Öncelikle mayıs’7’si ne anlama geliyor; Her yıl 20 Mayıs tarihinde kutlanan "Mayıs Yedisi" halk inancına göre Hızır ile İlyas'ın birbirleriyle dalgaların kırılarak, denizin karaya temas ettiği noktada buluştukları gündür. Mayıs Yedisi Hıdırellez bayramında olduğu gibi, aynı inanç ve adetler etrafında toplanmaktadır. Ancak, aralarında Miladi ve Hicri takvimlerden kaynaklanan gün farkı vardır.

Bu günde yedi dalgadan geçmenin yararlı olacağına, böylece hastalık ve sıkıntılardan kurtulacağına inanılır. Denizde motorla veya kayıklarla gezilerek, el veya ayak denize sokulur. Her yıl mayıs ayının 7'si (miladi 20 mayıs) kutlanır dedik, Şehir ve kırsal kesimlerden sabahleyin erken kalkıp, yanlarına yiyecek ve içeceklerini de alan Karadeniz halkı nehir ve derelerin deniz ile birleştiği yerde toplanırlar. Buralarını bir panayır yerine dönüşürler.

Yöre Halkı, özellikle hastalar, dertliler, çocuğu olmayanlar, dilekleri olanlar nehir ve derelerin kıyısına vararak bir dilek dileyip, yedi çift bir tek taşı suya atarlar. 1977 yılına kadar "Mayıs yedisi" adıyla sürdürülen törenler bu tarihten sonra alınan bir kararla Mayıs şenlikleri adını almıştır. 1984 yılında evrenselliğe açılışla kültür ve sanat festivali" adıyla şenliklere anlam kazandırıldı. 1992 yılı başında alınan yeni bir kararla daha geniş kitlelerle sosyal ve kültürel ilişkilerin sağlanması ve sürdürülmesi amaçlanarak adının "Uluslararası Karadeniz Giresun aksu festivali" olması kabul edilmiştir.

Festivalin özünde canlılık, üreme ve doğaya egemen olma kaygısıyla yaşamın sürdürülmesi olguları vardır. İnsan, hayvan ve bitkilerden oluşan yaşamı sembolize eden kadındır. Yaşam doğum olduğuna, doğum da kadınlarla gerçekleştiğine göre kadın; üremenin sembolü sayılır ve saygı görür. Toprak da kadın gibi dişidir. Doğurmaya hazır hamile kadın gibi baharda canlanır, yazın ürün verir. Bu nedenle başka bir deyişle toprağın uyanışı kutlanmaktadır. O gün uygulanan gelenekle; Sayacaktan geçme, çocuğu olmayanlar 3 kez sayacaktan geçer ve dilek tutarlar.

Denize taş atma, yeni baharın gelişiyle insanlar, bütün kötülüklerden arınmak isterler ve nehir ve derelerin denize döküldüğü yerde toplanarak "derdim belam denize" diyerek, yedi çift, bir tek taş atarlar. Yöre insanı motorlara binerek deniz içerisinde bilinen noktaları 7 kez dolanırlar. Eşlerini kaybetme korkusu yaşayan kadınlar, adacıklara taş atarak bu streslerinden kurtulduklarına inanırlar. Ayrıca yabancı ülkelerden gelen konuklar da danslarıyla gelenek görenekleriyle festivale eşlik ederler. Benzer kutlamalar Karadeniz’in diğer illerinde de yapılmaktadır.

Her yıl 18 - 20 Mayıs tarihleri arasında kutladığımız şenlikler Giresun Aksu, Trabzon Beşikdüzü Mayıs Yedisi şenlikleri de festival havasında kutlanmaktadır. Okuyucularımız Mayıs Yedisi nedir diye sorabilirler; Mayıs yedisi, Oğuz’un 24 boyundan biri olan Çepnilerin suya kavuşmasıdır. Günümüzde Çepniler, yoğun olarak Giresun ve Beşikdüzü bölgeleri arasında kalan yerleşkelerde yaşarlar. Çepniler için tarih kitaplarına asi, atılgan, cesur, mert ve savaşçı kimlikleriyle ilgili not düşülmüştür.

Mayıs Yedisi, miladi 20 Mayıs’a denk gelir. Bugün insanlar kayıklara binerler ve denize açılırlar. Hayvanlarını ahırlardan çıkartırlar denizde yıkarlar. Tüm bunların anlamı artık baharın gelmesidir, yayla mevsimi başlamıştır ve hazırlıklar bir an önce tamamlanıp yola çıkılmalıdır! Geleneğe göre hayvanları denizde yıkamak onlara sağlık, güç ve enerji verir, kötülüklerden arındırır.

Çepnilerin çok uzun yıllardır yaşattığı bu gelenek günümüze kadar ulaşmış ve kuşaktan kuşağa aktarılmıştır. İlimiz de bu yıl yaşanan Soma faciasından sonra şenliklerin sönük geçmesi doğaldır. Yine de bu geleneğin sürdürülmesi sadece tebessüm ettirilir. Tüm Karadeniz halkının dileklerinin gerçekleşmesini, kötülüklerden arınmaları dileğiyle, Şen ve esen kalın…