydana bir kere uğramalı. Bu birçok turizm şehrinde var..Tabi ilimizde de bunlar planlanıyor.. İnşallah hayata geçer..

 “OTEL SAYISI YETERLİ DEĞİL”

M.K: Ordu’daki oteller yeterlimi sizce?..

UFUK ÜNAL: Şu an için yeterli gibi gözükse de zaman zaman otellerde doluluk oranlarının yüksek olduğunu görüyoruz.. Kesinlikle yetersiz..Bu konuda bunu net söyleyebilirim, çok hızlı büyüyen hala bakir , büyümeye aday bir il.. Yani yatırımın yapılacağı ve o yatırımlarında karşılık bulacağı bir bir il içersinde.. Bu anlamda da gelecekte bir Karadeniz- Akdeniz yolunun hizmete açıldıktan sonra canlılığın çok fazla olacağı kesin.. Belki pansiyon turizmine de açık olmalıyız.,Bunu geliştirmeliyiz.Bir evi olan, bir dairesi olan, bahçesi olan insanlar bu pansiyon işletmeciliğini de kendi evinde yapabilir.bir daireyi, bir odasını kiralayabilir.Tabi biz şimdi bunları konuşuyoruz ama, otel sayısı yeterli diye düşünemeyiz..Bakın... Bazen 500 kişilik 1000 kişilik toplantılar geliyor. Seminerler toplantılar oluyor.. Bu toplantıların sayısı 300 den başlıyor 500- 100 hatta 1500 oluyor.. Bu Türkiye’nin bir çok şehrinde yapılıyor. Avrupa’da da yapılıyor.. Orduda şu an 500 kişilik bir toplantıyı dahi yapamıyoruz. Otel sayımız yeterli gelmez çünkü..Otellerin zaten mevcut müşterileri var.Doluluk oranları var.. Dolayısıyla bunu biz kaldıramayız.. Tabi ilimizde turizmle ilgili çok güzel çalışmalar var. Çükolata parkı, teleferik projesi var. Sahilde kıyı düzenlemesi var. Yine Çambaşı’nda kayak tesislerimiz var. Ulugöl’e yapılan çok güzel tesislerimiz var. Yani baktığımız zaman ç ok güzel şeyler var..Fakat bizim o konuda daha önde olmamız için henüz bu çalışmalarla ilgili meyvesini yiyemiyoruz. Bunlar alt yapı çalışmalarıdır.. Gelecekte meyvesini verecektir..

“BİZ BİRLİKTE YAŞAMAYA ALIŞMALIYIZ”

YENİ HABER: Sayın Ünal, halkı bu çalışmalarda buluşturamıyoruz.. acaba Ordu halkı kendi kentine yabancımı?.

UFUK ÜNAL : Aslında çok güzel bir soru.. Benimde zaman zaman kendime sorup cevap alamadığım sorulardan bir tanesi.. biz birlikte yaşamaya alışmalıyız.. Yani herkes belki birbirini sevmeyebilir.. Fakat birbirine saygı duymalı..Ordu için yapılacak çalışmalarda siyasi taraf olunmamalı.. Bakın ben burada her zaman Trabzon örneğini veriyorum.. Trabzon’da bir şey yapılacaksa sağcı- solcu hiç farketmiyor. Bütün partisiyle bütün Trabzonlusuyla destek vermek için elinden geleni yaparlar. Kendilerine ait yatırımların başka yerlere verilmesi üzerine de yine hep birlikte tepki koyarlar.. Yani Trabzon milliyetçiliğini yapabiliyor..Bizde Orduda öyle anlamsız şeylere tepki veriyoruz ki bir anlamı olmuyor.. bir şey ifade etmiyor. Belki de o hizmetin gecikmesine vesile oluyor.. Bir bakıyoruz bugün tepki veren insanlar geçmişte daha fazla yapılan şeylere tepki vermemişlerdir. Buda onların inandırıcılıklarını kaybediyor. Biz burada bir hizmeti engellemek adına değil, yapılan çalışmalarla ilgili neler yapıldığını ne amaçla bu çalışmaların yapıldığını iyi anlamalıyız.. Verdiğimiz tepkilerde yerinde doğru tepkiler olmalı..

