Hemen her gün izliyoruz. Konu ülkücülük olduğunda mangalda kül bırakmayanlar acaba kendilerini hiç sorguluyorlar mı ülkücülük ilkeleri ve davranış biçimleri açısından? Elbette sorgulamazlar çünkü ülkücülüğün ne demek olduğunu bile bilmezler. Bakın ben size anlatayım ülkücünün kim olduğunu.

Ülkücü;

-       Atatürkçüdür. Her şeyden önce, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ilke ve inkılaplarını benimsemiş kişidir. Ona, beton, heykel, ayyaş gibi sıfatlar yüklemeye çalışanlarla asla aynı yolda yürümez, destek vermez, kol değneği olmaz, oy vermez ve karşısında durur. Soyuna, boyuna, ceddine, geçmişine sahip çıkar laf söyletmez. Söyleyenin arkasında yürümez.

-       Milliyetçidir. Devletine sadakat ve hizmet yaşam biçimidir. Yaşadığı coğrafyadaki her insanı milleti olarak görür, TÜRK olarak tanır. Şovenist, kafatasçı, ırkçı değildir. Hiçbir ırka, etnik kökene, dine ve dini mezhebe saygısızlık yapmaz, düşmanca davranmaz. Amacı sadece bağımsız son Türk devletini koruyabilmek için, bu kutsal vatan üzerinde büyük TÜRK milletinin ebediyen bağımsız yaşamasını sağlamaktır. Vatanındaki tüm etnik kökenleri kardeşi olarak görür. Tüm dünyada ki bütün kardeş TÜRK halklarının birliğini hedefler.

-       Mafya ya da tetikçi değildir. Mafya ile dava arkadaşı olmaz. Terörün her türlüsüne karşıdır ve terörle savaşmak vazgeçilmezidir. Kişisel çıkarı için çabalamaz. Kimsenin ekmeğine göz dikmez. Mazlumun, fakirin ve ezilenin yanında olur.

-       İdeolojisi yaşam biçimidir. İnsan sevgi ve saygısına dayanır, demokratik bir görüştür. İlahlaştırılmış faşist devletçiliğe, putlaştırılmış nazist ırkçılığa inanmaz. Kapitalizmi, marksist sosyalizmi, nasyonal sosyalizmi ve faşizmi reddeder. Özellikle nasyonal sosyalizm ve faşizmi kapitalizmin dejenere olmuş bir sapması ve insan hak ve hürriyetlerine inanmayan gerici diktatörlükler olduğunu bilir. İdeolojisini sömürenlere, suiistimal edenlere destek vermez.  Ancak diğer ideolojik yapılarda yaşamlara savaş açmaz, düşmanca davranmaz. Tek derdi kendi ideolojisiyle yaşama hakkının elinden alınmamasıdır.

-       Müslümandır. Ama dinci ve yobaz değildir. Ümmetçi, tarikatçı, tacizci, tecavüzcü değildir. Dini ve inançları suiistimal etmez. Din üzerinden rant sağlamaz. Dini propaganda aracı yapmaz. Yapanları da affetmez.

-       Ahlâklıdır. Türk milletinin ruhuna, örf ve adetlerine uygun yüksek varlığını korur ve geliştirir. Hırsızlık, haksızlık, yolsuzluk nedir bilmez ve yapmaz. Kendi namusuna ne kadar düşkünse başkalarının namusunu da o kadar korur.

-       İlimcidir. Akla, bilime, liyakate önem ve değer verir. Olayları ve varlığı ön yargılardan ve art düşüncelerden sıyırarak ilim düşüncesi ile incelemek ve girişilecek her tür faaliyette ilmi önder yapmak prensibini benimsemiştir.

-       Halkçıdır. Hem de halkçı geçinenlerden veya sosyalistlerden daha fazla. Halkının mutluluğu, sağlığı, güvenliği ve bağımsızlığı için yaşar. Paylaştığı vatana ve üzerindeki halkına ihanet etmez ve gerekirse bu uğurda canını seve seve verir. Her çeşit faaliyetin, toplumun yararına olacak şekilde yürütülmesi görüşündedir. 

-       Toplumcudur. İktisadi görüş olarak mülkiyeti esas kabul eder, fakat mülkiyetin millet zararına kötüye kullanılmasına karşıdır. Ferdi ve iktisadi hürriyetleri bir bütün olarak gerçekleştirmek ister.

-       Karma ekonomiyi benimser ve stratejik iktisadi faaliyetlerin devlet kontrolünde bulunmasını öngörür. Sosyal görüş olarak sosyal adalet düzeni, fırsat eşitliği, sosyal güvenlik ve sosyal yardımlaşma teşkilatlarını destekler.

-       Köylüdür. Köylünün bu vatanın efendisi olduğunu bilir. Hakkını ve menfaatini korur. Köyleri tarım kentleri halinde birleştirerek kalkındırmayı öngörür. Köylünün tefecilerin elinden kurtarılması ve ihtiyacı olan kredi ve diğer yardımların sağlanması için kooperatifleşmeyi hedef alır. Bilhassa orman bölgesinde yaşayan köylüleri öncelikle ve hızla refaha kavuşturmak amacını güder.

-       Hürriyetçidir. Bağımsızlık onun için nefes almak gibidir, havası ve suyudur. Birleşmiş Milletler Anayasasında yazılı bütün hürriyetlerin sağlanmasını gaye edinmiştir. İnsanların şahsiyet olarak geliştirilmesini toplumun kalkınması için yararlı bir yol olarak kabul eder.

-       Gelişmecidir. Ülkenin zenginliği ve halkın refahını ister. Ancak bu gayret ve çabalarda Türk milletinin tarihinden, milli benliğinden ve kökünden kopmadan yükselmek ve ilerlemek gayesindedir. Yapılacak her işte halka doğru, halkla beraber olmayı ilerlemenin, yükselmenin vazgeçilmez bir prensibi olarak kabul eder.

-       Endüstricidir. Ülkesinin kalkınması için sanayileşmeyi destekler.

Tüm bunlara bakınca ülkücülüğün ne olduğu ve kime dendiği açıkça görülmektedir. Ülkücü kişi her parti içinde olabilir ve vardır. Üstün ilkeleri ile her kesimde kabul görüp yer bulmuştur.

Ancak hiçbir ülkücü Atatürk’e ayyaş, beton, heykel diyerek hakaret eden, milliyetçiliği ayakları altına alan, ahlaksız tacizciye, sahtekâr tarikatçıya, mafya geçinen çakallara, milliyetçi geçinip Amerikancılara yol veren, köylüsünü ezip inam inim ağlatan, halkını aç mı tok mu diye düşünmeyip üç kuruşa mahkûm edip ölüme terk eden, zengin dostu, fakir düşmanı, liberal ve kapitalist bir partide yer aramamış, aynı yolda yürümemiş, destek ve oy vermemiştir. Vermeyecektir de!

Aksini yapan ve ilkelerini bir yana bırakarak kişisel çıkarlarının peşinde olabilmek için ilke ve inançlarına ters politikalara ve siyasi oluşumlara destek veren ama kendine ülkücü maskesi takan herkes bilin ki ülkücü değil, sahtekâr ve şerefsiz çakallardır.

Şimdi, ben ülkücüyüm diyen herkes buradaki kriterlere göre kendini ölçsün biçsin ve ne olduğuna ya da olacağına karar versin. Öyle lafta ülkücü olunmuyor işte. Ülkücüyüm demeden önce kendine bir bak önce.

Hadi kolay gelsin!