HABER ARAMA
Ordu Nöbetçi Eczaneleri
HABER ARŞİVİ
Lütfen Bir Tarih Seçiniz
ANKET
Yeni İnternet Sitemizi Beğendiniz mi?
  • Gayet Güzel
  • Kullanışlı
  • Beğenmedim
SON DAKİKA HABERLER
Ordu Havaalanı Transfer Samsun Havaalanı Vip Transfer
23 Mart 2019 Cumartesi Saat: 07:11

KILIÇDAROĞLU; “SANDIĞA GİDERKEN ELİNİZİ VİCDANINIZA KOYUN”

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Ordu’da vatandaşlara sandığa elini vicdanına koyarak gitmeleri çağrısında bulundu.  
KILIÇDAROĞLU; “SANDIĞA GİDERKEN ELİNİZİ VİCDANINIZA KOYUN”

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Ordu’da vatandaşlara sandığa elini vicdanına koyarak gitmeleri çağrısında bulundu.  

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ve Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, çeşitli programlara katılmak üzere Ordu'ya geldiler. Kılıçdaroğlu, Boztepe'deki bir otelde STK temsilcileri ve muhtarlarla bir araya gelerek ülke gündemi ve fındık konularına değinerek önemli açıklamalarda bulundu.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Özellikle geçmiş seçimlerde AK Parti'ye oy vermiş kardeşlerime seslenmek isterim. 17 yıl omuzunda taşıdın. 17 yıldır ne istediysen verdin. 17 yılda Allah'a aşkına bu fındık sorunu çözülmez mi? Bir yılda çözülecek olaydır, altı ayda çözülecek olaydır. 17 yıldır niye çözmüyorlar? Yakında fındık ithal ederlerse hiç şaşmayın" dedi.

“HERKESİN OYUNA TALİBİZ”

Ordu Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mustafa Adıgüzel'in çalışkan birisi olduğunu ve doktorluğu döneminde toplumun her yerine dokunduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, herkesin oyuna talip olduklarını belirterek, "Çünkü toplumu ötekileştirirseniz, toplumun bir kesimini dost, bir kesimini düşman olarak görürseniz bu doğru değil. Bugün geldiğimiz nokta maalesef bu. Ülkenin yarısı terörist, yarısı vatansever. Nasıl oluyor bu? Böyle bir şey yok. Bu ülkede kim bayrağını seviyorsa, vatanını seviyorsa, insanını seviyorsa benim başımın üstünde yeri vardır. Hangi partiye oy verirse versin. Sonuçta demokrasidir" diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, vatandaşları A partili, B partili ve C partili olarak ayırmanın doğru olmadığını savunarak herkesin aynı otobüste, aynı bayrağın altında olduğunu ifade etti.

“SANKİ SAVAŞA GİDİYORUZ”

31 Mart seçimlerinde muhtar, belediye meclis üyesi, il genel meclis üyesi ve belediye başkanı seçileceğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Sanki savaşa gidiyoruz. Herkesin bu bağlamda yeniden oturup düşünmesi lazım. Şu soru aklınıza gelebilir. Genel Başkan neden muhtarlarla, neden sivil toplum örgütlerinin saygıdeğer başkanlarıyla özel bir toplantı yapmak ister? Nedeni şu. Sizler toplumun kanaat önderisiniz. Kanaat önderi olmak kolay bir şey değildir. Her bir kanaat önderinin bu toplum için bir sorumluluğu vardır çünkü beraber huzur içerisinde yaşayacağız. Ayrıştırmak değil toplumu birleştirmek, topluma huzur eksenli bir hayat tarzı sunmak. Kavgayı değil barışı engel kılmak. Onun için Sivil Toplum Örgütleri'nin yöneticilerinin, meslek odaları ve muhtarların bu bağlamda sorumlukları var."

Kılıçdaroğlu, vatandaşların en rahat ulaştığı kişinin, belediye başkanı, milletvekili ve bakandan ziyade muhtar olduğuna dikkat çekerek, kapısı her zaman açık olanın muhtar olduğuna vurgu yaptı.

“ESNAFIN GÜNAHI NEDİR?”

Kılıçdaroğlu, toplantıda esnaf odalarının başkanlarının da bulunduğunu belirterek, "Esnaf. Kan kaybına uğrayan esnaf. Binlerce kişinin kepenk kapattığı esnaf. Esnafın günahı nedir, esnaf niye kepenk kapatıyor?" Esnafın en büyük özelliği devlete yükü olmaz. Tam tersine vergi verir. Tam tersine bir kişiyi alır yanında çırak olarak yetiştirir. Onun da aynı mesleği sürdürmesini ister. Ama esnaflık mesleği yok oluyor. Kim yok ediyor? Büyük alışveriş merkezleri kurdular. Alışveriş merkezlerine karşı değiliz. Ama bu ülkede yaşayan esnaf da var. Bu esnafının da evine ekmek götürmesi lazım. Bu esnafının da siftah yapması lazım" diye de konuştu.

