HABER ARAMA
Ordu Nöbetçi Eczaneleri
HABER ARŞİVİ
Lütfen Bir Tarih Seçiniz
ANKET
Yeni İnternet Sitemizi Beğendiniz mi?
  • Gayet Güzel
  • Kullanışlı
  • Beğenmedim
SON DAKİKA HABERLER
Ordu Havaalanı Transfer Samsun Havaalanı Vip Transfer
9 Haziran 2018 Cumartesi Saat: 11:34

“ EĞİTİM POLİTİKALARI SORUN YUMAĞI HALİNE GELDİ”

Eğitim-Sen Ordu Şubesi Başkanı Sezgin Yılmaz 2017-2018 Eğitim-Öğretim yılının sona ermesi nedeniyle
“ EĞİTİM POLİTİKALARI SORUN YUMAĞI HALİNE GELDİ”

Eğitim-Sen Ordu Şubesi Başkanı Sezgin Yılmaz 2017-2018 Eğitim-Öğretim yılının sona ermesi nedeniyle basın açıklamasında bulundu. Başkan Yılmaz açıklamasında şu ifadelere yer verdi: 18 milyona yakın öğrenci, 904 bini 679 öğretmen olmak üzere, 1 milyonu aşkın eğitim emekçisi açısından zorlu bir ders yılı daha tamamlanmıştır. 16 yıllık AKP iktidarı süresince Milli Eğitim Bakanlığı ilk kez bu yıl, 2017/18 eğitim öğretim yılına ilişkin örgün eğitim istatistiklerini yayınlamamıştır. Bu durum, 24 Haziran seçimleri öncesinde AKP’nin yıllar içinde eğitimin kamusal niteliğini nasıl adım adım tasfiye ettiğinin tartışılmasını istemediğini göstermektedir.

Türkiye’nin eğitim sistemi, yıllardır benimsenen piyasa merkezli, rekabetçi ve sınav merkezli eğitim politikaları sonucunda tam bir sorun yumağı haline gelmiştir.

2017/18 eğitim öğretim yılında MEB, eğitimde dinselleştirmeyi temel alan politikalarını daha da yoğunlaştırmıştır. Dini eğitim uygulamalarının sürmesi ve sıbyan mektepleri sayısının artması, MEB’in Diyanet İşleri Başkanlığı başta olmak üzere, dini vakıf ve derneklerle yapılan protokolleri sürdürmesi, ‘bütün yolları imam hatiplere’ çıkarmaktadır.

2017/18 eğitim öğretim yılı, eğitim sisteminde yaşanan ticarileştirme ve eğitimi dinselleştirme adına hayata geçirilen politikaların daha da belirgin hale geldiği bir dönem olmuştur. Siyasi iktidar eğitim alanında, büyük ölçüde kendi siyasal-ideolojik hedefleri doğrultusunda hareket etmektedir.

2017/18 eğitim öğretim yılı başından itibaren uygulanmaya başlanan yeni müfredatın bilimsel değerlendirme ve pilot uygulama yapılmadan uygulanmaya başlanması ve sürekli değiştirilen sınav sistemleri nedeniyle öğrenci ve velilerin kafası hiç olmadığı kadar karıştırılmıştır. Geçtiğimiz 16 yıl içinde MEB sınav sistemi altı kez değiştirmiştir.

Yükseköğretime, özellikle üniversitelere yönelik siyasi baskı, müdahale ve son olarak üniversiteleri bölme uygulamalarına kadar geniş bir alanda yaşanan gelişmeler yaşanmıştır. 
İkili öğretim, niteliksiz eğitim hizmeti, eğitimin özelleştirilmesi, kalabalık sınıflar, karma eğitim karşıtı uygulamalar, çocukların örgün eğitim sistemi dışına itilmesi, çocukların barınmak zorunda bırakıldıkları yerlerde cinsel istismara uğraması, artarak devam etmiştir.

Taşımalı eğitim, altyapısı bozuk okullar, okullarda öğretmenlere yönelik olarak yaşanan şiddetin artması, çocukların dini cemaat ve vakıfların kreşlerine ve yurtlarına yönlendirilmesi, Öğretmen Strateji Belgesi ile öğretmenlerin mesleki gelişimine yönelik piyasacı müdahaleler, mülakata dayalı sözleşmeli öğretmenlik, ataması yapılmayan öğretmenler vb. sorunlar artmıştır.

4+4+4 sonrasında zorunlu eğitim süresinin 12 yıla çıktığı iddia edilmesine rağmen, ortalama eğitim süresi 7,5 yılda kalmıştır. MEB verilerine göre her dört okuldan birinde ikili eğitim yapılmaktadır.

Çocuklarımız eğitim hakkından eşit koşullarda yararlanamamış, çocuk yaşta evlenmeyi özendiren düzenlemeler yapılmış, çocuk işçiler sorunu büyümüştür.

