GELECEĞİMİZİN GÜVENCİSİ ÇOCUKLARIMIZ

ABDÜLKADİR DEMİR2024-01-22 08:06:22

2023-2024 eğitim ve öğretim yılının ilk döneminin sona ermesiyle tüm Türkiye’de öğrenciler karne heyecanı yaşadı.

 

Anne babalar yaşlandıklarında çocuklarının karne notlarını hatırlamazlar. Ama şundan emin olun! Çocuklarınız karne günü yaptığınız konuşmaları ömür boyu unutmayacaklar.

Değerli bir eğitimci,

(Sizin için büyüklerimden öğrendiğim, kulağıma çalınan, düşündüğüm, yazdığım cümlelerden bir hediye paketi hazırladım.),demiş;

Çocuklarınıza güzel bir karne günü hatırası hediye etmek için istediğinizi kullanabilirsiniz.

         

1- Seni sevmem için bir şey yapman gerekmiyor. Zaten yapacağını yapmış ve benim evladım olmuşsun.

2- Okulda başarılı olup olmaman sana olan sevgimi azaltıp, çoğaltmaz. Sen okuldan sağ salim geldiğin her gün ben Allah'a şükrediyorum.

3- Derslerine çalışırsan mutlu olurum. Yeterli gayreti gösterdikten sonra aldığın not beni ilgilendirmez. Sen nasıl ki beni mezun olduğum okul veya aldığım maaşla değerlendirmiyorsan, ben de seni notlarınla değerlendiremem.

4- Seni sınıftaki başka öğrencilerle kıyaslayamam. Eğer günün birinde seni derslerinde daha iyi bir arkadaşınla kıyaslarsam, sen de beni, benden daha başarılı veya daha zengin bir tanıdığımızla kıyaslayabilirsin.

5- Notları yüksek, karakteri alçak bir çocuk olmanı istemem! Hayattaki en önemli şey iyi insan olabilmektir. Sen iyi insanın tarifini doğru kaynaklardan öğren ve gayret et. Gerisi teferruattır.

6- Okulda arkadaşlarınla veya öğretmenlerinle problem yaşayabilirsin. Bu problemleri mümkünse kendin çözmeye çalış. Bugünlerde her tökezlediğinde koluna girersem, ben yanında olmadığım zaman dengeni bulamazsın.

7- Abur cubur bilgilerle beslenenler obez bir ruha sahip olurlar. Bu yüzden biraz kitap diyeti yap. Onlarca kişisel gelişim kitabı okuyarak harcayacağın zamanı, “Kendin için istemediğini başkası için de isteme” hadis-i şerifini anlamaya çalışarak harca. Ruhun için en iyi egzersiz programı tefekkür etmektir.

8- Öz güvenle kibir arasındaki ince çizgiyi gözet. Kibrin en büyük alameti başına buyruk iş yapmak, hiçbir şey sormamaktır. Nefsinle tanışırsan her işini büyüklere danışırsın.

9- Yalnız kalmaktan korkma! Sürekli birileriyle olmak isteyen insanlar genelde zayıf insanlardır. Vaktinin kıymetini bilenler için yalnızlık fırsattır.

10- Boş durma ama biraz sakin ol! Eylemlerin düşünceni kuşatmasın. Hayatın her anında bir şeyler yapma telaşında olan insanlar muhtemelen bir şeylerden kaçıyorlardır. Telaşının altını biraz kıs ki, sabrın hemen taşmasın.

11- GSM operatörlerinin konuşma tarifelerini incelediğin kadar, kendi konuşma tarifeni de incele. Dünyadaki bütün konuşmalarına fatura geleceğini unutma. Faturasını ödeyebileceğin kadar konuş.

12- İleride yükselmek için sakın birilerinin sırtına basma! Kariyer merdiveninde tırmanırken ardında onlarca kırık kalp bırakan bir iş adamının yükü, sırtında onlarca kilo taşıyan bir hamalın yükünden çok daha ağırdır. Bunu unutma!  

13- Sakın yerinin doldurulamayacağını düşünme! Dünyada anne babalığın dışındaki her pozisyon dolar. Hem de koltuk soğumadan!

14- Değer vermek-dua almaktan daha güzel bir alışveriş yoktur. O yüzden çevrendeki insanlara değer ver ve onlardan dua iste.

15- Ben yaşlandığımda bayramlarda tatile gitmek yerine beni ve diğer büyüklerini ziyaret et. Çünkü "her şey dâhil" tatil paketlerine anne baba duası dâhil değildir. Zamanın çok yavaş aktığı o bayram sabahlarında bizi bir zil sesine muhtaç bırakma!

