Yetim Vakfı'nın "Görünüyoruz ama görüşemiyoruz" mottosuyla düzenlediği Dijital Dünyada Aile Çalıştayı'nın sonuç bildirgesi açıklandı. 22 Kasım'da gerçekleştirilen çalıştayda 60 akademisyen ve sivil toplum temsilcisinin katıldığı üç oturumda, dijitalleşmenin aile yapısına etkilerinin derinlemesine analizi yapıldı.
"Alfa Kuşağı" İçin Acil Durum Tespiti
Çalıştayın en çarpıcı bulgularından biri "Alfa kuşağı"nın pandemi süreciyle dijital dünyayı en aktif kullanan nesil haline gelmesi oldu. Uzmanlar, çocukların erken yaşta dijital çağla "organik teması" bulunduğunu ve teknolojiyle tanışma yaşının giderek düştüğünü tespit etti.
Çalıştayda önemli bir ayrıma dikkat çekildi: "Önemli olan ekran süresinin miktarı değil, niteliğidir." Uzmanlar, dijital dünyanın bireyin iyi oluşuna katkı sağlaması gerektiğini vurguladı.
"Dijital Bağımlılık" Değil, "Algoritma Bağımlılığı"
Sonuç bildirgesinde dikkat çeken yeni bir kavram ortaya çıktı: "Algoritma bağımlılığı." Uzmanlar, klasik bağımlılık kavramından farklı olarak, dijital platformların kullanıcıları uzun süre platformda tutmayı hedeflemesinin çocukların zarar görme olasılığını arttırdığını belirtti.
Çalıştayda "dijital bağımlılık yerine algoritma bağımlılığı kavramı öne çıkmaktadır" tespiti yapılırken, kullanım miktarından ziyade kullanım şeklinin önemli olduğu vurgulandı.
Somut Koruyucu Önlemler Belirlendi
Çalıştay sonucunda yaş gruplarına göre net önlemler açıklandı. Uzmanlar, 2 yaş altı ekran maruziyetinin tamamen yasaklanması gerektiğini belirtirken, 6-12 yaş arası çocuklar için kontrollü kullanım sağlanması önerisinde bulundu.
Ayrıca çocukların odalarında modem bulundurulmaması, aile ile birlikte aktivitelerin teşvik edilmesi, güneş ışığı ve spor faaliyetlerinin önceliklendirilerek çocukların dijital ekranlardan uzaklaştırılması da önerilen koruyucu önlemler arasında yer aldı.
"Teknoferans" ve "Sosyatelizm" Tehlikesi
Uzmanlar, ebeveynlerin dijital araç kullanımındaki yetersizliklerinin çocukların ebeveynlerine bakışını doğrudan etkilediğini tespit etti. "Teknoferans" ve "sosyatelizm" gibi yeni kavramların ebeveyn-çocuk ilişkilerinde iletişim kesintilerine yol açtığı belirlendi.
Özellikle çocukların "iletişim açlığı" yaşadıklarında dijitale yöneldikleri ve aile ilgisinin eksik olduğu durumlarda dopamin salgısı ile ödül mekanizması oluşarak bağımlılığa yol açtığı saptandı.
"Dijital Ebeveynlik" Modeli Önerisi
Yetim Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Murat Yılmaz'ın açılış konuşmasında vurguladığı "dijital ebeveynlik modeli" çalıştayda detaylandırıldı. Sonuç bildirgesinde "dijital ebeveynlik, geleneksel ebeveynliğin dijital platformlarda uygulanması" olarak tanımlandı.
Ebeveynlerin teknik beceri, sosyal boyut farkındalığı, dijitale karşı tutum ve sosyal beceri olmak üzere dört temel yeterliliğe sahip olması gerektiği belirlendi.
Toplumsal İş Birliği Çağrısı
Sonuç bildirgesinde dijitalleşmenin getirdiği risklerin "tek başına bireylerin veya ebeveynlerin sorumluluğuna bırakılmaması" gerektiği vurgulandı. Devlet, akademi ve sivil toplumun koordineli çözüm üretmesi çağrısı yapıldı.
Çalıştay bulgularında yasaklama yaklaşımının yerine "rehberlik, farkındalık, dijital okuryazarlık, etik ve hukuki düzenlemeler" öncelikli alanlar olarak belirlendi.
Hukuki Düzenleme Talebi
Uzmanlar, dijitalleşme sürecinde hukuki zeminin yetersiz olduğunu tespit ederek mevzuat geliştirilmesi çağrısı yaptı. Çocukların süreçlere paydaş olarak dahil edilmesi, engelleme ve yaptırımların uygulanması, ebeveyn eğitiminin sağlanması önerildi.
Sonuç bildirgesi, ilgili bakanlıklar, TBMM, resmi kütüphaneler ve sivil toplum kuruluşlarına iletilecek. Ayrıntılı raporlar kamuoyunun erişimine sunulacak.