Saadet Partisi (SP) Ordu Milletvekili aday adayı Av. Veysel İlhan, gazetemiz muhabiri Mehmet Topkaraoğlu’na verdiği röportajda 24 Haziran Başkanlık ve milletvekili seçimlerini değerlendirdi.

Mehmet TOPKARAOĞLU: Sayın İlhan, haftanın röportajı sayfamıza hoşgeldiniz. Hemen konuya girmek istiyorum. Türkiye’de iktidar ve muhalefet kanadında iki aytı bir ittifak yapıldı. Bu doğru bir ittifak mıydı, değilmiydi? İttifak konusunda neler dersiniz?

Veysel İLHAN: Hoşbulduk, sayın Topkaraoğlu. Öncelikle ittifaktan ziyade Türkiye’nin durumu daha önemli bu konuşulmalı.Çünkü Türkiye yeni bir siyasi platforma girdi. Başkanlık sistemine geçti. Başkanlık sistemine geçmesiyle birlikte de siyasi argümanlarını buna göre kurgulamak zorunda bu nedenle iktidar kendi yanına MHP’yi davet etti. Bundan sonraki süreçte Türkiye de iki kutuplu bir siyaset işleyecek ama bu geçiş dönemine maalesef siyasiler bu dönemin biraz sancılı geçmesine sebep oluyorlar.

Seçimle ilgili iktidarın sorunu var. Bundan dolayı da seçimi 18 ay erken yapıyorlar. Cumhuriyet tarihinin en başarılı hükümeti olan Refah Yol hükümeti ki Saadet Partisi çözüm olarak o hükümetin programını önermekte 11 aylık hükümet döneminde tüm ülkeyi denk bütçeye kavuşturmuş bugün hala insanların asgari geçim şartlarındaki hayat düzeylerinin seviyesini oluşturmuş bir hükümet. İşler iyiye gitmiyor 18 ay süre içinde beklenirse daha da kötüye gidecek dövizin akaryakıt fiyatlarının hayat pahalılığının artması halinde büyük şehirlerde patlak veren geçim sıkıntısına ilişkin tepkilerin önünü almak için seçim öne alındı.

Bununla Saadet Partisinin dillendirdiği kutuplaştırıcı değil de kucaklaştırıcı politika Saadet Partisinin de siyasetin lideri olmasına engel olunmuş oldu. Türkiye’nin işsizlik sorunu var tarım politikası sorunu var hayvancılık sorunu var. Üretirken yılgın tüketirken çılgın bir sorunu var. Ayyuka çıkan bir sorunu var ama iktidarın sadece bir sorunu var eyyy Kılıçdaroğlu. Bunun önünü almak siyasetin içindeki CHP-AKP kavgasını bitirip siyasete yol aldırmak gerekli.

Mehmet TOPKARAOĞLU: Sayın Temel Karamollaoğlu’nun dik duruşu söylenmeyenleri söylemesi sempati yaratıyor. Bu konuda neler söyleyeceksiniz?

Veysel İLHAN: Ben 2004 yılından beri Saadet Partisi ile siyaset yapıyorum.2004 yılından bu yana biz hep aynı söylemle sahadayız ama karşılaştığımız CHP’lileri siz iktidardan ayrılma bir partisiniz cümlesini kullandı. Ne zaman ki biz referandum da hayır oyu kullandık halkımız dedi ki bunlar farklı bir şey söylüyor. O sebeple Temel başkan dinlenmeye başladı söylediklerine Türkiye’nin ihtiyacı olduğu için dinlemeye başladı. Seçimden sonra kim kazanırsa kazansın iktidara kim gelirse gelsin Türkiye mutlaka üretmeye mecbur.

Mehmet TOPKARAOĞLU: Saadet Partisi iktidar olursa insanları nasıl bir Türkiye bekliyor?

