EMANET CEKET..

Berkant DOĞAN2017-04-26 11:09:40


İlkokulda spor kolu başkanı yaptılar beni.
Hergün top peşinde koştuğumu gören sınıf arkadaşlarım beni başkan seçtiler.
Zaten ömür boyu tek başkanlığımda o olmuştu..
Temsiller yapılırdı okullarda. Başkanlar mutlaka gelecek derlerdi öğretmenler.
Eski bir ceketim varı. Babam komşulara gider bir günlüğüne az yıpranmış ceket alırdı bana emanet olarak.
Boyum uzundu yine o zamanlar.
Emanet ceketi giydiğimde ya altından tren geçer dar gelirdi yada üç kişi sığacak kadar bol gelirdi.
Yapacak bir şey yoktu.
Emanet ceketle müsamereye gelirdim. Öğretmenlerimizin bana gizli gizli güldüğünü hissederdim.
Tam bir komediydi. Adeta cekete iltica eden bendim.
Arada bir müsamereye gelmezdim. Hastayım derdim.Oysa hasta olan emanet ceketti.
Bir keresinde kırmızı renkte bir ceket bulmuştu babam.
Giymemek için uğraştıkça babam “ giy oğlum . Gırmızı olsun beş kuruş fazla olsun” diye takılırdı bana.
Fatsa kıraç bir yerdi. Çamur çorak okula giderdik. Ayakkabılarımız çamurdan görünmez, öğretmenlerimiz bizi sınıfa almazlardı.
Annem bir gün elimden tutarak çarşıya getirdi beni. Bir tuhafiyeye soktu.. “Sana ceket allaım” dedi.
Dura dura rengi kaçmış tirit bir ceket beğendik annemle.
Ve okul bitene kadar o ceket benim adeta ders aletlerimden biri olmuştu.
Annem ceketimi Cuma akşamından yıkar pazartesi sabahına kadar odun sobasında kuruturdu..
En azından emanet ceket giymekten yırtmıştım.
O günden sonra ne zaman emanetçi dükkanı görsem içim cız eder.

Anasayfa