ÖLÜMÜ YAZMAK

Erol KARAER2019-05-22 10:32:33

Zordur ölümü yazmak, ölümleri yazmak..

Nereden başlayacağınızı bilemezsiniz.

xxx

O zamanlar Kız Meslek Lisesi olarak kullanılmış eski okulda Saray Mahallesinde ki binada  başladı serüven.

12  Eylül’’ün yaraları sarmamışız daha, yıl 1982 üniversite sınavı sonrasında 162 puanla Ordu Meslek Yüksek Okulu Motor bölümün kazanmıştım. Bizden önce Meslek yüksek okulu mezunlarına kısa dönem askerlik hakkı vardı, ne yalan söyleyeyim. Biraz da onu düşünerek yüksek okulu yazmıştım.

Müdürümüz rahmetli Yekta Ergen’di. O zamanlar kadrolu öğretmen nerede, büyük çoğunluğu dışarıdan derse giren, makine mühendisleri, elektrik mühendisleri, Kimya mühendisleri, başka okullardan ders başı giren öğretmenlerdi.

Cengiz Kuralay’da makine mühendisi olarak dışarıdan teknik resim, motor derslerimize giriyordu.

Genç bir mühendis olarak bizle birlikte adeta ders yapıyor ve öğreniyordu.

Diyalogumuz iy, arkadaşlığımız ise ondan iyi idi.

Sizinle birlikte öğretmenliği öğrendim ama siz hep işin gırgırındasınız diye sataşırdı.

Uzun uzadıya yazılacak çok anılar var.

Ama genç yaştı amansız hastalık sonucu Cengiz Kuralay’ı geçtiğimiz günlerde edebi yolculuğuna uğurladık.

Güle güle has adam, güle güle gerçek ülkücü...

            Motor bölümü öğrencileri seni hiç unutmayacak…

xxx

Bu yazıyı bitirdiğim sırada yeni bir ölüm haberi ile sarsıldık.

Genç kardeşimiz Hayrettin (Hayri)  Osma’nın bahçesine gübre atarken kalp krizi sonrası yaşamını yitirdiğini öğrendik.

Aklıma Cahit Sıtkı Tarancı’nın Yaş Otuzbeş şiirinn bir bölümü geldi aklıma.

xxx

Neylersin ölüm herkesin başında.
Uyudun uyanamadın olacak.
Kimbilir nerde, nasıl, kaç yaşında?
Bir namazlık saltanatın olacak,
Taht misali o musalla taşında.

xxx

Adamlığın, naifliğin de esnaflığında güzeldi.

Sen bize hakını helal etmişsen yeter, bizden sana gani gani helal olsun…

 

Anasayfa