HABER ARAMA
Ordu Nöbetçi Eczaneleri
HABER ARŞİVİ
Lütfen Bir Tarih Seçiniz
ANKET
Yeni İnternet Sitemizi Beğendiniz mi?
  • Gayet Güzel
  • Kullanışlı
  • Beğenmedim
SON DAKİKA HABERLER
Ordu Havaalanı Transfer Samsun Havaalanı Vip Transfer
16 Ocak 2019 Çarşamba Saat: 11:00

CEYLAN: ASIL ENFLASYON %50

KESK Ordu Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Ferit Ceylan, Dünyanın neresinde olursa olsun çarşıda, pazarda fiyatlar sürekli artarken, resmi enflasyon rakamlarının sürekli düşmesinin mümkün olmadığını söyledi. Buna rağmen TÜİK,
CEYLAN: ASIL ENFLASYON %50

KESK Ordu Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Ferit Ceylan, Dünyanın neresinde olursa olsun çarşıda, pazarda fiyatlar sürekli artarken, resmi enflasyon rakamlarının sürekli düşmesinin mümkün olmadığını söyledi.

Buna rağmen TÜİK,  Türkiye’de hayat pahalılığının, döviz kurunun, faizlerin rekor üstüne rekor kırdığı bir ortamda enflasyonun düştüğünü iddia etmiş,  emekçilerin temel tüketim ve ihtiyaç maddelerinde yaşanan gerçek enflasyon en az %50 civarında olmasına rağmen ne yapıp edip resmi enflasyonu %20,3’te tutmayı başarmıştır diyen Ceylan,Bu TÜİK’in ilk başarısı değildir. Aynı TÜİK daha önce enflasyon hesaplama sepetine yazın soba borusu ve patinaj zincirini, kışın mayoyu ve bikiniyi ekleme başarısı göstermiştir. Pinpon topu, ördek eti, deve eti gibi ürünlerin enflasyon sepetine eklenmesini  ‘ağırlıklarını çok düşük tutuyoruz’  diyerek savunabilmiştir.

Yine enflasyon hesabında dar gelirlilerin, emekçi kesimlerin en yüksek oranda harcama yaptığı gıda ürünlerinin ağırlığını 2011 den bugüne 4.57 puan aşağı çekme başarısı da TÜİK’e aittir. Ülkemizi mutluluk sırlamasında 145 ülke içinden sadece Tunus, Yemen ve Afganistan’ın önünde 142. sırada gösteren uluslararası araştırmayı elinin tersi ile iterek yüzde 58’mizin mutlu olduğunu ilan eden, böylece bizi çekemeyen ecnebilere misliyle karşılık veren de aynı TÜİK’tir.

Elbette ki TÜİK derken bu kurumda bin bir zorluk içinde çalışan, emeğinin karşılığını alamayan emekçileri kast etmiyoruz. Hükümetten aldığı talimatla yaşanan gerçek enflasyonu düşük göstermek için rakamlara ters takla attıran yönetici takımından bahsediyoruz. Öte yandan asıl sorumlunun ülkede yaşanan krizin faturasını emekçilere yıkmak için politika üretenler olduğu da açıktır” dedi. 

Yaşanan süreçte ücretli kesimler, dar gelirliler başta olmak üzere toplumun %99’unun sorumlu olmadıklarını ekonomik krizin faturasını ödememek için omuz omuza vermeye çağıran Ceylan şunları söyledi:  “Bu doğrultuda 31 Ekim’de ‘Yoksullaşmaya, İşsizliğe, Güvencesizliğe Karşı Birlikte Mücadele’ programını açıklayıp 17 Kasım ile 22 Aralık tarihleri arasında İzmir, Samsun, Adana, Diyarbakır, İstanbul Bölge Mitingleri ile yurdun dört bir yanındaki emekçilerle, halkla buluşan konfederasyonumuz KESK’i haklı çıkarmıştır.

Evet, bizler en başından beri ülkeyi yönetenlerin asıl hedefinin enflasyonu düşürmek değil, enflasyonu düşük göstererek çalışanların maaşlarını, ücretlerini baskılamak olduğunu ifade ettik.  5 milyon kamu emekçisine ve emeklisine verilmesi gereken enflasyon farkını düşük tutmak için her yolun deneneceğini söyledik.

NE YAZIK Kİ BİZ HAKLI ÇIKTIK

Daha beş, altı ay öncesine kadar, ‘IMF’ye borç verecek hale geldik’ diye övünenlernin IMF’nin reçetesine sarıldığını ifade eden Ceylan, “IMF’nin çalışanlara hedeflenen enflasyona göre ücret verilmesi, enflasyon hedeflenenden yüksek çıktığında ise mevcut fark verilmesi uygulamasından vazgeçilmesi tavsiyesine harfiyen uyulmuştur. Enflasyon farkının hesaplanmasında YEP enflasyon hedefinin temel alınacağına dair bir algı oluşturularak fiili durum yaratılmıştır.

Böylece hazırlanan ortamda iktidara enflasyonu düşürmek değil, belirlenmiş hedefe uygun olarak düşük gösterecek yöntemleri bulmak kalmıştır. 

Bunun için ilk adım Ekim ayı enflasyonunu hükümetin beklediği oranın üzerinde açıklayan TÜİK’in Genel Müdür yardımcısının görevden alıp yerine Hazine ve Maliye Bakan’ın Enerji Bakanlığı döneminden mesai arkadaşının getirilmesi ile atılmıştır.

