YAZ KURAN KURSLARININ ÖNEMİ

HÜSEYİN DENİZ2025-07-02 09:42:39

Öncelikle eğitim nedir, eğitimin önemi işleyerek sohbetimize başlayalım.

Eğitim, insanların hayatlarını daha iyi hale getirmelerine, dünyayı daha iyi anlamalarına ve toplumları daha iyi yönetmelerine yardımcı olan bir süreçtir. Eğitimin önemi, bireylerin kendilerini geliştirmelerine ve topluma katkı sağlamalarına yardımcı olmasıdır.

Eğitim demek, vücutta ve ruhtaki güzelliği ve mükemmelliği son mertebesine kadar geliştirmek demektir. 

Bir insan ahlaken eğitmeden sadece zihnen eğitmek,topluma bir bela kazandırmaktır. Onun içindir ki,benim bir sologanım vardır oda şöyledir: “Eğitimde Üniversiteli olmak,burada okumak belge almak önemli değil değildir. Gerçekte eğitim hayat fakültesi mezunu olmaktan geçer, diyenler denim.

Naçizane olaraktan şahsım olaraktan yıllarca bu eğitim görevi içinde ölüm ve bu görevi üslenmiş olmam ve bu uğurda emek sarfeden biri olarak deneyim ve tecrübe ve bilgilerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.

-2025 Yaz kursların başlamasıyla birlikte ilk önce öğrencilere en baştan Kur'an-ı kerimi öğretmeye başlatılmazsa çocuklar Kur'an-ı Kerim'i tam okuyamayacaklar ve öğrenemeyeceklerdir.

-Kursun sonunda Kur’an’ı Kerim’i öğrenmiş olsalar bile, bunun tekrarı olmayacağı için öğrenci bunu unutup gidecekler.

-Tekrar,tekrar ben buradan şu hususları vurgulamak isterim ki; >Kur’an kurslarında çocuklara mutlaka öncelikle Kur’an eğitimi baştan başlaması son derece önemli bir Konudur.

Yaz Kur'an kurslarında verilmekte olan din eğitiminin itikat, ahlak, ibadet ve beşerî münasebetler gibi temel Konuların yanında her şey Kur’an eğitimi ve öğretiminin üzerine bina edilmektedir. -Geleceğimizin teminatı olan gençlerimizin ve çocuklarımızın, dininini, diyanetini bilen sadık iyi bir müslüman olarak yetişmeleri, Kur’an’ın cihanşümûl prensipleriyle eğitilmelerine bağlıdır.

Kur’an-ı Kerim’i okuyup anlamak, her konuda onun emir ve yasaklarına uymayı da elbetteki beraberinde getirecek ve buda 

yaz Kur'an kursları sayesinde öğrenecektir.

!!! Lakin burada öğreticilere bazı önemli görevler düşmektedir.

Okullar kapanmasıyla çocuklarımız artık"tatile çıktım" diye rahatlıyor. 

Bütün hayal ve heyecanlarının  temelinde  tatilin tadını çıkarma gayreti ve heyecanı vardır. 

Bu yavrucukların oyun çocukları oldukları için her ne kadar camiye de eğitim için gelsede birazcık oyun oynamak onlarında hakkı olsa gerek!

Ders verilmeli ancak derslerin arasında bunlar oyun çocukları olması nedeniyle bu çocuklar bulduğu her fırsatta oynamak isterler, bunlara çeşitli oyunlar eşliğinde dopdolu bir heyecan yaşatılmalı ve bu kurslar sevdirilmelidir.

>Eğer öğretici çocuğun bu ruh halini iyi okuyamamışsa işte o zaman eğitici ile öğrenci arasında hiçte hoş olmayan ve nahoş olan tavır ve intibalar ortaya çıkmaya başlar ve kendini eğitmeye çalışan hocasıyla restleşme ve güvensizlikler, başlar aynı zamanda çocukların camiden uzaklaşmalarına ve  öğrenci kayıplarına sebep olacaktır.

Sonuçta,çocuklar bu durumu ailesiyle paylaştığında çocuğumuz dinin diyanetini ne pahasına olursa olsun öğrensin." derken yanlış tutumlar sayesinde ana baba bunun sebebini araştırmıyor ve daha sonra da haksız ve suçsuz yere çocuğuna yükleniyor, yada "boşver canım" deyip geçiştirip gidiyor. Ailesinden bu tavrı gören çocukta bu sefer cami ile irtibatını kesiyor, Kendini boşta hisseden çocuklar bu seferde iyice serbestliğe bürünüyor, camiden uzaklaşıyor ve binlerce çocuk başı boş şekilde sokakları mesken ediniyorlar ve yanlış şeyler yapmaya devam ediyorlar.

