Her ne kadar seçim 2023’de denilse de,  son zamanlardaki emareler sanki daha yakın bir tarihi işaret ediyor.

Sahadalar…

Vatandaşın arasında…

Hiç olmadıkları kadar…

Olması gerektiği gibi.

Bizim vekillerden birisi öz eleştiri yapmış.

Bugüne kadar yapılmayanları sıralamış bir bir.

***

“Saha çok boş bırakılmış.

Bunun farkındayız.

Biraz da bunda pandeminin etkisi olduğu görüyoruz.

İnsanlara dokunmalıyız.

Kırılan kalpler var onları tekrar kazanmalıyız.

Bunun için çalışıyoruz.

 Sahada şunu hissettik önümüzdeki dönemde seçimlerde milletvekili adayı olacak isimlerin halkta karşılığı olmalı.

Halka karşılığı olmayan, sahada bulunmayan adaylarla işler çok zor

Bizim derdimiz Ordu’ya nasıl bir çivi çakabilmektir.”

***

Adam yolda giderken kıç üstü düşmüş, arkadan gelen bir adam koşup yetişmiş, kaldırmış...

Ve ricasını söylemiş:

“Bizim partiye oy verir misiniz?”

Adam kalçasını ovuşturarak yüzünü buruşturmuş:

“Ben düşünce kıçımı yere vurdum, kafamı değil!”

***

Vekil haklı tespitlerde bulunmuş. “

Saha çok boş bırakılmış. İnsanlara dokunmalıyız. Kırılan kalpler var onları tekrar kazanmalıyız.”

Seçildikten sonra git Ankara’ya, bir sonraki seçime kadar kim öle, kim kala.

Bu millet bunu unutmaz.

Bu millet bunun asla kafasından çıkarmaz.

Lakin meşhur bir sözdür. “Bu memlekette senet ve seçim zamanı çabuk gelir.”

Geldi bile…

Bu defa ki seçim hepimiz için zor bir seçim olacak bilesiniz.

Ne siyaset  o eski siyaset, ne de o vatandaş eski vatandaş çünkü.

Siyasette değişti, vatandaşta…

Düştü vatandaş, hem de kaç kez sayamadı.

İşte o düşen vatandaş kafasını yere vurmamışsa eğer,

Seçimden seçime yanına gelene, omzuna dokunana, yüzüne gülene selam dahi vermeyecektir.