Bu kent hepimizin yaşadığı, soluk aldığı, suyunu içtiği, ekmeğini yediği güzel bir kent.
Mavisiyle, yeşiliyle, yaylasıyla , doğasıyla ve en önemliside insanlarıyla kıskanılan bir şehir..
Bu şehrin bir bireyi olarak bu ülkenin bir yurttaşı olarak bundan böyle elele verip bu kenti hak ettiği yere ulaştırmak hepimizin görevi hepimizin birinci derceden vazifesidir.
Çünkü hepimiz biliyoruzki başka Ordu yok
İktidarı, muhalefetiyle siyasi inatlaşmaları bir kenara bırakarak bu kent kucaklaşmalı. Bu kentte barışın dili konuşmalıdır..
Umarsız, gayesiz, vurdumduymaz bir kent olmaktan çıkmalı kentimizin geleceği adına elimizi , bedenimizi taşın altına koymalıyız.
Geleceğimiz için, yarınlarımız için, çocuklarımız, sevdiklerimiz için bunu acilen yapmak durumundayız..
Senin partin, benim partim ayrışmalarından hızla uzaklaşıp bizim partimiz Ordu partisidir her şey Ordumuz için demeliyiz.
Ayrıştırmaların, ötekileştirmelerin kimseye bir faydası olmadığı her geçen gün görülüyor.
Düştüğümüz durumlara üzülüyoruz..
Çektiğimiz sıkıntıları biliyoruz. Kendimize ve kentimize kötülükler yapmaktan başka bir şey yapmıyoruz..
Başka bir Ordu olmadığına göre, bu kent,n çamurlu sokaklarında büyüdüğümüze göre artık barışın kardeşliğin dilini hep birlikte konuşmaya başlayalım..
Namusumuzla, alınterimizle, ahlakımızla örnek bir kent haline gelmenin hesaplarını yapalım.
Bu kenti kaybedersek bir daha bulamayız.
Bu kentin çocukları olarak bir an önce kucaklaşalım.