Burada ki  asıl sorumluluk ise eğitmenler ve çocuğun ailesi arasında yoğunlaşmaktadır.

Eğerki gerçekten Hoca taşıdığı misyonun farkında olsa ve  elinle bir kişinin hidayete ermesine vesile olsa, dünyadaki yapmış olduğu bütün amellerinden daha da hayırlıdır."şeklinde ki  hadisini bir de bu gözle görse işte o zaman millet olarak ne kadar büyük kazançlarımız olur değil mi? 

Esas burada yapılacak iş sadece çocuğun ruh halini iyi çözmek ve onun dilinden anlamak ve bize hal lisanı ile, "Buyur hocam! 

Bak sen çağırmadığın halde ben geldim,yaz tatilim var ondan bile vazgeçtim,Ailem de benim burada okumamı istiyor,başka zamanlarda burada zaten olamazsın,ne öğreteceksen buyur öğret." dediğini bir duyabilsek ve bu şekilde gelen çocuklara sert davranmak,dayak atmak cezalandırmak çocukları camiden dinden soğutmak millet adına din adına ve büyük bir vebal olsa gerek,çünkü bu günün küçüğü yarının büyüğü demektir. 

Böylesi bir şekilde yanlış tavır ve davranışla karşılaşan çocuğu siz yarın camiye gelmesini sağlayabilirmisiniz?

İşte bu talihsiz ve anlayışsız yanlış tutum ve davranışlardan dolayı yıllarca anlatıla gelen bu öğrenciye karşı kötü davranışlar dinden soğumalara ya da Cami ve ibadetlerden uzaklaşan insan sayımızın hiç te azımsanamaz bir şekil arz etmektedir.

Allah Resulü bu hususta ne güzel buyurmuşlardır; “Bir insanı kurtarmak bütün insanlığı kurtarmak gibidir.

Ülke genelinde ki tüm Kur'an gönüllüsü hocalarıma  nacizane tavsiyemdir!

sevgili din gönüllüsü kardeşlerim!Yaz Kur’an kursu kursuna gelen çocuklarımızı boş bir çip, bellek veya bir hardick gibi kabul ederek  onu Kur'an ve İslam'ın öğretileriyle dolduralım ki; Yarın onları bir müslüman bir Camii cemaati olaraktan saflarımızda bulalım.

Onların işlemiş oldukları sevaptan bizlerde sevap kazanmış olalım.

Hz. Mevlâna’nın bir kıssası bize Kur’an eğitiminin ne denli önemli olduğunu en güzel bir şekilde anlatmaktadır: “Bir gün huzuruna giren bir genci ayağa kalkarak karşılayan Mevlana, bununla da kalmaz, genci makamına oturtur, kendisi de karşısında bir talebe gibi hürmetle bekler. 

Tabiki orada bulunanlar buna itiraz ederler 

Mevlânâ hazretleri cevap verirler : Bu genç Kur’an’ı ezberlemiş bir hafızdır vede kalbinde Kur’an yazılıdır,diz sokakta üzerinde Allah yazılı bir kâğıt parçasını görünce hemencecik hürmet göstererek eğilip alıyorsunuz ve onu yüksek bir yere koyuyorsunuz. 

Ben de kalbine Kur’an’ın tamamını yazdırmış bir gence hürmet gösteriyor ve ayağa kalkıyor ve hürmet gösteriyorum.

İşte sizlerin hürmet gösterdiğiniz kâğıt üzerindeki yazıdan daha fazlası bu gencin kalbinde yazılıdır,görülüyor ki,Kur’an’ın tamamını olmasa da en azından namazda okuyacakları sureleri ezberleyerek , ortaya koydukları bu davranış sebebiyle üzerinde ayet yazılı olan Kur’an sayfaları gibi hürmet ve saygıya bunlar layıktırlar.

Bunlar akıllı insanların yani sizlerin eserleridir.

Bir insan; Evladının işlemiş olduğu sevaba ve günaha ortaktır, bu asla unutulmamalıdır.

Allah Resulü bir hadislerinde şöyle buyurmaktadır:"Sizin en hayırlınız Kur'an-ı öğreten ve öğrenenlerinizdir.''

İşte bu emir, bütün ümmet için genel bir hıtaptır.

İnsanların en hayırlısı bu iki özelliği bir araya getiren Kur'an-ı öğrenen ve öğretendir. Onu başkasından öğrendi ve bir başkasına öğretti.

Çünkü Kur'an-ı öğrenmek ilimlerin en şereflisidir.

Bu şerefi ve onuru çocuklarımıza yaşatan siz kiymetli din gönüllüsü kardeşlerimi kutluyor ve sizleri tebrik ediyor Allahın selamı ile selamlıyorum 

 

Anasayfa