HABER ARAMA
Ordu Nöbetçi Eczaneleri
HABER ARŞİVİ
Lütfen Bir Tarih Seçiniz
ANKET
Yeni İnternet Sitemizi Beğendiniz mi?
  • Gayet Güzel
  • Kullanışlı
  • Beğenmedim
SON DAKİKA HABERLER
Ordu Havaalanı Transfer Samsun Havaalanı Vip Transfer
16 Aralık 2017 Cumartesi Saat: 09:58

ENGİN’DEN, KÜLTÜREL GİRİŞİM HAREKATI ATAĞI

Tiyatro ve Sinema Sanat Yönetmeni Okan Sadri Engin, gazetemize verdiği röportajda oyunculuk kariyeri, tiyatro ve sinema dallarında günümüz koşullarını değerlendirdi. Geçmişle bugün arasında da kıyaslamalarda bulunan Engin, kültürel giri
ENGİN’DEN, KÜLTÜREL GİRİŞİM HAREKATI ATAĞI

Tiyatro ve Sinema Sanat Yönetmeni Okan Sadri Engin, gazetemize verdiği röportajda oyunculuk kariyeri, tiyatro ve sinema dallarında günümüz koşullarını değerlendirdi. Geçmişle bugün arasında da kıyaslamalarda bulunan Engin, kültürel girişim hareketinin kaçınılmaz olduğunun altını çizerek, sanat evlerinin önemine de ayrıca dikkat çekti.

Semra GENÇOSMANOĞLU: Sayın Engin, haftanın röportajı sayfamıza hoş geldiniz. Bir Ordulu olarak tiyatro ve sinema dallarında bugüne kadar özverili çalışmalara imza attınız. Oyunculuğa Nasıl Başladınız?

Okan Sadri ENGİN: Tiyatro dediğimiz zaman aslında benim küçüklüğümden beri sinemaya merakım vardı. Bu merakım 9 yaşında eski Türk filmlerini izlerken hoşuma gittiği için filmler sinemaya merak sarmıştım. Tiyatro aklımda yoktu. Liseye başladığım zamanlarda bir tiyatro grubu olduğunu söylediler bana, bende katıldım arkadaşlarla gittik. O gün bugündür tiyatronun içerisindeyim. Tabii lise bittikten sonra bu şehirde mesleğimi yapacak bir yer aradım. Sene 1998-1999 olması gerekiyor.

Rahmetli Aydın Üstüntaş hocamızla tanıştık. Konservatuarımız vardı bizim o dönemde yıllardan beri 1996 yılında kurulmuş sanatın her türlü alanında 2-3 yıllık eğitim veren bir belediye konservatuarımız vardı. O konservatuarda başladık çalışmalara sonra Karadeniz tiyatrosunda devam ettik Aydın hocamızın desteğiyle 6-7 yıl bu tiyatroda devam ettim. Ondan sonraki süreç İstanbul olarak devam etti.

Semra GENÇOSMANOĞLU:  Zaman Zaman Sinema alanında Faaliyetleriniz de oldu. Bunlardan biraz bahsedermisiniz?

Okan Sadri ENGİN: 2005 yılında 2009 yılına kadar aktif kendi tiyatromu kurdum birçok özel tiyatroda görev aldım yönetmen asistan olarak. Şehir tiyatrosundan bir hocamızla birlikte bu kast işine girmeye karar verdik. Şimdi ne kadar tiyatro yapmış olsak bile her zaman şu denir yani tiyatrocular bir şekilde hani özel tiyatroda yapıyorsanız bunu bir şekilde para kazanmak zorundasınız yani yeri geldiğinde dekorumuzu kendi cebimizdeki son paramızı dekorumuza veririz.

Kendimiz aç gideriz gerekirse sokakta, taksimde sabaha kadar doğaçlama yapar eğleniriz ama dekorumuzdan ödün vermeyiz. Şimdi bunun içinde bir alternatif bulmamız gerekirken işte kast ajanslığına soyunmaya başladık. Bende bütün kast ajanslarına başvuru yapmıştım. Ne hikmetse bu işler nasıl yürüyor diye girdiğimiz kast ajans sistemini görmek için gittiğimiz zaman teklif almaya başladım.

