Bilmiyorum farkında mısınız? Türkiye’nin gündemini uzun süreden beri Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Dr. Devlet Bahçeli belirliyor. Öyle de değil mi?

“Başkanlık sistemi” dedi. Geldi. “Erken seçim” dedi. Geldi. Şimdi de “Genel af” diyor. Sanırım muhtemelen o da çıkacak.

Bahçeli’nin “AF” çağrısına Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım hemen cevap verdi. Ve her ikisinin açıklamasında da “Gündemimizde af yok” cümlesi çıktı. Gündemde seçim falan da yoktu ama akşamdan sabaha seçim marşlarını hep bir ağızdan çaldık değil mi?

Af gündemde var mı, yok mu bilemem ama Bahçeli genel aftan yararlanması gerekenleri şöyle tarif etti: “Çocuk istismarcıları, tecavüzcüler, kadın katilleri, PKK'lılar, FETÖ'cüler hariç herkes”

Bahçeli, umarım önümüzdeki günlerde bu “tarifi” biraz daha açmak zorunda kalır. Bakınız bu günlerde akla ilk gelen soru şu: PKK ve FETÖ dışındaki terör örgütü (IŞİD, DHKP-C v.s) militanları teröristten sayılmayacak mı? Af mı edilecek?

Devlet Bahçeli’nin affını gündeme getirdiği “kader mahkumları” da son derece tartışmalı bir kavram. Bir insanın bilerek, isteyerek, planlayarak işlediği bir suçun sorumluluğunu “kadere” atması sizi bilmem ama benim pek içime sinmiyor. Bu durumda kim kader mahkumu, kim değil, nasıl belirlenecek? Kim belirleyecek?

Devlet Bahçeli’nin sıraladığı af kapsamına alınmaması gereken suçlular dışında kalan organize suç örgütü üyeleri, kadın satanlar, uyuşturucu ticareti yapanlar, adam kesip biçenler, soygun yapanlar da “kader mahkumu” sayılıp af mı edilecek?

Bu soruların başında daha da vahim olanı ise şu soru: Bu kadar “suçlu” bir anda serbest bırakıldıktan sonra sokakların hali ne olacak?