HABER ARAMA
Ordu Nöbetçi Eczaneleri
HABER ARŞİVİ
Lütfen Bir Tarih Seçiniz
ANKET
Yeni İnternet Sitemizi Beğendiniz mi?
  • Gayet Güzel
  • Kullanışlı
  • Beğenmedim
SON DAKİKA HABERLER
Ordu Havaalanı Transfer Samsun Havaalanı Vip Transfer

Erol KARAER

Erol KARAER

AYNİ GEMİDE DEĞİLİZ…

12 Aralık 2017 Salı Saat: 07:59

Başları sıkışınca, ne yalan uyduracaklarını bilmeyenler en son  ‘ Ayni gemideyiz’ ‘ Hep birlikte batarız’ diyorlar.

Öncelikle şunu söyleyelim ayni gemide değiliz.

            Biz Fetö’nun kayığına binmedik, biz Adalet derken, yeşil derken Terörist bunlar, Vandal bunlar devlet düşmanı diyenleri unutmadı.

 Rüşvetleri aklarken, terör , rüşvet dahil araştırma önergelerini mecliste gülerek ret ederken de ayni gemide değildik ve bunları unutmadık.

Unutmayacağımız çok şey var. 

Siz unutturduklarınızla, kullandıklarınızla, rüşvete  fetva verenlerle çocuk evliliğinden bir şey olmaz diyenlerle ayni gemidesiniz.

 Bizim o gemide olma şansımız yok.

T24 İnternet sitesinde Hakan Aksay  duygularımıza tercüman olan bir yazı yazmış. Bazı bölümlerini sizinle paylaşıyorum :

Ne de olsa aynı gemide miyiz? Sizinle mi? Daha neler!.

Zarrab diye bir adam...

Sevimsiz bir surat...

Küçük yaşta üçkâğıtçılığı öğrenmiş.

Hatta bazı prensipleri sıkı sıkıya benimsemiş.

“Orospu ile memurun parası peşinen ödenmeli” diyor, mesela.

Hayat herkese bir şeyler öğretiyor.

Ve bir şeyleri de öğretmiyor.

Ona da parayla, dolandırıcılıkla, “kiminle nasıl konuşma sanatı”yla, “parayı bastırıp boyun eğdirme ustalığı”yla ilgili çok şey öğretmiş.

Hak, hukuk, ahlak, vicdan falan da ona uzakta kalmış.

Ama küçük yaşta “bildiklerim bana yeter” havasına girmiş.

Bizim televizyon kanallarında bilgiç bir edayla, hafifçe arkaya kaykılarak, gazetecilere her an fırça atabilecek üslupla nasıl konuştuğunu ve “Türkiye Cumhuriyeti’nin bütçe açığının yüzde 15’ini tek başına karşıladığını” nasıl anlattığını hatırlarsınız.

Daha 20’li yaşlarını bitirmeden Türkiye Cumhuriyeti’nin çok önemli bazı kişilerini parayla “yola getirmesini” becermiş.

Kimisine avro vermiş...

Kimisine dolar...

Kimisine TL...

Kimisine saat...

Rüşvet vermede rekortmen bir yolsuzluk ustası.

Milyarlarca dolar dağıtmış.

Devletin üst yöneticileriyle senli-benli...

Görüşmesine yetişemeyecek gibi olunca İstanbul trafiğinin başındakilere bir telefon sallıyor; hoop, emniyet şeridini kullanma izni alıyor.

O derece rahat...

O derece esir almış herkesi.

Bir ara Zarrab denilen bu adamdan hesap sorulacak gibi olmuştu.

Sonra baktık, ödül verdiler.

Birkaç yıl geçti.

Şimdi yine her gün bu adamı konuşuyoruz.

……………

 

“Türkiye ve Zarrab”...

“Türkiye ve milyarlık rüşvetler”...

“Türkiye ve rezillikler”...

Birileri diyor ki: “Dur bakalım orada!”

“Dünya söz konusu olduğu zaman, içerde hepimiz birlik olmalıyız.”

Nedenmiş o?

“E, biz hepimiz buralıyız. Aynı gemideyiz. Batarsak hep birlikte batarız.”

*          *          *

Ne?

Aynı gemide miyiz?

Sizinle mi?

Daha neler!..
Her şeyden önce gırtlağına kadar adaletsizlik bataklığına batmış insanları batmakla tehdit etmeniz acı bir gülümsemeyi davet ediyor.

Ayrıca o sözünü etmekten pek keyif duyduğunuz gemide bizim gibilerine ne yer kaldı artık?

Dümen öylesine uzaklaştı ki...

Güvertede özgürce dolaşmak bile zorlaştı...

Çoğu kez “gemi sahiplerinin” asabi tepkilerine hedef olmamak, ancak kazan dairesi seviyesine inerek mümkün olabiliyor.

Zarrablardan ve onların “parasını peşinen ödedikleri”nden nefes alacak hava bile kalmıyor.

Zaman zaman filikalarla aşağı inenler olsa da, onlar da başka gemilerle savaşa gönderilenler oluyor.

Çevrede iyi komşu da kalmadı, dost gemi de...

“Aynı gemide” Kaptan’ın gözüne çarpmadan kölece kürek çekmek...

Ya da kırbaç cezasına çarpılmak...

Bu mu hayat?

*          *          *

Rus ressam İlya Repin’in (1844-1930) bir eseri var: “Volga Nehri’ndeki burlaklar”...

Burlak dedikleri o dönemlerde römorkör rolünü üstlenip vücutlarına bağladıkları halatlarla gemileri kıyıya çeken işçiler... Daha doğrusu köleler...

Zarrab tartışmalarında bazı iktidar ve hatta kimi muhalefet sözcülerinin “Hepimiz aynı gemideyiz” sözleri bana bu ünlü resmi hatırlatıyor.

Geminizi fırtınalardan kurtarmamız, sonra da vücutlarımıza bağladığımız halatlarla kıyıya çekmemiz gerekiyor, öyle mi?

Çünkü “hepimiz buralıyız” demek?

Hayır, baylar hayır!

“Aynı gemideyiz” edebiyatını boş verin!

Ortak gemimiz falan değil...

Sizsiniz batmakta olan.

 


Yazı Yorumları ( 0 Adet)

Adınız
E-mail Adresiniz
Güvenlik Kodu Lütfen Resimdeki kodu yazınız
Bu Yazıya Yorum Yapılmamış.
İlk Yorumu Siz Yapmak İster misiniz?
 

Ordu Yeni Haber Gazetesi Tavsiye Formu

Bu Yazıyı Arkadaşınıza Önerin
İsminiz :
Email Adresiniz :
Arkadaşınızın İsmi :
Arkadaşınızın E-Mail Adresi :
Varsa Mesajınız
Güvenlik Kodu Lütfen Resimdeki kodu yazınız

Yazarın Diğer Yazıları