Şimdi bu güzel bir şey olmaya başladı ve 2008 yılından 2012 yılına kadar aktif televizyon dizilerinde roller aldım. Tabii ki 2009 krizinden sonra kendi yerimi de kurmuştum. Daha sonra 90 kişilik tiyatromu da kurdum onun yanı sıra kendime ait bir ajansım oldu kast ajansım, sektörün içerisinde var olma çabası gösterirken 2009 krizi prodüksiyonla sinemayla uğraşan herkes çok iyi bilir. Prodüksiyonları vurdu. Kısa bir sürede Türkiye’de 2009 krizi sinema dizi sektörünü vurdu. Bu kriz sonucunda kendimi riske atmak istemedim. Bütün faaliyetlerimi bitirip Antalya’ya yerleşmeye karar verdim.

Antalya da 2-2,5 sene falan kendimi yazmaya, üretmeye ve bilgilerimi tazeleyeme ve bundan sonraki süreçte neler yapabilirim diyerek kendimi aslında bir dinlenme sürecine çektim yıllar sonra. Orduya dönüşümde 2012 yılında dönmek üzere geldiğim zaman birçok eksiklik gördüm.

Semra GENÇOSMANOĞLU: Sayın Engin, Kast Ne Demek? Ne anlama geliyor?

Okan Sadri ENGİN: Oyunculuk albümü gibi düşünelim. Elimizde albümlerimiz yok ama bir SV sistemi yani bir işe başlıyorsanız bir SV vereceksiniz onun gibi düşünelim. Biz dizide oynamak istiyorsunuz diyelim bir ajansla bir yapımcıyla anlaşmadan önce kendisini tanıtacağı bir SV olması gerekir. Bu SV’lerin bir havuzda toplandığı kademlere ayrılır. Yeni yüzler, bayan oyuncu, erkek oyuncu, yardımcı oyuncu, manken, hostes. Animatöre kadar kademe kademe sizin başvurmuş olduğunuz yerler sistemde ayrılır ve orada fotoğraflarınız çekilir. Kilolarınız, vücut ölçüleriniz şimdi bir film çekeceğiz ya da sahne gösterisi yapacağımız zaman sizin beden ölçünüzden tutu ayakkabı numaranıza kadar ihtiyacımız var.

 Çünkü sizi giydireceğiz yani kast böyle bir şey. Bu kast sistemi aslında daha doğrusu ajans sistemi sinema filmcilerin prodüksiyon olarak sinemacıların, yapımcıların bütçe olarak çok rahatlamasını sağlıyor. Direk anlaşmaktansa aracı kurmak daha ucuza daha farklı yerlere, aranızda ajanslar sizin simsarınız oluyor. Gençler yeteneklerini sömürecek bir ajansa ihtiyaçları var. Ajans sisteminin başındaysanız yetenekli insanın önünde siz iyi yönetirseniz iyi bir menajersinizdir. Bunu iyi yönetmek içinde tabii ki sizin de kazanmanız gerekir ki o sistemi yürütmek gerekir. Yani biraz emeğinizi sömürmek gerekir.

Semra GENÇOSMANOĞLU: Antalya’dan Ordu’ya geldiğinizde ben bu sanatı yapamam dediniz mi hiç?

Okan Sadri ENGİN: Ben hiçbir zaman böyle bir düşünceye kapılmadım. Çünkü 3 sene içerisinde çok fazla şey öğrendim. Yani 7 tane oyun yazdım, 4 tane sinema senaryosu yazdım. Planlamalar yaptım kültürel gelişimin hareketinin temelini attım. Aslında bu düşünme sürecinin bir nevi gelecekteki çalışmalarıma daha kaliteli olmasını sağladı.

Döndüğüm zaman Ordu’ya bize çok dayattılar sanat şehri dediler şu bu dediler ben bunu her platformda söylüyorum. Gerçekten sanatla uğraşan sanatçı dediğimiz insanlar yani sanatçı terimi de çok kullanılır oldu. Ben kendi adıma kullanmıyorum mesela altyazıya sanatçı yazdırabilirdim ama yazdırmadım. Neden: bu kavramın içi o kadar boşaldı ki, bu işi gönülden yapan insanlarla bu konuyu tartıştığımız zaman bir avuç insan görüyoruz gerisi şişirilmiş. Medya olarak şişirilmiş bilinçsiz insanlar şişirmiş.