Çeşitli ülkelerden örnekler veren Kılıçdaroğlu, "O ülkelerde esnaf da var, büyük alışveriş merkezleri de var. Ama oralarda büyük alışveriş merkezleri haftanın bir günü tümüyle kapalıdır. O gün vatandaşlar gider esnaftan alışveriş yaparlar. Bizde ise günün 24 saati, her gün açık. Vatandaş esnafa gitmiyor, alışveriş yapmıyor" dedi.

Kılıçdaroğlu, esnafın siyasal iktidara karşı artık daha uyanık olmasını isteyerek, "Bu seçimin bir özelliği var. Düşünerek sandığa gideceksiniz. Elimizi vicdanımıza koyarak sandığa gideceğiz" ifadelerini kullandı.

"FINDIK SORUNU BİR TÜRLÜ ÇÖZÜLMÜYOR"

Kılıçdaroğlu, "Aklınıza gelir miydi hiç saman ithal etmek?" diye sorarak, şunları söyledi: "Akılınıza hiç gelir miydi nohut, mercimek ithal etmek? Aklınıza gelir miydi bu memleket bir gün soğan ithal edecek, 200 bin ton sıfır gümrüksüz patates ithal edecek? Bademin yüzde 96'sı ithal ediliyor. Bir devlet planlama ile yönetilir. Devlet liyakat ve adaletle yönetilir.

Fındık sorunu ben bildim bileli var, bir türlü çözülmüyor. Çözmüyorlar. Fındık üreticileri de sorununu çözmeyen iktidara sahip çıkıyor. Ağustos ayında fındığı topluyorsunuz, ağustosun sonunda eylülde de satıyorsunuz. Ekimin de sonunda fındık fiyatları açıklanıyor. Zaten vatandaş fındığını sattı. Düşünerek sandığa gitme zamanı."

“17 YILIN SONUNDA GELDİĞİMİZ NOKTA NEDİR?”

İnsanların 17 yılın sonunda soğan ve patates kuyruğuna girdiğini de sözlerine ekleyen Kılıçdaroğlu, "Kusura bakmayın da sizin de aklınızla alay ediyorlar. Adına varlık kuyruğu diyorlar. Ne var bunda? Varlık kuyruğu olsa o kuyruğun en başında sen olurdun. Aslında Türkiye cennet gibi bir ülke. Türkiye'de her şey var. Türkiye'de olmayan devlet aklı. Bir kişinin aklı var. Liyakat yok Türkiye'de" diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti, "17 yılın sonunda geldiğimiz nokta nedir? Fabrikaları sattık. Her şeyi ithal eder noktaya geldik. Vatandaştan 2 trilyon doların üzerinde vergi aldılar. Hiçbir Cumhuriyet hükümeti bu kadar para toplamadı. 500 milyar dolara ulaştı Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin borcu. Borç, fabrikalar satıldı 70 milyar dolar, 2 trilyon dolar vergi alındı, şimdi soğan kuyruğundayız hep beraber. Nereye gitti bu para?" dedi.

“ÜRETİRSENİZ DEVLET GÜÇLÜ OLUR”

Ülkücü ve milliyetçilere de seslenen Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: "Ne diyorlardı? 'Vatan, bayrak, ordu, devlet'. Hepsi tamam. Başımın üzerinde yeri var. Devleti devlet yapan nedir? Devleti güçlü kılan nedir? Üretmektir. Üretirseniz o devlet güçlüdür. Japonya niye büyük bir devlet? Dünyanın her tarafına gelişmiş ürün ihraç ediyor. Güney Kore? Güney Kore'den önce bizim otomobilimiz vardı.

Biliyor musunuz? Anadol marka. Bugün Güney Kore'nin dünya çapında 4-5 tane markası var, bizim bir markamız bile yok. 'Otomobil üreteceğiz.' diyorlar. Nerede kaldı bu? Hani oturdular, büyük gösteriler yaptılar, iş adamları bir araya geldi. Bakanlar, başbakanlar, Cumhurbaşkanları bir araya geldi. 'Otomobil üretiyoruz.' dediler. Nerede? Milleti kandırmak için. Türkiye otomobil üretir. Otomobil üretmek artık sıradan bir olay. Mesele nedir? Ürettiğin otomobili kime satacaksın?"