Veysel İLHAN: Almanya bizi kıskanıyor diye bir söylemimiz var. Almanya’nın ekonomisi 1 trilyon 260 milyar dolar. Bizim ekonomimiz ise 180 milyar dolar. Bizi kıskanıyor cümlesine uymuyor. Saadet Partisi iktidara gelince hayatın gerçeği ne onu tespit edecek. Genel başkanımızın bir sözü var iktidara gelince bütün yatırımları durduracağım diye çünkü şu andaki iktidarı bütün yatırımları tüketim ekonomisini körükleyen yatırım. Ülkenin üretim ekonomisine ihtiyacı var. Türkiye sömürge tipi kalkınma modeli ile yönetilmekte. Ülke cari açık vermekte Türkiye üretememekte. İnsanımızı nasıl olurda tekrar üretir hale getiririz bunu planı masaya oturulup yapılmalı. Köyde ev kalmamış okul kalmamış ahır kalmamış hepsi kapanmış. Hepsi şehirleştirilmiş. Köyünden vatandaşı şehre getiren politika aslında kapitalizmin tüm dünyada uyguladığı politika.

Devletin bu politikalara set olması gerekir. Saadet Partisinin ilk hedefi set olmayı  sağlamak ikinsici üreten bir ülke üreten bir ülkenin ürününü satacağı bir pazara ihtiyacı var. Türkiye bugün tek başına dünya lideri deniyor ama tek başına kısmı doğru dünya lideri olma kısmı doğru değil. Ürün satacağımız pazarlarla aramız açılıyor. Komşularımızla hep kavgalıyız. Mutlaka Türkiye’nin pazarını ittfaklar zinciri ile oluşturmak zorundayız. İktidar hiç mi bir şey yapmadı tabiki 15 yıllık iktidar bir şeyler yapacak.

Türkiye’yi yönetirken ilgiyle bilgiyle ve algıyla oynuyorlar bilgiyi kirletiyorlar. İlgiyi istediği yöne çeviriyorlar sizi olmayan bir dünyanın içine çekiyorlar. Türkiye borçsuz bir ülke edebiyatı yapılıyor. Merkezi yönetim borç stoğu 913 milyar TL’dir. Devraldıklarında 120 milyar civarında idi. Türkiye’nin 80 yıllık cumhuriyeti 120 milyar borçlandırırken ülkeyi bugün 913 milyar. Ama duvara dayandık artık daha borç alabilecek kimse kalmadı bizde ne yapıyoruz komşularımızla didişmeye başlıyoruz. Ekranlarda görülen yüzle gerçek hayat farklı. Bu algı yönetimi ile ülkeyi yönetiyorlar.

Asgari ücretle çalıştırılan bu kitle aslında 5-10 yıl önce üreten kitleydi. Toprağın üzerindeki reten halkı kaybedersiniz. İkinci nesle üretme yeteneği geçmeyince toprak ta senin olsa üretemezsin. Bizm deniz seyretmeye değil mahsul yetiştirmeye ihtiyacımız var yaylada koyun kuzu görmeye ihtiyacımzı var. Turist tabi de gelsin ama üretici olması lazım. Saadet Partisi bunu yapacak çarkı mahsulunu para eden hale dönüştürecek.

Amerikadan melez mısır tohumu buğday çavdar pamuk tokumu kabuksuz bezelye tohumu yulaf tohumu liste uzadıya gidiyor. Bu bir faciadır. Biz insanların ilk tarımı yaptıkları toprakların üzerinde oturuyoruz.

Türkiye bugün Suriye’de olan olaylarla ilgili tavrını belirleyemedi. Şam Bağdat Ankara’nın bir araya gelmesi ile ilgili çözüm önerisi üretemediği için yardımı dışarıdan talep edip İsrail ile Amerika’nın Suriye’ye attığı bombaları alkışladığı için dış politikada da yine maalesef yenilmiş durumda.

Mehmet TOPKARAOĞLU: Fındık konusu ile ilgili fıikirleriniz nelerdir?

Veysel İLHAN: Dünya da küresel oligarşik sistem diye bir şey var. Dünyayı şirketler yönetiyor. Bugün dünya bizim fındık üretimimizin katına kat fazlasını ismini söylemek istemiyorum herkes biliyor kurum sağlıyor. Peki bu şirkete karşı mücadele de vatandaş tek başına ne yapabilir.