Yani her önüne gelen sanatçı olmuş. Sanat terimini bir kalıba sokmanız bir kere imkânsız. Sanatçı dediğimiz zaman onun altını doldurmamız gerekir yani bilgi, birikim çok farklı genel sanat yönetmeni dediğimiz kişinin çok farklı açılardan düşünmesi gerekir. Yönetimlerin, kurumların, derneklerin yani gereksiz ödüllerin bunu meslektaşlarımız çok yapıyorlar. Sipariş üzeri ödüllerde dağıtılıyor ödüller insanlara halkın karşısında biraz büyütüyor. Bu kelimenin altı boşaltılıyor.

Bunu biz çok görüyor muyuz hayır insanlar sanatçıları severler. Bir şiir yazanı, bir tiyatroda oynayanı severler. Onları benimserler onları içine alırlar. Yani onların yapmak istedikleri yerdesinizdir. Ama siz onlara bir yalanla çıkıyorsunuz sanatçılık demek aslında büyük bir yalancılıktır. Ben bu yalancılığı oyunculukta kullanmak isterim çünkü en büyük yalancı oyuncudur. Çünkü belki zenginimdir ama açlığı oynuyorumdur ben seni ağlatmışımdır. Ben yalancılığı sahnede kullanmalıyım. İlk geldiğimde kartvizitimde sanat işçisi yazıyordu birçok basında da sanat işçisi olarak lanse edildim ve bu bana daha çok onur verdi. Çünkü o işçiliğinden gelmek çok önemli bir şey. Ben hala sanat işçisiyim.

Semra GENÇOSMANOĞLU: Son olarak neler yapmayı düşünüyor ve hedefliyorsunuz?

Okan Sadri ENGİN: Dernek kurdum ama sendika türü değil oyunculukla ilgili bir şey değil. Bu bir kültürel girişim hareketi başlatmak istedim. Yani şimdi bir ressamın değeri biçilmesi gerekir işte bir tespih yapan Mesudiye’deki bir amcamın, Artvin’deki bir dedemin bastonları belki dünya çapında bir sanat eseridir. Ama bunu gösterebileceği bir alanı yoktur. Ya da bir müşterisi yok. Avrupa’da bu iş sanat tüccarlığı çok tehlikeli bir terim ama bir şekilde de bu insanları aracı olması gereken insanlara ihtiyacı var.

Bir menajerlik gibi düşünelim kültürel girişim hareketi de sadece inşaattan ya da hizmet sektöründen şundan bundan para kazanmak değil kültürel girişimden de o tür girişimcilikte var ama bu tür girişimcilikte var.

Kültürel ve sanatsal alanda olan girişimcilikte eğer desteklenirse gerçekten bu insanlarda para kazanabilirler herkes yaptığı emeğinin karşılığını alır ve aracı olan insanlarda bir sektör oluşturabilirler. Bizim burada bu sektörü korumamız çok zor önce çalıştaylar düşündük işte ne yapabiliriz dedik.

Semra GENÇOSMANOĞLU: Sayın Engin, tekrar sayfamıza konuk olduğunuz için teşekkür ediyor, bundan sonraki sanatsal faaliyetlerinizde başarılarınızın devamını diliyorum.

Okan Sadri ENGİN: Sayın Gençosmanoğlu, bende başta şahsınıza ve Ordu Yeni Haber Gazetesine, bana bu fırsatı sunduğunuz için şükranlarımı sunuyor, yayın hayatınızda başarılarınızın devamını diliyorum.

 

 


Haber Yorumları ( 0 Adet)

Adınız
E-mail Adresiniz
Güvenlik Kodu Lütfen Resimdeki kodu yazınız
Bu Habere Yorum Yapılmamış.
İlk Yorumu Siz Yapmak İster misiniz?

Son Haberler

 

Ordu Yeni Haber Gazetesi Tavsiye Formu

Bu Haberi Arkadaşınıza Önerin
İsminiz :
Email Adresiniz :
Arkadaşınızın İsmi :
Arkadaşınızın E-Mail Adresi :
Varsa Mesajınız
Güvenlik Kodu Lütfen Resimdeki kodu yazınız