Yoksul, emekçi ailelerin çocukları başta olmak üzere, kız çocukları, kırsal kesimde yaşayan çocuklar; eğitim hakkından eşit koşullarda yararlanamamış, önemli bir bölümü dini vakıf ve derneklerin kucağına itilmiştir.

TEOG yerine getirilen yeni ortaöğretime geçiş sistemi, öğrenci ve veliler açısından ciddi sorunları gündeme getirmiş, yeni sisteme yönelik tüm uyarı ve itirazlarımız görmezden gelinmiştir.

AKP ve MEB tarafından yaratılan sınav kaosu sonucu çocuklarımızda nasıl bir travmaya neden olduğunu 2 Haziran’da yapılan sınav günü okul bahçelerinde, soru kitapçıklarının başında ağlayan yüz binlerce çocuğun gözyaşları ailelerinin öfkesini göstermiştir. MEB’in ‘sınavı kaldıracağız’ söylemiyle başlayan ve devamında gelen çelişkili açıklamalar, yerleştirme kılavuzunun açıklanmamasıyla öğrencilerin ve velilerin ne ile karşılaşacaklarını bilmedikleri bir liseye geçiş sistemi ortaya çıkmıştır.Pilot il olarak seçilen ve adrese dayalı yerleştirme uygulaması başlatılan Bursa’da,öğrenci imam hatip lisesi veya meslek lisesi yazmadığında tercihlerinin sisteme kaydedilmediği görülmüştür.Velilere açıkça ya çocuklarını imam hatip ya meslek lisesine göndermeleri ya da doğrudan özel liseleri tercih etmeleri istenmektedir.

AKP ve MEB’in üstün çabaları sonucunda 2017/2018 eğitim öğretim yılında özel öğretimin payı tüm zamanların rekorunu kırmıştır.

Eğitim sisteminin temel sorunlarından birisi olan öğrencilerin çeşitli nedenlerle örgün eğitim dışına itilmesi uygulamaları artarak devam etmektedir. 2003-2004 eğitim öğretim yılında açık öğretim lisesi bünyesinde sadece 267 bin 235 öğrenci bulunuyorken, 2017-2018 eğitim öğretim yılında bu rakam 6 kata yakın artışla 1 milyon 554 bin 938 kişiye çıkmıştır.

MEB tarafından ‘eğitimde performans değerlendirme’ adı altında, eğitimde esnek, güvencesiz ve angarya çalıştırmayı hedefleyen adımları atmaktadır..

Öğretmenlik mesleği eğitim süreçleri, atanma sorunları, çalışma koşulları, iş güvencesi açısından yaşanan kaygılar, yetersiz maaşlar nedeniyle yeterince itibarsızlaştırılmış ve değersizleştirilmiştir. ‘Öğretmen performans sistemi’nin uygulanmasının ertelenmesi 24 Haziran seçimlerine yönelik bir karardır ve tamamen geri çekilmesi için mücadelemiz kararlılıkla sürecektir.

Öğretmen atamalarında mülakat sınavının benimsenmesi ve son olarak Milli Eğitim Bakanı’nın bundan sonra öğretmen istihdamının sözleşmeli olarak yapılacağını açıklaması, öğretmen atamaları ve istihdamının açık bir şekilde ‘politik güvencesizleştirme’ ye dönüştüğünün kanıtıdır..

Ataması yapılmayan öğretmenlerin sayısının yarım milyona ulaşması bir yandan intiharlar ve iş cinayetleriyle hayatını kaybeden öğretmen gerçekliği haline gelmiş, aynı zamanda ataması yapılmayan öğretmenler sermaye tarafından ucuz işgücü haline getirilmiştir.

Milli Eğitim Bakanlığı’na çağrımız tüm toplumun ve öğrencilerin geleceğini doğrudan olumsuz etkileyecek politika ve uygulamalara derhal son verilmesidir.

Her geçen gün daha fazla piyasa ilişkileri içine çekilen, okulöncesinden üniversiteye kadar bilimin değil, dini inanç sömürüsünün temel alındığı bir eğitim sisteminde eğitim ve bilim emekçileri, öğrenci ve velilerle birlikte kamusal, bilimsel, demokratik, laik ve anadilinde eğitim hakkı mücadelesini sürdüreceği bilinmelidir.                                       


Haber Yorumları ( 0 Adet)

Adınız
E-mail Adresiniz
Güvenlik Kodu Lütfen Resimdeki kodu yazınız
Bu Habere Yorum Yapılmamış.
İlk Yorumu Siz Yapmak İster misiniz?

Son Haberler

 

Ordu Yeni Haber Gazetesi Tavsiye Formu

Bu Haberi Arkadaşınıza Önerin
İsminiz :
Email Adresiniz :
Arkadaşınızın İsmi :
Arkadaşınızın E-Mail Adresi :
Varsa Mesajınız
Güvenlik Kodu Lütfen Resimdeki kodu yazınız