“KATAR ORDUSUNA NEDEN PEŞKEŞ ÇEKİYORSUN?”

Şimdi sıranın silah fabrikalarını satmaya geldiğini savunan Kılıçdaroğlu, bu hususta da şunları kaydetti: "Hepsini sattılar, bir şey kalmadı. Silah fabrikası. O fırtına obüslerinin yapıldığı fabrika. Bugün ki değeri 20 milyar dolar. Dünyada tank üreten 5 fabrikadan birisi. Yapılan bütün incelemelerde de en başarılı görülen fabrikalardan birisi. 'Bu fabrikayı Katar ordusuna neden peşkeş çekiyorsun?' dedim.

Milliyetçi arkadaşlara ve ülkücü arkadaşlara da sesleniyorum. Bizi terörist olarak suçluyorlar. Her türlü suçlamayı yapıyorlar. Ama bu ülkenin silah fabrikalarını savunmak sadece bana mı kalacak? Niye diğerleri de savunmuyor? Şimdi ben sormak istiyorum. Vatansever ben miyim, sen misin kardeşim? Milliyetçi ben miyim, sen misin? Ülkücü ben miyim, sen misin? Ben bu ülkenin taşına toprağa kurban olurum. Ben bu ülke için her türlü fedakarlıkta bulunurum. O fabrikada imalatın nasıl yapıldığını kimse bilmez. Hiçbir yabancı devlet bilmez. Bir ülkenin silah fabrikası o ülkenin namusudur ve onurudur.

“BUNUN ADI TÜRKİYE CUMHURİYETİNE İHANETTİR”

Sen Suriyelilere 35 milyar dolar buluyorsun, 50 milyon dolar para yok. Niçin? Katar ordusuna veriyorum ben bunu. Bunun adı açıkça Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne ihanettir. O sözleşmeyi iptal et. Vallahi billahi 50 milyon doları ben sana bulacağım. Katar sözleşmesini iptal et, 50 milyon doları bir hafta içerisinde bulmazsam ben siyaseti bırakacağım."

“SANDIĞA GİDERKEN ELİNİZİ VİCDANINIZA KOYUN”

Vatandaşlara sandığa elini vicdanına koyarak gitmeleri çağrısında bulunan Kılıçdaroğlu; "Bayrak sadece benim bayrağım değil hepimizin bayrağı. Vatan sadece benim vatanım değil hepimizin vatanı. 82 milyon kişinin vatanı. O zaman bu güzel vatanı cennete döndürmek zorundayız. Beraber huzur içinde yaşamak durumundayız." dedi.

EYT’LİLERE İKİ ELİM YAKANIZDA OLUR DEDİ

Salonda bulunan EYT’lilere de seslenen Kılıçdaroğlu, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin 2019 yılında 21. yüzyılda planın olmadığını ileri sürdü. Emeklilikte yaşa takılanların sorunlarını da bildiğinin altını çizen Kılıçdaroğlu, "O derdin çözülmesi için İYİ Parti ile birlikte kanun teklifi verdik. AK Partili ve MHP'li milletvekillerin oylarıyla reddedildi. Benim şimdi şimdi sizden isteğim, bir tane EYT'li gider de onlara oy verirse benim iki elim iki yakanızda olur. Bunu da gayet net ve açık söylüyorum." şeklinde konuştu.

ŞEHİT AİLESİNE ZİYARET

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, burada ki programın ardından daha sonra şehit Jandarma Astsubay Çavuş Burçin Damcı'nın ailesini ziyaret etti.

20 Mart'ta, Şırnak'ın Silopi ilçesi kırsalında gerçekleştirilen operasyonda el yapımı patlayıcının infilak etmesi sonucu şehit olan Damcı'nın, Ordu'nun Altınordu ilçesindeki baba evine Kılıçdaroğlu ve beraberinde ki heyet ziyarette bulundu. Basına kapalı gerçekleştirilen ziyarette Kılıçdaroğlu, Damcı ailesine taziyelerini iletti.

 


Haber Yorumları ( 0 Adet)

Adınız
E-mail Adresiniz
Güvenlik Kodu Lütfen Resimdeki kodu yazınız
Bu Habere Yorum Yapılmamış.
İlk Yorumu Siz Yapmak İster misiniz?

Son Haberler

 

Ordu Yeni Haber Gazetesi Tavsiye Formu

Bu Haberi Arkadaşınıza Önerin
İsminiz :
Email Adresiniz :
Arkadaşınızın İsmi :
Arkadaşınızın E-Mail Adresi :
Varsa Mesajınız
Güvenlik Kodu Lütfen Resimdeki kodu yazınız