Yine buruk bir ramazan geldi. Geçtiğimiz yıl COVID 19 virüsü sebebi ile tedbir amaçlı lezzet ve keyif alamamıştık. Ne yazık ki bu yıl yine aynı tedbirler çerçevesinde geçireceğiz. Her ne kadarda camilerde ibadetlerimiz omuz omuza saf düzeninde olmasa da huşumuz değişmeyecek. Çocukluğumuzda ramazan ayı bizim için iki anlam taşırdı. Biri camiye diye evden çıkıp sokak aralarında oyular oynamak. Diğeri teravih namazın da rekât araların da söylenen salatlarda bağırarak eşlik etmek.

Ramazan ayı, dinimizce yüce ve kutsal kabul edilmiş mübarek bir aydır. Kutsiyeti ve fazileti Kur’an ve sünnetle sabit olan Ramazan ayı zamanda on bir ayın sultanı olarak kabul edilmektedir.

Feyiz ve bereketlerle, af ve mağfiretlerle dolu olan sosyal yardımlaşma ve dayanışmanın toplum hayatında yoğunluk kazandığı, ibadet hayatımızın zenginleştiği Ramazan ayı, peygamber efendimizin ifadesi ile “evveli rahmet, ortası mağfiret, sonu cehennemden kurtuluş” olan bir aydır.

Ramazan ayında oruç tutmak her Müslüman için farzdır. Oruç tutmak aynı zamanda sağlıklı bir bedenin sadakasıdır. Dolayısıyla her sağlıklı Müslüman oruç tutmaya engel bir hastalığı olmadığı sürece oruç tutması farzdır. Ramazan ayında oruç tutmanız faziletleri bulunmaktadır. Oruç tutmak İslam'ın şartlarından biridir. Yüce Allah insanlara lütfettiği bir ay olarak Ramazan ayını işaret ediyor. Ramazan ayı paylaşma ayı ve yardımlaşma ayıdır. Her Müslüman Ramazan ayında tok olan aç olanın halinden anlamaktadır.

Yüce Allah oruç benim rızam için yapılan bir ibadettir ve onun faziletini sevabını ben veririm demiştir. Dolayısıyla oruç tutmak her Müslüman için önemlidir. Bu sevaptan ve faziletten her Müslüman'ın yararlanması gerekmektedir. Oruç tutarak tüm kötülüklerden uzak durabiliriz ve ibadetimizi yapabiliriz

Ümidimiz artık eski ramazanları yeniden görebilmek. Bu vesile ile Nisan ayında başlayacağımız Ramazan-ı şerif ayı şimdiden tüm İslam alemine hayırlar getirsin. Tutacağımız oruçlar yapacağımız ibadetler COVIT ve diğer şerlerin define vesile olsun İnşallah..