Ordu Zen Sanat Akademisi işletmecilerinden Edebiyat öğretmeni Neşet Sayman, Ordu’daki kültür ve sanat faaliyetlerini değerlendirdi.

Gazetemiz muhabiri Semra Gençosmanoğlu ‘na verdiği röportajda çocukların ve gençlerin sanatsal yeteneklerine dikkat çekerek özellikle gençlerin ufkunun açılması yönünde ailelere ve eğitmenlere önemli görev ve sorumlulukların düştüğüne dikkat çekti.

Semra Gençosmanoğlu: Zen sanat akademisinin faaliyetleri hakkında bilgi verir misiniz?

Neşet Sayman : Zen sanat akademisinin temeli 2012 ye dayanıyor. Bir sanat kulubüyuz ama artık aynı zamanda Zen Sanat atölyesi olarakta işletme kimliğimiz var çalışmalarımızı o şekilde yürütüyoruz. Resim müzik santraç fedarasyonuna bağlı santraça da başladık. Eşim zaten resim öğretmeniydi onunla birlikte yola çıktık bir katkı sağlamak amacıyla. Nereye geldiğimiz kamuoyunun takdiri. Her yaştan bireyi sanatla buluşturmaya devam ediyoruz. Müzik anlamında ise keman bağlama piyano yan flütüne kadar gençlerimizi müzikle de buluşturmaya çalışıyoruz.

Semra Gençosmanoğlu: Aile çocuğunundaki yeteneği görüp size getirdiğinde ne gibi bir takvim süreci hazırlıyorsunuz?

Neşet Sayman : Aslında toplumu oluşturan bütün bireylerin içinde bir yaratıcılık var. Sadece çocuğun müziğe resme ilgisi olması önemli değil. Önemli olan bütün çocuklarımızın içinde bir yaratıcılık olduğunun farkındalığını yaratmak. Sanat güzelden zevk alma olayı. Toplumdaki her bireyin yeteneklerini keşfetmesi için kendi öz güveni ile buluşturması hangi meslek dalında olursa olsun bu birey her zaman topluma daha yararlı olur. Bizim ulus olarak kaybettiğimiz nokta duygusuzluk. Tabi ki biz atölyemizde güzel sanatlar fakültelerine öğrencileri hazırlıyoruz. Bu öğrenciden öğrenciye değişen bir süreç.

Toplumda şöyle bir algı var resimle müzikle neden vakit geçiyor çocuklar matematik çalış sen doktor ol gibi. Bu yönde velilerimizin ne yazık ki kör bir zorlamasıyla karşı karşıyayız. Sınavı kazanamayan son çare olarak buralara gelmesi fakültenin başarısına da olumsuz etki ediyor. Velilerimizin çocuklarının geleceklerini özgür bırakmasını istiyorum.

Semra Gençosmanoğlu: Çocuklar size geldiği zaman onlardaki farkındalığı nasıl keşfediyorsunuz?

Neşet Sayman : Bu iş aslında benim değil sanatçılarımızın uzmanlık alanı. Bize gelen arkadaşlarımızın önce bir ortamla tanışmasını istiyoruz. Bir aylık esnek süre tanıyoruz. O süreçten sonra yönlendiriyoruz.

Semra Gençosmanoğlu: Ordu’da edebiyat faaliyetlerini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Neşet Sayman : Büyükşehir anlamında bakıldığında İstanbul Ankara gibi sanatsal  bir zenginliğe şu anda ulaşmış değiliz. Çok değerli arkadaşlarımızın bu konuda çabaları var. Ordu bu anlanda Anadolu da tiyatronun ilk ortaya çıkan yerlerinden biri bunu geliştirmek bizim elimizde hepimizin buna destek olması lazım.

Semra Gençosmanoğlu: Sokak çalışmalarınızdan biraz bahseder misiniz?

Neşet Sayman : Biz sanatı herkese indirmeye çalışıyoruz. Sokak sergileri yaptık. Bir AVM de çocuk sanat faaliyetlerimizi devam ettiriyoruz. Biz elimizden geldiğince sürdürüyoruz. Önümüzdeki sene de bunları sürdürmeyi düşünüyoruz. Önümüzdeki dönem Altınordu çapında düşündüğümüz bir resim yarışmamız var. Önümüzde 4 Şubat dünya kanser günü var özellikle bu yüzden kanser hastalığına farkındalık sağlamak için bir organizasyon düşünüyoruz. Bu resim yarışması olacak ana sınıfı ilkokul ve ortaokul düzeyinde.

Bunun dışında yine 28 Ekimde bir etkinliğimiz olacak. Çocuklarımızın arkadaşlarımızın yaptığı resimlerle ilgili bir sergimiz olacak. Piyano ile kemanla öğrencilerimizin sergilediği mini bir konserle birlikte olacağız. Bu programımızın açılışını Sunay Akın’la gerçekleştireceğiz.

Semra Gençosmanoğlu: Opera bale heykelcilikle ilgili herhangi bir çalışmanız var mı yoksa Ordu’nun ne yapması gerekiyor?

Neşet Sayman : Şimdi bunlar büyük özveriler gerektiren çalışmalar. Bundan yüksek maliyetli şeyler ileride belki opera bizi aşar ama bale ve heykel anlamında bu çalışmaları yapmayı hayal ediyorum.

Semra Gençosmanoğlu: Elinizdeki yeteneklerin örnek aldığı sanatçılar var mı?

Neşet Sayman : Piyano da ve resimde çok ileri giden çocuklarımız da Fazıl Say’ı merak ediyorlar. İlgilenildiği zaman merak etmesi çok hoş bir duygu. Ama yeterli değil biz hissettiremiyoruz bir adım öteye geçirmemiz lazım.

Semra Gençosmanoğlu: Sayın Sayman geldiğiniz için çok teşekkür ediyorum. Önemli konulara ve açıklamalara parmak bastınız. Umarım aileler ve kamuoyu uyarılarınızı dikkate alır. Bundan sonraki eğitim hayatınız da ve yaşantınızda başarılar diliyorum.

Neşet Sayman : Bende çok teşekkür ediyorum Semra Hanım. Öncelikle bana bu fırsatı sağladığınız için şahsınıza ve Ordu Yeni Haber Gazetesi ailesine şükranlarımı sunuyor, yayın hayatınızda başarılarınızın devamını diliyorum.