ADAY GİBİ ADAY

Ufuk ERSOY2024-03-08 10:14:31

Bu siyaseti neden hep aynı insanlar yapıyor?

Her seçimde aynı yüzler, aynı isimler neden var?

Siz düşüne durun;

O şimdilerde evinde, işinde, gücünde.

O şimdilerde şaşkın, olup biteni anlamaya çalışıyor.

Düşündüğünüzde adam bu memlekete birkaç gömlek bol aslında.

Özgeçmişine bakınca zaten fark ediyorsunuz.

***

1977 yılında Ordu’da doğdu.

ODTÜ’de inşaat mühendisliği eğitimi aldı.

İTÜ’deinşaat, Maltepe Üniversitesinde İşletme yüksek lisanslarını tamamladı.

İstanbul Metrosu Taksim-Yenikapı kısmında çalıştı.

Japon Taisei firmasında Marmaray Batırma Tüp inşaatında çalıştı.

Rusya’da çeşitli projelerde görev aldı.

2016 yılında çok sevdiği memleketi Ordu’ya döndü.

Kurduğu şahıs firması ile kamu taahhüt işleri, kendine ait yapsat işleri sürdürmekte.

Büyükşehir tarafından törenle açılışları yapılan muhteşem projeler;

Hani şimdi Ordu’nun tanıtım kataloglarına giren Yoroz terası ve Fatsa adası var ya?

İşte o projelerin ikisinin de yüzünün akıyla tamamladı, Ordu’ya kazandırdı.

Şehir planlama, deprem ve depreme karşı yapısal dayanıklılık konularında ileri mesleki bilgiye sahip.

Çok iyi derecede İngilizce, iyi seviyede Rusça biliyor.

***

Daha fazla merakta bırakmayayım sizleri.

O sevgili Mehmet Celal Savaşkan.

Bu şehirde yaşıyor uzun zamandan beri.

CHP’den ilk ve tek resmi aday adayı oldu.

Başvurusunu yaptı.

Harika projelerle herkesin karşısına çıktı.

Ünye’den Havalanına kadar Metrobüs hatları,

Kentin tüm sorunlarını ortadan kaldıracak, gerçek anlamda Kentsel Dönüşüm,

Turizm tesisleri, Spor Tesisleri, Limanlar, Fuarlar, daha neler neler hazırlamıştı.

“Boztepe’yi sit alanı yapacağız, herkes istediği gibi bina yapamayacak” dedi. 

Projeleriyle ismini duyurdu Savaşkan, boş vaatler sallamadı. 

Tek başına tüm ilçelere gidip teşkilatıyla tanıştı.

Oradaki sorunları da dinledi, hepsini tek tek not aldı.

Genel merkeze gitti, kapı kapı girip kendisini tanıttı;

“Ordu için bir ümit var; bir dönem daha kaybedilmeyecek kadar değerli ve güzel bir şehir burası” dedi.

Soyadı gibi tek başına savaştı, mücadele etti.

Oysa savaşmak için kalabalık, zafere inanmış, yol arkadaşları olmalıydı yanında.

Bu süreçte Ordu’dan O’na “sen ne yapıyorsun kardeşim?” diye soran, yada destek olan çıkmadı maalesef. 

***

Sonra ne oldu?

Hikâyenin bundan sonrası karışık.

Başka bir aday açıklandı.

Tecrübe yenilen kazıkların bileşkesidir.

Savaşkan, savaşların meydanlarda değil, masa başlarında kazanıldığını da öğrendi.

Bu dünyanın sonu değil elbet.

Hayat kaldığı yerden devam ediyor.

***

Bu siyaseti neden hep aynı insanlar yapıyor?

Her seçimde aynı yüzler, aynı isimler neden var? Diye soruyorsunuz ya?

Neden olsun?

Neden?

 

Anasayfa