 

Öğrencileri bazen notlarından  dolayı #takdir ya da #teşekkür alamadıkları için üzgün gördüğümde   onlara ;

“Ben hayatımda bir kere teşekkür aldım.” dediğimde öğrenciler

“Hocam sonra  hep takdir mi aldınız? diye sorduklarında “yok hiç takdir alamadım ,okumak istemiyordum.9.sınıfta 6 tane zayıfım vardı,din kültürü dersim bile zayıftı diye söylerdim. Ders çalışmıyordum ta ki liseye giderken bir sabah saat 5’te annemin sobayı yakıp kahvaltımı hazırladığını görene kadar...

Annem 6 zayıfım olmasına rağmen sadece  oku oğlum, oku oğlum der durur  başka hiç olumsuz bir şey söylemezdi. Ben  de okumak istemiyorum anne derdim. Sonra soğuk  bir kış sabahı okula hazırlanırken annemin sobayı yakıp kahvaltımı hazırladığını görünce annemin benim için çabaladığını farkettim ve o gün okumaya karar verdim.

Ondan sonra  devamlı çok çalıştım ve öğretmen oldum diye anlatır ve öğrencilere de demek ki sizler de çalışırsanız başarırsınız diye söylerim.

Uzun lafın kısası; her çocuğun bir dönüm noktası vardır, çocuklarınıza ileride kimse inanmasa bile  sizler hep  #inanın...

 

ANNELER ve Babalar! Zeynep Öğretmenin Dediklerine Lütfen Kulak Verelim!

 

Öncelikle kısaca velilerin tutumlarından bahsetmek istiyorum. Veliler sürekli çocukların önünde koşan, onlara sorumluluk vermeyen, her davranışlarında çocuk adına sorgulama ve savunma yapan, çocuğun kendisini savunmasına ve sorunlarla karşılaşmasına izin vermeyen, sevgi göstergesi zannedip maddiyatı öne çıkaran ve maddi her şeyi çocuğun önüne koyan, yanlış oyuncak seçimleri yapan, elektronik aletleri küçük yaşlarda (hatta aylarda) sınırsızca çocuğa sunan, çocuk bana dokunmasında ne yaparsa yapsın anlayışını benimseyen, ‘ben yapamadım çocuğum yapsın, ben sahip olamadım çocuğum olsun’ anlamında hatalar yapan ve bunu da, ‘ben çocuğumu özgür yetiştiriyorum,’ tezi ile savunan, kendi çocuğunu üstün gören ve tüm dünyanın kendi çocuğu etrafında dönmesini isteyen bir görünüş sergiliyorlar.” 

 

Her geçen yıl; daha bencil, paylaşmayı bilmeyen, sorumluluk almayan, hazırcı, önyargılı ( bilemem, yapamam, yazamam, boyayamam, kesemem), kitabı (okumayı) sevmeyen, dinlemeyi bilmeyen, saygısız, bencilliği özgüven zanneden, mızmız, her şeyi şikâyet eden, aklına eseni yapmak isteyen, hiçbir sorunu çözmeye çalışmayan, en ufak bir engelde anne babaya koşan bireyler olarak gelmesi beni rahatsız ediyor.” 

“Sizlerden ricam, velilerin çocuklarını saygılı, sorumluluk sahibi, hoşgörülü, yaptığı hatanın sonuçlarına katlanabilen bireyler olarak yetiştirmeleri için gerekli çalışmaları sunmanız.

 

KENDİNİZİ TERBİYE EDİN YETER!

 Biri, İbni Haldun’a gelip sordu:

“Çocuklarımızı nasıl terbiye edelim?”

İbn Haldun dedi ki: “Çocuklarınızı terbiye etmeye çalışmayın.

 Zira zaten size benzeyeceklerdir. Kendinizi terbiye edin.”

 Yaşamın vazgeçilmezleri olan çocuklarınıza örnek olmak istiyorsanız eğer öncelikli olarak kendinize çekidüzen vererek, hal hareketlerinize dikkat ederek kendinizi her konuda terbiye ederek onlara en güzel hediyeyi en güzel terbiyeyi vermiş olursunuz. Böylelikle çocuklarınızda sizlere bakarak yaşamını şekillendirmeye çalışır. Ve mutlulukla yaşamını devam ettirir.

 

İmam Gazali der ki; "Eğri ağacın doğru gölgesi olmaz'. Yani netice itibarıyla bizim çocuklarımız, bizim gölgelerimizdir. Eğer biz düzgün olursak çocuklarımız da düzgün olur, eğer bizde yamukluk, bir eğrilik varsa, o eğrilikten doğru bir gölge beklememiz doğru olmaz"

Allah Rasûlü(sav) Efendimiz bir Hadis-i Şerifinde:

“Hiçbir baba, çocuğuna, güzel terbiyeden daha kıymetli ve üstün bir miras bırakmış olamaz.” (Sünen-i Tirmizi, Hadis No:2018) buyuruyor.

Gerçekten, insanoğlunun geleceğe bırakacağı en güzel miras, iyi yetiştirilmiş çocuktur.

 

Anasayfa