1 Temmuz 2025 Salı Saat: 11:28
Aile, dendiği zaman çocuğun ilk sosyal deneyimlerini kazandığı yerdir. Çocukların gelişiminde aile yol gösterici ve kuralları öğretici olaraktan büyük bir rol oynar. Çocuğun en başta doğru ve yanlışı öğrenmesinde,yaratılış icabı bulunduğu konuma göre kimliğini kazanmasında, davranışlarını kontrol etmesinde, ailenin rolü çok büyüktür.
İşte bu yüzden eğitim ve öğretimin ilk başladığı yer ailedir, her bir aile kendi çocukları için bir eğitici ve öğretmendir
Kendimi ve mesleğine saygısı olan her bir öğretmen insanlığın geleceği için savaş veren bir gizli kahramanlardır.
İşte bu yüzden Atalarımız, “Ne ekersen onu biçersin demişler.
Müslüman bir aile İslam adına kendisi ne öğrenmiş ise, o kendisi
ne öğrenmişse, çocuklarına da mutlaka öğretmelidir.
Bu gün itibariyle yurdun her bir yerindeki Cami ve Kur’an kurslarında Yaz Kur'an kurslarımız eğitime başladı
Şimdi onlara Kur'an ve dini bilgilerini öğrenmenin tam zamanı dır. Yaşlı genç çoluk çocuk olsun bu dini bilgileri öğretmeye çalışalım.
Bu açılan yaz Kur'ân kurslarından mahrum kalmamalarını temin edelim. Aynı zamanda peygamber
sav Efendimiz: Anne-babaya yüklediği bir vazifedir.
Çünkü Kur'ân öğrenmek ve öğretmek, aynı zamanda insanın ebedî hayatının kurtulmasına vesiledir.
Rfendimiz şöyle buyurmuştur:"Kim bir çocuğa Kur'an-ı Kerim'i öğretirse, Allah onun boynuna öyle bir gerdanlık takarki, kiyamet gününde önceki ve sonraki insanlar ona hayran olurlar."
Dinimizde bir çocuğun Anne ve baba üzerinde bir takım hakları vardır. Onlara Allah'ın kitabını öğretmesi ve dini diyanetini bilerek yaşamasıdır.
Ebeveynler Kendileri öğretiyorsa onları öğretebilirler, yoksa onları Kur'ân kursu ve benzeri bir yolla öğrenmesini temin etmeleri gerekir
Çocuklarımız daha küçük yaşta Allah'ın kitabını,dini islamı öğrenmeleri daha kolaydır
Yaz boyu açılan yaz Kur’an kursları onların terbiyesi ile yetişmesine ve onun feyziyle yaşamaya ve teneffüs etmeye alışır ve sonu cennet olan bir hayat yaşamasını vesile olur.
Rabbimiz Kur’an-ı Kerim Takvir Suresinde: “Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun buyuruyor.(Tahrim.6)
Çocuklarımız Kur'ân'ı öğrenmekle kendi mânevî hayatında mesafeler kateder ve hayatını İslam’a ve kitaba uygun bir hayat yaşar
Snne-babasının ebedî saâdeti için de sevap ve faydalar temin eder.
Allah Resul’ü sav efendimiz: "Kim Kur'ân okur, öğrenir ve onunla amel ederse, kıyamet gününde anne ve babasına nurdan bir taç giydirilir. Onun ışığı güneşin ışığı gibidir. Onun anne-babasına iki elbise giydirilir ki, dünya malı onunla boy ölçüşemez."
Değerli takipçi kardeşlerim: Ciğer pare evlatlarımız okulların tatil olmasıyla beraber karnelerini almak birlikte yaz tatiline girdiler.
Bazı çocukların karneleri güzel bazıları ise değildir.