Ardından “enflasyona topyekün mücadele“ adlı altında,  sadece enflasyon sepetindeki 50 ürünü kapsayan iki buçuk ay süreli  %10 indirim kampanyası ilan edilmiştir.

Enflasyonu düşürmek değil, düşük göstermek için alınan söz konusu önlemler hemen ilk ayda etkisini göstermiştir. Yeni göreve getirilen Genel Müdür Yardımcısı ile performansını yükselten TÜİK kasım ayında enflasyonun %1.44 düştüğünü açıklamıştır. Aralık’ta ise kantarın topuzu hepten kaçırılmıştır.

Yılın başında enflasyon sepetinde yer almayan kimi bildik market zincirlerinin ürünlerinin usulsüz bir şekilde son iki ayda sepete eklenmesi, ayın 25’inde kapatılması gereken sepete yılbaşı indirimleri nedeni ile ayın son günlerinde fiyatları düşen parfüm, hediyelik eşya gibi ürünlerin eklenmesi gibi yeni Ali Cengiz oyunları ile Aralık enflasyonun %0.40 puan düştüğü, yıllık enflasyonun ise %20.3 ile YEP ile belirlenen %20,8 hedefinin bile altına indiği açıklanmıştır.

Buradan bir kez daha altını çiziyoruz. Bugün ‘hedefleri tutturduk, hatta YEP ile hedeflenen enflasyonun altına indik’  söylemlerinin inandırıcı hiçbir yönü yoktur.  Çünkü ortada olan şey hedef tutturma değil,  yıllardır oynanan Ali Cengiz Oyunlarına yenileri eklenerek bulunan rakamları enflasyon diye yutturma çabasından ibarettir. Ancak işçiler, emekçiler yıllardır oynanan bu oyunları bugün çok daha net görmektedir.

Bugün kamu emekçileri olarak elimize geçen maaşlarımızı gösteren bordrolarımız da bu oyunları açığa çıkarmakta, artan yoksulluğumuzu belgelemektedir.

Buna rağmen, Yıla yüzde 7 enflasyon hedefiyle başlayıp, yılsonunda gerçekleşen yüzde 20.30 oranlı enflasyona sevinmek,

Yılın başında 1 dolar 3,76 TL iken yılın sonunda1 doların yüzde 41 artışla 5,30 TL’ye çıkmasını ‘döviz frenledik’ diye yorumlamak 

Yine yılın başında % 1,2 olan ihtiyaç kredisi faiz oranı yılın sonunda neredeyse iki katına çıkmasına rağmen “hedefleri tutturduk” nutukları atmak halkın aklıyla dalga geçmektir.  

Öte yandan  31 Aralık 2018 tarihinde açıklanan Gelir Vergisi tarifesi  çalışanların dilim dilim soyulmasına devam  edileceğini ispatlamaktadır. Yeniden Değerleme Oranı  %23.73 olmasına rağmen geçtiğimiz yıl 14.800 TL olan birinci vergi dilimi %21 oranında arttırılarak 18.000 TL, 34.000 TL olan ikinci vergi dilimi ise sadece %17 arttırılarak 40.000 TL olarak belirlenmiştir.

Buna göre başta 399 sayılı KHK’ye tabi olarak çalışan sözleşmeli personel olmak üzere kamu emekçilerinin çok büyük bir bölümü yılın dördüncü, beşinci ayından itibaren %20’lik ikinci vergi dilimine girecektir. Önemli bir bölümü de yedinci, sekizinci aydan itibaren yüzde 27’lik üçüncü vergi dilimine girecektir. Kısacası emekçilere kaşıkla verilen enflasyon farkı ve maaş zammı daha cebimize girmeden vergiye gidecektir.

Dost zor günde, dar günde belli olurmuş. İçinde bulunduğumuz ekonomik kriz koşulları hangi konfederasyonların, hangi sendikaların kamu emekçilerinin hakları için mücadele ettiğini de göstermiştir. Sadece kamu emekçilerinin değil, tüm ücretli kesimlerin yaşamını alt üst eden ekonomik krize karşı kamu hizmetleri alanında sesini yükselten tek konfederasyon KESK olmuştur.

Lafa gelince kendisini beş milyon kamu emekçisinin ve emeklinin tek yetkilisi gibi gösterip böbürlenenler sıra işe, emeğin haklarını savunmaya gelince ortada gözükmemiştir. Bugüne kadar altına imza attığı satış sözleşmeleri ile kamu emekçilerinin ve emekliklerinin mali, sosyal, özlük pek çok hak kaybı yaşamasına yol açan malum yandaş konfederasyon yönetimi karnından konuşmaya devam etmektedir. Yaşanan kayıpların telafisini istemek yerine “Kamu Görevlilerinin 2019 Yılı Ocak Ayı İtibariyle Maaşları % 10.70 arttı” gibi suya sabuna dokunmayan garabet açıklamalara imza atmayı tercih etmektedir.”

Anahtar Kelimeler : CEYLAN:, ASIL, ENFLASYON, %50

Haber Yorumları ( 0 Adet)

Adınız
E-mail Adresiniz
Güvenlik Kodu Lütfen Resimdeki kodu yazınız
Bu Habere Yorum Yapılmamış.
İlk Yorumu Siz Yapmak İster misiniz?

Son Haberler

 

Ordu Yeni Haber Gazetesi Tavsiye Formu

Bu Haberi Arkadaşınıza Önerin
İsminiz :
Email Adresiniz :
Arkadaşınızın İsmi :
Arkadaşınızın E-Mail Adresi :
Varsa Mesajınız
Güvenlik Kodu Lütfen Resimdeki kodu yazınız