Türk Hava Yolları Kurumsal İnovasyon ve Projeler Başkanı Adem Yılmaz ODÜ Sosyal Farkındalık Kulübü tarafından düzenlenen ‘İyi Bir Başlangıcın Püf Noktaları’ konulu konferans verdi.

Tıp Fakültesi Morfoloji Binası Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen konferansa Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Tevfik Noyan, Prof. Dr. Fikri Balta, Prof. Dr. Ş. Metin Kara, Genel Sekreter Yusuf Yaman, akademisyenler ile öğrenciler katıldı.

Türk Hava Yollarının tarihçesi ve yaşadığı serüvenden hareketle iyi bir başlangıcın püf noktalarını öğrencilerle paylaşan Adem Yılmaz, “Türk Hava Yolları 1933 yılında 5 uçak ile Ankara’da kuruldu. İlk dış seyahati Ankara-İstanbul-Atina hattı ile başladı. 1956 yılında IATA üyesi oldu. 1996 yılından itibaren kendi içerisinde birtakım sıçramalar yapmaya başladı. 1980’li yıllar ilk defa transatlantik uçuşları bünyesine kattı. 2005 yılından sonra yerli hava yolu şirketlerine de Türkiye içerisinde uçma hakkı verildi. Bu hareket Türkiye’de sivil havacılığın önünü açtı ve bu durum Türk Hava Yollarına da ciddi bir ivme kazandırdı. 2006 yılında halka arzla birlikte Türk Hava Yollarının kurumsal kariyerindeki başarı hikayesinin ilk adımları atılmaya başlandı. Önceki yıllarda yaptığımız yatırımların meyvesini 2009 yılında almaya başladık. Birçok hava yolu batmasına rağmen biz her yıl büyüme kaydediyorduk. 2010 yılında büyük hava yolu şirketleriyle rekabet edebilecek duruma geldi” dedi.

Büyümenin arkasında sadece üst yönetimin etkili olmadığını belirten Yılmaz, “Büyümemiz teknik servisten yolcu hizmetlerine kadar herkesin dahil olduğu bir ekip çalışmasıyla oldu. Bunun en önemli sebebi Türkiye’nin küresel ekonomik entegrasyonunda elde ettiği başarılardı. Krizleri başarıyla atlattık. Birtakım hava yolu şirketlerinin iflas ettiği dönemden biz büyüyerek çıktık. Türk hava yolları şu anda 115 ülkeye uçabilen tek havayolu şirketidir. 1933-2003 arası kendi kabiliyetimizi keşfettiğimiz yıllar oldu” şeklinde konuştu.

Türk Hava Yollarının tarihçesinin ardından kariyere şekil veren iç ve dış unsurlara değinen Yılmaz, “Bireysel unsurlardan birincisi,  mesleki ve formasyonel donanımdır. Bir üniversite öğrencisinin ilk yapacağı şey kendi alanında en iyi olmaktır. Fakültelerde okuyan arkadaşlarım kendi donanımlarını ne kadar iyi sağlarlarsa o oranda dışarıyla rekabet edebilirler. Mesleki donanımımızı mükemmel hale getirmek durumundayız. Diğeri de kişisel etkileşim ve yetkinlikler diyebileceğimiz kendimizin etki alanında olan kendimizi geliştirebileceğimiz alanlardır” dedi.

Yılmaz kariyere şekil veren dış unsurlara çok fazla müdahil olunamadığını ifade ederek “Aile, okul, arkadaş ortamı bizi üst noktaya taşıyabilecek dış unsurların başında geliyor. Üniversite ve yaşanılan şehrin koşulları da önemlidir. Bu durumlar mezun olduktan sonra bizi nelerin beklediğine karar veren dış unsurlardır. Makro-mikro ekonomik koşullar da dış unsurlar olarak nitelendirilebilir. Bireysel kariyerimizde hepimiz birtakım tercihlerde bulunuyoruz, birtakım iş birliklerine giriyoruz. Bu alınan kararlar bazen bize riskli kararlar gibi gelebiliyor fakat uzun vadede bizi ileriye götürecek kararların başında gelebiliyor. Dolayısıyla geçmiş dönemdeki bir aile ortamında veya bir arkadaş ortamında aldığımız kararlar bizim uzun vadede geleceğimize şekil verebiliyor” şeklinde konuştu.

Soru-cevap şeklinde devam eden konferans, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Tevfik Noyan’ın Adem Yılmaz’a teşekkür belgesi vermesinin ardından sona erdi.