Şu söyle yapmış, bu böyle yapmış..

Şu şunu söylemiş, bu bunu demiş.

O parayı nasıl bulmuş, bu villayı nasıl yapmış.

Dedikodu.. Gıybet.. iftira.. Haybiyeden muhabbetler.

Aslolan bireysel oluşumlar değildir. Aslolan toplumsal, kentsel  yapılanmalarıdır..

Hani büyüklerimizin bir lafı vardır.. ”Benim dediğimi yap, gittiğim yola gitme”.

Bizimki de aynen öyle..

Kişi Ordu için ne yapıyor ona bakmak lazım.

Yapanı  teşvik etmek, yapmayanı uyarmak lazım..

İktidar olmak kadar, muhalefet olmakta lazım.

Bakıyoruz bu güzelim kentte ilk icraatımız dedikodu..

Bakıyoruz bu kentte, bu kente bir faydası olmayanlar faydası olanlara faydasız olmaya çalışıyorlar..

Her zaman söyledik. Siyaset her şey demek değildir.. hizmettir ilk yapılması gerekenler.

Çok şeye ihtiyacımız var. Ordun çözülmesi gereken acil sorunları var.

Yürüdüğün kaldırımlar güzel olabilir. Gördüğünüz binalar görkemli olabilir.. Hatta bazı şeyler size cazibeli gelebilir.. Ama en çok gözle göremediğimiz sorunlarımız vardır bizim. Dikkatimizi çekmeyen ama kentin dokusunu değiştirmeyi engelleyen sorunlarımız vardır..

Çözülemez mi?. Elbette çözülür.

Ama dedikoduyu alışkanlık haline getirmezsek. Dedikoduyu  rehber edinmezsek..

Bırakalım. Bizi yönetmeye talip olanlar bu sorunları çözsünler.

Ya çözerler ya çözerler.

Senetle seçim zamanları çok çabuk gelirmiş.

Ya çözecekler ya hesabını verecekler.

Dedikoduları ekarte edelim işimize bakalım..