Son aylarda siyasiler tutturdu bir Beka sorunu diye, beka sorunu ne demek, hangi hallerde Beka sorunu olur ve ülke topyekün teyakkuza geçer? Defaten yazdık, çizdik, tartıştık, ele aldık.

Ama bugün ‘Beka’nın ne olduğunu izah etmektense günün anlamına binaen Beka sorunu yaşadığımız yıllarda para ödülünü dahi kabul etmeden ülkesinin Milli Marşını yazan Mehmet Akif Ersoy’u yad etmeden geçmek olmaz değil mi?

Yerel seçimlerde Beka sorunu var veya yok diyerek seçmenin karşısına çıkmak ne kadar doğru? Buna seçmen sandıkta karar verecek. 98 yıldır gururla kutladığımız İstiklal Marşımızın bağımsızlığımızın sembolü olduğunu hatırlatmakta yarar görüyorum.

Bugün geldiğimiz noktada evet Türkiye’yi iç ve dış mihraklar tehdit ediyor olabilir. Türkiye, hangi dönemde, hangi yönetimlerde tehtitler altında kalmadı ki? Bugünde kalmasın? Her dönemde herkesin gözünün üstümüzde olduğu zamanlarda bizi bin yıldır ayakta tutan inancımız ve kudretimiz değilmidir?

21. yüzyılın ilk çeyreğinde beka sorununa karşı, dünyada bazı ülkeler farklı yöntemlerle karşılık verirken bizde de içten içe liderler birbirlerini karalayarak çare ve kurtuluş bulacaklarına inanıyorlar. Sanki Ahmet gidince ülke selamete erecek, Mehmet gelince kurtulacak. Mesele Ahmet Mehmet meselesi veya Ayşe Fatma meselesi olmuş gibi avunup duruyoruz. 

Bu düşüncelerle; İstiklâl Marşımızın Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından kabulünün yıl dönümünde Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını, vatan şairi Mehmet Akif Ersoy’u, aziz şehitlerimizi ve kahraman gazilerimizi rahmet ve minnetle anıyorum.