Mesela bir sahil düzenleme ile ilgili bir yürüyüş yolu yapılacaksa buna tepki vermenin br anlamı yok..deniz doldurulabilir, genişletilebilir..Fakat oraya bir bina yapılacaksa buna tepkiyi hepimiz verebiliriz.. Yerel yönetimler olsun, genel yönetimler olsun her yaptığı yanlıştır mantığı gözüyle bakmamız ne kadar yanlışsa her yaptığı doğrudur mantığıyla bakmamızda o derece yanlıştır..Gelecekte bu şehirde yapılacak olumlu şeylerin gelecekte nesillerimize kalacağını unutmamalıyız..Yapılacak her yanlışta aynı durumda olacağını unutmamalıyız.. Biz her zaman doğru olana doğru, yanlış olana yanlış diyoruz.. İlgililere, yetkililere söylüyoruz.. Mesela bir stadyumun Durugöl’e yapılmasına karşı çıkabilirsiniz. Bunun doğru olmadığını söyleyebilirsiniz. Neden bunu söylüyorum çünkü biz gelecek on yılın, yirmi yılın hesabını yapmalıyız..

Haklı gerekçelerle, yerinde ikazlarla hakaret içermeyen sözlerle eleştirilerin de kabul edileceğini değerlendirmeye alınacağını da düşünüyorum.. Bizim eleştirilerimiz her yapılana karşı olmamalı.. Bunun için eylem yapmakta gerekmez.. Düzgün eleştirileri yetkililer mutlaka dikkate alacaklardır.. Stadyumun daha iyi bir alana yol ayaklarının olacağı bir alana yapılmasının daha doğru olacağını düşünüyorum.Bununda değerlendirmeye alınacağına inanıyorum.. Güzel yapılan işlerin iktidarıyla muhalefetiyle hep birlikte yanında olmalıyız. Bu anlamda bu şehri yönetenler bu ortak akıla değer vermeli, fikirleri değerlendirmeye aşmalı..

FINDIK ORDUNUN GÖBEĞİNDE..

M.K.: Fındık ordunun neresinde?.

UFUK ÜNAL: Fındık Ordunun göbeğinde.. tam ortasında..Ekonomik anlamda turizmi konuşuyoruz, sanayiyi konuşuyoruz.. ordu hala hazırda fındıkla hayatını idame ettiren bir il konumunda..Tabi burada yaşanan olumsuzluklara en çok tepkiyi veren illerde Ordu ve Giresun’dur..Diğer illerde fındık olsa da onların ekonomisi fındıkla dönmüyor. Fındık o illerde ekonomide bir küçük yer işgal ediyor.Fakat ilimizde çok daha büyük yer işgal ediyor.. Fındıkla ilgili çok şeyler konuşuluyor çok şeyler söyleniyor.. Bu anlamda biz her zaman şunu söyledik.. Tabi çok önceleri fındık serbest piyasaya düştüğünde emanete fındık bırakmayın diyoruz.. üreticinin fındığını bırakacak sağlıklı bir yerin olmadığını düşünüyoruz.. Lisanslı depoculuğu hayata geçiremedik.Ürün borsasını kuramadık. Bu anlamda lisanlı depoculuk tam hayata geçtiğinde, devlette estek verdiğinde ürün borsası da oluşturulduğunda üretici çok daha rahat olacaktır..sanayicide çok rahat olacaktır. Biz Türkiyede’ki ihracatçı firmaların daha güçlü olmalarını istiyoruz..Belki dışarıdan bir firma gelip burdaki en güçlü firmayı satın alabiliyor, bir çalışma içine girebiliyor..Bizimde gönlümüzden geçen bir tane değil de 5 tane 10 tane firmanın olması..En çok fındık üreten il Ordu olduğu için en çok ihracat yapan firmanın da Orduda olmasını istiyoruz..Lisanslı depoculuk bir an önce hayata geçirilmeli. Devlette üreticiye desteğini sürdürmeli...

REKOLTE TEK ELDEN AÇIKLANACAK..

 M.K.: Değişik insanlarda farklı rekolte açıklamaları geliyor. Bu üreticilerde kafa karışıklığına yok açmıyor mu?

UFUK ÜNAL: Geçen yıl zannediyorum 4- 5 tane rekolte tahmini vardı..Herkes bir rekolte tahmininde bulunuyor. Fakat hepside uçurumlar kadar farklı tahminlerde bulunuyor..Bu gündeme geldi ve tek elden açıklama yapılacağını sayın bakanımız söyledi. Yani Tarım bakanlığının içinde olduğu ve ziraat odalarından, borsalardan, Ticaret odasından , ihracatçılar birliğinden temsilciler alınarak tek elden ve doğruya en yakın rekoltenin üreticileri yanıltmayacağını düşünüyorum.. Üreticimiz artık bilinçli. Ne zaman ne yapacağını bilen hesabını yapan bir üretici..Yanıltıcı bilgiler olmazsa üreticide gardını ona göre alacaktır..