ESNAFINA SAHİP ÇIK…

“Alışverişini yerel esnaftan yap, esnafına sahip çık…”

Memlekette  ekonomik veriler malum. Ordulular size sesleniyorum. Esnafın çığlığını duy.

Her mahalle arasında yıllara meydan okuyarak kepengini açık tutan bakkal, büfe gibi küçük işletmeler ayakta duramıyor, günden güne yok oluyor.

Esnaf zaten komşu canıyla geçiniyor. Hepsi aynı cümleyi kuruyor. “Amacımız duygu sömürüsü yapmak, göz boyamak değil. Büyük işletmelerin yüksek rekabet gücü karşısında direnme gücümüz gün geçtikçe azalıyor.”

 “Ürettiğimizde hile yok, evimize alın terimizle helal lokma götürmekten başka derdimiz de yok."

Kimi zaman anahtarını, kimi zaman çocuğunu teslim ettiğin, üzerinde paran yoksa borç yazdırdığın, düğününe gelip karşılama oynayan, cenazende acını paylaşan Ordulu esnafına sahip çık.

Unutulmasın ki, ülkemizde esnaf ve sanatkâr yok olursa, ülke ekonomimizin bel kemiği kırılmış olur. Olan Ordu’ya, Orduluya olur.

 VEKİL UYARIYOR…

CHP Ordu Milletvekili Mustafa Adıgüzel fındık adına ciddi  cümleler kuruyor. Lakin memlekette fındık kabuğunu doldurmayacak kadar konuşulmuyor. Sanki Adıgüzel’in sözleri bir bardak suda fırtına koparacak kadar önemsiz…

“Ferrero firmasının Ordu’ya bir fındık kırma tesisi ve stratejik depolama alanı kurmak istiyor.

Cumhurbaşkanlığı’ndan üst düzey bir yetkili Ordu’ya gelerek Organize Sanayi Bölgesinde yer aradığını ifade etmiştim.

Konuyu birkaç kez TBMM Genel Kurulu’nda dile getirdim.

Ordu’da başta Ordu Valisi olmak üzere bazı siyasilerin konudan haberdar olduğunu da ifade ettim.

Ordu’da fındık kırma işi yapan birçok firmanın, manavın ve ihracat firmalarının durumdan tedirgin olduğunu, fındık sektörünün en azından bu ayağının ağırlıklı olarak bizde olduğunu ve bu ayağın da kaybedilmesiyle beraber fındığın tamamen yabancı sermayeye terk edileceğini kaydettim.

Bir şeyler elimizden gidince kıymetini anlayacağız galiba…

SIRRIPAŞA CADDESİ (20 Kasım 2019 yazı)

Kötü yola düşüyoruz.

Ansızın.

Hiç beklemediğimiz anda.

Mecburen.

Hiç farkında olmadan…

Hatta kimi zaman bile bile, gönüllü, isteyerek, kendimiz tercih ederek…

Uzatmayın artık bu işi. Kötü yoldayız farkında değil misiniz?

Çıkın Sırrıpaşa caddesine, Tahıl Pazarından, eski Millet Sinemasının olduğu yere kadar yürüyün,  yürümeye çalışın.

Milletin derdi kötü yola düşmemek…

Milletin derdi sağ salim, kazasız belasız bastığı o toprakları sağlıklı geçebilmek.

Bugün 11 Aralık 2019. Sırrıpaşa Caddesindeki çalışmalar sıktı artık. Yağmur çamurda perişanlık diz boyu. Yakışmıyor bu kente. Uzatmayın, bitirin bir an evvel.

GÜNÜN FIKRASI

Yeni evlenen gelinle, kaynanası karşı karşıya oturmuşlar. Birbirlerini tanımak için anlatmaya başlamışlar.

Kaynana: Kızım sen daha yenisin, birbirimizin huyunu suyunu oturup konuşalım. Böylece birbirimizi daha iyi tanırız.

Gelin : Tabii ki anneciğim, konuşalım demiş.

Kaynana başlamış anlatmaya: Bak kızım, benim üç halim vardır, dikkat et. Saçıma gül takmışsam Neşeli günümdeyim demektir, her yola gelirim. Kulağımın arkasına gül takmışsam tam havamda değilim demektir. Çok ısrarcı olma. Eğer ki yakama gül takmışsam sakın etrafımda dolaşma, çok sinirliyim demektir.

Kaynanın lafı bitince gelin başlamış konuşmaya: Anne benim halim falan yoktur. Bacak bacak üstüne atarım, sigaramı yakarım. Sen gülü nereye takarsan tak, ben keyfime bakarım :)