Her yıl evlatlarımız yılda iki defa bize karne getiriyorlar.Karneyi getirirkende, “Baba, anne bak karnemi getirdim” diye sevinçle eve geldiklerinde, heyecanla kucağımızı açıp çocuğumuzu kucağımıza alıp, “Aferin benim oğluma, kızıma” sözlerini duymak isterler.
karne kötüyse sevinç yerine üzüntü yaşanır.
Şöyle bir düşünürdeniz... Daha dün dünyaya gelmişti sanki....
Ne çabuk da büyüdüler,önlüklerini giydiler ve koskoca bir yıl bitti. Şimdi de karşıma geçip, bana karnelerini gösteriyorlar,
Evet, zaman su gibi akıp gidiyor. O zaman bunu en iyi şekilde değerlendirmek bizim için çok önemlidir.
İşte bunun içindir ki, geriye hayırlı birer evlatlar bırakmak her bir müslüman için asli görevlerinden olsa gerek!
Senden, benden sonra Cami ve Cuma bilen,anlını secdeye koyan islam mayası ile mayalanmış ve aşısı Yüce islâm olan bu genç dimağlar bizim için çok ama çok önemlidir.
O çocuklarımızın aldığı karnelere başka bir gözle bakmaya lütfen sizleri davet ediyorum.
Karneye alelâde bir kağıt parçası değil de, ahirette biz kullara verilecek, dünyada benimsediğimiz inançlar ve yaptığımız amellerin kayıtlı bulunduğu bildirilen defter (kitap) veya mahşerde görülmesinden sonra sahibinin durumunu açıklayan belge diye tarif ettiğimiz amel defteri verilmiş gibi baksak acaba nasıl bir duygu içinde oluruz?
Evet, zaman su gibi akıp gidiyor. Zamanı en iyi bir şekilde değerlendirmek bizim için çok daha önemli olmalıdır.
Aynen o karneye bakarken, amel defterinizde yazılı olan şeyleri görecek ve gayr-i ihtiyari olarak “Ben yapmadım...” diyeceksiniz.
Fussilet suresinde; kulakların, gözlerin ve derilerin yüzüleceği,
Yasin suresinde de kıyamet günü ağızların mühürlenip ellerin ve ayakların insanın işlediği fiiller şahitlik yapacağını bildirmesi amel defteriyle ilgili olarak Allah Teala’nın kıyamet sahnelerinden bizi haberdar ettiğini göstermektedir.
Bizleri bu dünyaya hangimizin daha iyi iş yapacağını, hangimizin daha iyi bir kul olacağını tesbit için ölümü ve hayatı yaratan Allah (C.C.), bizlerin karnesini, amel defterini görevlendirdiği melekler tarafından yazdırmaktadır.
Kur’an’da zikredilen kitap ve suhufun insan ömrünün muhasebesinin yazılı bulunduğu defter anlamını ifade ettiği gibi, bir çok müfessir tarafından da kişinin hesabının görüldüğünü bildiren bir belge anlamına gelebileceği belirtilmiştir.
Değerli dostlarım,Teşbihte hata olmaz, derler. Bir nebze de olsa, dünyadan misal getirerek, ahireti hatırlayabildiysek ne mutlu...Artık karnelere bir başka gözle bakarız inşallah...
Allah’ın bizlere emaneti olan gözbebeğimiz yavrularımızı ve neslimizi Rabbimiz âhir zamanın tüm fitnelerinden muhafaza eylesin , Kur'ân rûhuyla ve nûruyla süslesin. Bu dünya fani, her gelen göçücüdür, önemli olan ailemizin toplumda vitrini olan çocukların hem dini hemde milli alanda yetişmesinde elbetteki bize düşen görevler çoktur,.
Bizler bu sorumluluklarımızı yerine getirmeliyiz, aksi taktirde sorumluluktan kurtulamayız.
İyi anne baba olmak için önce iyi insan olmak gerekir.
Güvenilen dürüst bir baba olmak, evlada verilebilecek en büyük hediyedir.
Eğitici öğretmenler ise ,gelecekle şimdi arasında bir köprüdür.