Şafak DELİÇAKAR

“BU SADECE İTİN KÖPEĞİN DAVASI DEĞİL”

9 Kasım 2018 Cuma Saat: 08:35

Ordu’da son zamanlarda hayvanlara karşı işlenen suç oranlarında büyük artış ile hayvanlara yapılan tecavüz, işkence ve hayvan cinayetlerinin toplum vicdanını rahatsız etmeye başladığı günleri yeniden yaşamaya başladık.

Türkiye genelinde hayvanlara yönelik şiddetin arttığı vurgulamaya yeniden gerek görmüyorum. Caydırıcı bir yasal düzenlemenin yapılması gerektiğini de her zaman söylüyoruz.

Dün bu fikrimize Ordu Barosu Başkanı Haluk Murat Poyraz’da yaptığı açıklamada ortak oldu. Poyraz, açıklamasında; “"Ülkemizde görmezden gelinen ancak diğer gelişmiş dünya ülkelerinde erken teşhis tanısı olarak kabul edilen ve faillerinin potansiyel suçlu olarak görüldükleri ve bu nedenle cezalandırıldıkları 'hayvan şiddeti' hakkında bizler ne yapıyoruz?

Tüm bu olaylar karşısında artık ülke olarak kapsamlı ve caydırıcı bir yasal düzenlemeye ihtiyacımız vardır. Hayvanları koruma kanunumuz 'Kabahatler Kanunu' kapsamında olması nedeni ile hayvanlara eziyet edenler mahkemede yargılanmamakta, cüzi denilebilecek bir miktar para cezası ile cezalandırılmaktadırlar. Kapalı alanda sigara içenle hayvana eziyet eden bir tutulmaktadır" dedi.

Ve açıklamasının devamında ise; "Davranış Bilimleri, suçların araştırılması ve kovuşturulması aşamasında, hayvana karşı işlenen suçun, insanlara karşı vahşi cinayetler işleyen faillerin kim olduğunu ve ne olacakları hakkında kuvvetli birer araç teşkil ettiğini belirtmiştir.

Örneğin; 20 yaşındaki Jason Massey, 13 yaşında 1 kızı ve 14 yaşındaki üvey erkek kardeşini öldürmüştür. Massey'nin cinayetlerine kedi ve köpek öldürerek başladığı rapor edilmiştir. Yine 15 yaşındaki Kip Kinkel, ailesini ve daha sonra lisedeki 24 öğrenciyi öldürmüştür. Kinkel' in, kedi başı kesmek, canlı sincapları küçük küçük parçalara bölmek gibi hayvana karşı zulüm geçmişi olduğu rapor edilmiştir.

Ülkemizde de ne yazık ki küçük çocukları istismar ederek öldüren birçok suçlunun geçmişinde hayvan istismarı ve eziyeti görülmektedir. Bütün bu istatistiksel verilerden sonra, hala, hayvan taciz ve tecavüzüne sadece 'itin-köpeğin davası' olarak bakmak, bu şiddet ve suç potansiyelinin sadece hayvanla sınır kalacağına inanmak, gerçek anlamda bir cehalet ve yanılgı içinde olmaktan başka bir şey değildir" ifadelerini kullandı.

Ben her zaman söyledim söylemeye de devam edeceğim. Ülkemizde bu suçlarla ilgili cezalar caydırıcı olmadığı sürece bir arpa boyu yol alamayız. Aksine her gün kuduran hayvanlar değil, insanlar olmaya devam eder. Hiçbir dinin, hiçbir vicdanın, hiçbir ahlakın kabul etmediği bu kepazeliğin, bu rezaletin, bu iğrençliğin önüne ancak caydırıcı cezalar ile geçmek mümkündür.

Artık yeter demenin de, bıçak kemiğe dayandı demenin de bir faydası yok. Hükümet ivedilikle bu konuda mecliste olağan üstü bir toplantıya giderek başta hayvanlar olmak üzere, engelli, çocuk, kadın ve sübyancılık da taciz, şiddet ve tecavüz konularında acil kararlar alarak caydırıcı kanunlar çıkarması kaçınılmaz olmuştur.

Kepazelik aldı başını gidiyor. Buna birileri artık dur demeli. Ordu’da ki son üç olaya baktığımızda da Vali Seddar Yavuz’un bu işin peşini bırakmayacağını ümit ediyorum.