Nihayet yaz geldi.

Lakin neler olacağı hususunda kafalar birhayli karışık.

Yaz ayının gelmesiyle birlikte rehavet artacak.

Haliyle...

"Kalabalık artacak mı?"

"Çöpler yerlere atılacak mı?"

"Yaz sonuna kadar aşılamalar tamamlanacak mı?"

Daha çeşit çeşit sorular aklımızda.

Elimiz yüreğimizde.

Vaka sayılarının artmasından, insanlarımızın bilinçsizce hareket etmesinin sonucunda olacakların cezasını çekeceğiz diye düşünmeden edemiyorum.

Bana kalırsa bu salgın 2022 yılının sonuna kadar sürer gibi geliyor.

Çünkü...

"Dünyanın hükmedemediği, daha doğrusu baş edemediği sorunla Türkiye nasıl baş etsin?" sorusu kafamda dönüp dolaşıyor.

Koskoca Amerika, halkın yüzde 50'sini aşılamış durumda.

Bizim durum ise daha vahim.

18 günlük tam kapanmadan (gerçekten tam kapanmadan) istifade edip herkesi aşılayabilirdik.

Bu salgında biterdi.

Gerçi, bizimde payımız var bu salgında.

Bir çok insan bilinçsizce hareket ettik.

Maskeler takılmadı.

Korona hastası vatandaşlar dışarı çıkarak halkı riske attı.

Bunun bedelini hep birlikte ödüyoruz.

Hepsi bu.

Bari bundan sonra ki atacak adımlarımız sağlam olsun ne olur.

Hepimiz aynı gemideyiz.

Ya birlikte batacağız, ya da birlikte kurtulacağız.

Lamı cimi yok bu işin.

Bilmem anlatabildim mi?