Siyasette sıcak günler yaşanmaya başladı. Ülke siyasetinde olduğu gibi, Ordu’da da siyaset kazanının altına odun atan atana bugünlerde. Milletin vekaletine talip olduklarını, olmak istediklerini, olurlarsa neler neler yapabileceklerini şimdiden kulaklara kar suyu gibi kaçırmaya çalışanlara gülüp geçiyorum.

Milletvekili kim olmak istemez ki? Eskiden bastır parayı vekil ol hesabının bittiğini hala görmeyenler var. Milletin Meclisini hala yolgeçen hanı zannedenler var. Ama bu tür zihniyette ki insanlara da çok görmüyorum. Ne de olsa hayalle yaşamayı çok iyi beceriyorlar.  

Siyasi partiler öyle bir cendereye girmişler ki, genel merkezlerde kaynayan kazanın ucuna dahi dokunabilene aşk olsun dediğimiz bugünlerde yereldekilerin vekillik iştahları biraz da olsa tebessüm yaşamamıza neden oluyor. Kendini banko görenler, ittifak üzerinden gideceğini umanlar. Genel merkezlerden söz alanlar. Say say bitmiyor mübarekler.

Onlar için ne de olsa milletvekili olmak için her hangi bir özellik gerekmiyor. Bilgili olmak, kültürlü olmak, insan olmak, vekil olunca siyaset üstü hizmet yapmak, sözüne sadık, namuslu, iffetli, erdemli olmak önemli değil. Onlar için ne de olsa git meclise kaldır kolunu, indir kolunu, doldur cebini çık gel önemli.

Adamlar memleketin halinden bihaber, yaşadıkları şehrin sorunlarından bihaber, fındıktan fıstıktan bihaber, ekonomiden, sağlıktan, kültürden, turizmden, spordan bihaber, adamlar milletin asıl derdinden bihaber, meydanlara inmişler kar suyunu akabildiği yere kadar kaçırmaya çalışıyorlar tabi kendilerince.

Kar suyundan ziyade aklını kaçıran bu zavallılara derim ki, şimdiden ne nefesini tüketin ne de hayal gemisini fazlaca işgal etmeyin. Varın gidin işinize. Boşuna görüntü ve gürültü kirliliği yapmayın ortalık yerde. Merhum Erbakan Hocanın dediği gibi, Hadi ordan hadi ordan hadi ordan. Evet alın bir hadi ordan da benden, siz kim vekillik kim?