Son birkaç gündür bana hep soruyorsunuz. Abi, iyi güzel, yazdığın tespitler çok doğru. Siyasette bir erozyon, bir kayma aldı başını gidiyor. Yok şu devrikler parti kuracaklar, yok yeni bir senaryo ile siyaset yeniden yapılanacak, AK Parti çökecek, MHP şöyle olacak, CHP’nin başına falanca geçecek, İYİ şöyle, Saadet böyle diyorlar da peki, “bu Cumhurlular armut mu toplayacak?” Bunlar bu esnada ne yapacaklar? Veya ne yapmalıdırlar? Ankara kazan, siyasiler kepçe ne olacak diye sorup duruyorsunuz.

Bir kere şunu baştan söyleyeyim. En büyük tehlike cesaretini korkudan almaktır. Çünkü korku her zaman aklın önüne geçer. Ben, Cumhurlularda bunu görüyorum. Korku, panik, endişe o kadar çok üzerlerine sinmiş ki, artık işe nereden, nasıl başlayacaklarını kestiremiyorlar.

Zira onlarda şunun farkındalar. Cumhurlular, bir yandan yeni bir senaryo yazımına başlandığını ve devriklerin şu an ki mevcut milletvekilleri, bazı üst düzey bürokratlarla dirsek teması kurduklarını, yeni bir yapılanma için hamle başlattıklarını gayet net kestirebiliyorlar.

Cumhurlular şunun da farkındalar. Bir de kapılarını açıp, gelin bizim çatımız altında toplanalım, ortak mücadelemize birlikte devam edelim, güç birliği yapalım teklifinde bulunan siyasi partileri de çok iyi biliyorlar. İşte korku, panik, endişede burada başlıyor. Ya bu senaryo gerçek olup, tutarsa diye.

Geçmişte uzun soluklu Türk siyasetine hizmet veren bazı siyasi partilerin birden dürülüp, bükülüp siyaset çöplüğüne bir daha geri dönmemek üzere atıldığını hepimiz biliyoruz. Korku, aynı film bir daha oynanır mı? Bunun da bilincinde olan Cumhurlular, bu saatten sonra armut mu toplar? Ne toplar artık o da onların marifetine kalmış bir şey.

Gerçek olan şu ki, Cumhurlular, Türk Milletinin refah payını artırmadıkça, terörle mücadelede kararlılığını en üst safhaya çıkarmadıkça, Suriyelileri Hatay, İskenderun, Antep, Urfa’nın arkasına çıkararak orada tampon bölgelerde hamilik yapamazsa işleri çok zor.

Bunun yanı sıra ekonomik hamlelerde sadece sermaye baronlarına yönelik reformlar değil, memur, işçi, emekli, esnaf, dul, yetim, engelli ve şehit ve gaziler ile ailelerini açlık ve yoksulluk sınırının üstüne çıkaracak reformlar yapması gerekir ki, bunu da yapamazlarsa işleri çok daha zor olur diye düşünüyorum.

Bu memlekette kimse Bin Lira ile, üç beş kuruş ile geçinemez. Bu memlekette insan yoklukla da terbiye edilemez. Ekonomi alanında en büyük reformu işte burada yapmalıdır Cumhurlular. 65 yaşından sonra emekliyi bankalarda ıskartaya çıkarırsanız, yasal takibe ve icraya düşenlere Merkez bankası sistemi ile her türlü hak mahrumiyetini verirseniz, millette ceza biletini cebine bakarak keser ellerine verir o zaman.

Milletin attığı her adımdan, elini sürdüğü her şeyden, aldığı havadan, içtiği sudan vergide alırsanız, o kesilen bileti bir daha geri almaya hiç kimsenin de gücü yetmez. Bence bu cumhurlular, armut toplamaktansa bir an önce hatta ve hatta vakit var iken bu sorunları ivedilikle çözerlerse armut toplamaya ihtiyaçları bile kalmaz.

Cumhurlular, her daim yanlarında olan aziz milletini iki büklüm olmaktan kurtarıp, dik ve mağrur hale getirerek belinde sıktığı kemeri çekip almalıdır. Çünkü millette takat denen bir şey kalmadı. Herkes günü kurtarmanın peşinde, akşam olsa da gitsek diyorlar.

Bu olumsuz ekonomi çöküntülerinin psikolojik etkenlerini de görmüyor değiliz. Bir yandan boşanmalar, bir yandan hırsızlık vakaları, bir yandan yasa dışı suç örgütlerine katılmalarda ki artışlar, suça teşvik edilen çocuk ve kadın sayılarının artışları, şiddet, taciz ve tecavüz olayları yüzümüzü karattıkça karatmaya da devam edecektir.

Cumhurlular, rakip diğer ittifaklıları bir kenara bırakıp, hatta onları hiç duymaz ve görmezden gelip, şimdi kendi yapmaları gereken işte bu öz mesele, sorun ve sıkıntıları bertaraf etmeye başlamalıdırlar. Armut toplamaya kalkarlarsa armutun çöpünün de, sapının da ne sonuçlar doğuracağını biliyoruz değil mi? Cumhurlulara derim ki alın size işte gerçek Türkiye fotoğrafı...