Türkiye elinde tuttuğu en büyük tarım silahını içi boş taşıyor. Her yıl bahçemden kendi cebimden para verip ürünümü üretiyorum ek geliri olanlar buna dayanabilir peki olmayanlar nasıl dayanacak tabi ki dayanamayacak. Köyünde işsizlikten şehre göçen adam şehrin amele pazarında kendi köyüne kiraladığı arazisine kendi fındığını şirkete toplamak için gidecek gidişat bu yönde. Bunun için zorluyorlar.

Mehmet TOPKARAOĞLU: Size göre Türkiye’de hukuk var mı? Hukuk ne düzeyde?

Veysel İLHAN: 15 yıllık iktidarın bugün Türkiye’de getirdiği noktada en fazla ihtiyacı olan şey adalet ve kalkınma. Mumla aranır duruma kaldı. Türkiye hukuku can çekişiyor. Herkes eteğinde ne varsa döksün dilimiz kucaklaştırıcı olsun. Muhataplarımız hangi kelimeyi kullanırsa kullansın biz onlara tebessümle karşılık vereceğiz. Hakimler ve savcılar telefonun ucundan gelen emirleri dinlemek zorunda kalırlar ise adalet olmaz. Yargı bağımsız olmazsa devlet sistemi işlemez.

Türkiye’nin seçim sonuçları ne olsun adaleti sağlayan kişilere ihtiyacı var. Yargıyı kendi halinde çalışabilecek adalet sistemlerini kurmak gerekir. Muhalefetin birinci söyleminin biz rövanjist olamayacağız demesi gerekiyor. Avrupa’da liyakat yönetimi ile makama alım yapılırken Türkiye’de mülakat denen komedi ile taraftarları makama yerleştirmek gibi garip bir sisteme geçtik. Bu bizim geri kalmamıza neden oluyor. Bu seçimler milletimiz için fırsat oy verdikleri parti bunları yapıyorsa yine oy vermek istiyorlarsa desinler ki biz sizden böyle bir yönetim istemiyoruz biz size oy verirken Türkiye adil bir yer olsun istiyoruz.

Mehmet TOPKARAOĞLU: Saadet Partisinin seçimdeki performansını değerlendirir misiniz?

Veysel İLHAN: Girdiğimiz seçimlerden hiç birinde hazineden yardım almadık. Kaç seçimdir Saadet Partisi alın terlerinin buluştuğu parti. Cephaneniz az ise ona göre en yararlı şekilde para harcaması yapmanız gerekir. Herkesin gelecekle ilgili endişesi var. Partilerim mücadele etmesi gerekiyor halka bir şeyler anlatabilmesi için. Birbirleriyle mücadele etmemeli. Partiler programlarını ortaya koyarken daha büyük hedefleri olmalı.

Mehmet TOPKARAOĞLU: 24 Haziran seçimlerini değerlendirir misiniz?

Veysel İLHAN: Barışın dilini SP ile kuracağız. Biz inşallah televizyonlardaki gördüğümüz diğer partiler gibi kavgacı olmayacağız. Oy veren kişiler o partiye oy vermeden önce bir düşünmeli benim partim benim sıkıntılarımı giderebiliyor mu diye? Bu vizyon Saadet Partisinde var ama bizim taraftara ihtiyacımız var. Biz sağcı değiliz, islamcı değiliz, muhafazakar değiliz.

Mehmet TOPKARAOĞLU: Sayın İlhan, tekrar sayfamıza konuk olduğunuz için teşekkür ediyor, bu süreçte çalışmalarınızda başarılarınızın devamını diliyorum.

Veysel İLHAN: Bende başta size ve Ordu Yeni Haber Gazetesi ailesine bana ve partime bu imkanı sağladığınız için çok teşekkür ediyor, yayın hayatınızda başarılarınızın devamını diliyorum.