14 Temmuz 2025 Pazartesi Saat: 09:40
Terörsüz Türkiye ve Türkiye Yüzyılı Baş Mimarı, Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Dr. Devlet Bahçeli terörle mücadelede son noktayı koyarak tarihe geçen ilk devlet adamı olmuştur.
Sayın Bahçeli’nin çağrısına kayıtsız kalmayan Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’da yaptığı tarihi konuşmada “Parolamız kutlu olsun! Malazgirt ruhumuz kutlu olsun! Kudüs ittifakımız kutlu olsun!” diyerek, Bahçeli’nin bu başarısı üzerine dünya kamuoyuna bir açıklama yaparak ülke tarihinde yeni bir sayfa açtı.
2024 Ekim’de MHP lideri Devlet Bahçeli'nin çağrısıyla başlayan süreç, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Cumhur İttifakı partilerinin sahiplenmesiyle terörsüz Türkiye hedefini gerçeğe dönüştürdü.
İlk adım Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın DEM Parti heyetini kabul ederek terörsüz Türkiye hedefine ulaşma iradesini teyit etmesiyle başladı. Umut verici bir atmosferde gerçekleşen görüşme sonrasında DEM heyeti gelinen nokta itibarıyla “dünden daha umutlu olduğumuzu bütün ülkemizin bilgisine sunmakta onur duyuyoruz" açıklaması yaptı.
Daha önceki çözüm süreci tecrübesi, bu yeni siyasi yaklaşımın başarıya ulaşması için atılan adımlarda belirleyici oldu. Öncelikle, terörün bitmesi için oluşan "elverişli ortam" ve siyaset sahnesinde gelişen "müspet havanın” heba edilmemesi için titiz bir süreç yönetildi.
Terörsüz Türkiye için başlatılan siyasi yaklaşımın başarıya ulaşması için; eski hataları tekrar edecek, sürecin yanlış yola sapmasına imkân verecek tartışma atmosferinin oluşması engellendi.
Süreci baltalamak, sabote etmek isteyenlere şu ana kadar fırsat verilmedi. Bozucu girişimler engellendi. Manipülasyon ve dezenformasyon üzerinden üretilecek bahane siyasetine engel olundu. "Ne alındı ne verildi" denklemine meseleyi sıkıştırmaya çalışanlara sürecin tarafları anında cevap verdi. Özellikle DEM Parti heyetinin yaptığı açıklamalar, muhalefetin bu konu üzerinden ürettiği negatif siyasetin etkisizleştirilmesine büyük katkı sağladı.
Yeni siyasi yaklaşımın MHP lideri Devlet Bahçeli tarafından başlatılması, milliyetçi çevreler üzerinde pozitif bir bakış açısı oluşturdu. Cumhur İttifakı arasında "yaklaşım farklılığı var", "Cumhurbaşkanı Erdoğan süreci sahiplenmiyor" gibi tezviratları, heyetlerin karşılıklı görüşmeleri ve yapılan açıklamalarla bozucu etki yapması önlendi. Başlatılan siyasi yaklaşımı ve yürütülen çabaları, seçim tartışmasına indirgeyip, üçüncü dönem adaylık için destek vs. tezleri ile süreci bulandırmaya çalışanlara prim verilmedi.
Küresel ve bölgesel gelişmelerde Türkiye'nin her geçen gün artan ağırlığı ve etkinliği, PKK terör örgütü üzerinden süreci bozma ya da sabotaj girişimlerini yapacak dış güçlerin motivasyonlarını azalttı.
Bu süreçte, terörsüz Türkiye hedefine yönelik toplumsal destek ve umut arttı. Sürecin yönetimine ilişkin özellikle perde gerisinde ne oluyor minvalinde- yapılan kuşkucu tartışmaların ve senaryoların toplumda oluşturduğu negatif etki azaltıldı.
Çözüm sürecinin olumsuz deneyimlerini tekrar etmeme tecrübesi bu süreçte nasıl olumlu bir katkı sağladıysa, yine izlenen bu süreç yönetimi de atılan her adımda olumlu katkı yaparak ve ivme kazandırarak PKK'nın kongresini toplayarak kendisini fesih etmesini ve silah bırakma kararlılığının gerçekleşmesi sürecini istenilen aşamaya getirmesi toplumda takdir toplayarak devlete olan umutları ve güveni artırdı.
Yıllardır sığlaşmış ve ömrü üç beş yıl sürmeyen hükümetler dönemi Sayın Bahçeli tarafından başlatılan ve cumhur ittifakı tarafından başlatılan bu süreç ile artık son bulmuştur. Bundan böyle ülkenin zayıf hükümetlerle değil güçlü ittifaklarla ve bu ittifakları destekleyen egemen bir milletle yönetilmesi gerekliliği ispatlanmıştır.
Cumhur ittifakının başardığı en önemli şey; her görüşten siyasi hareketin vatanın bütünlüğü ve güvenliği için bir araya gelerek ortak, etkin ve sürdürülebilir çözümler üretebileceğinin yolunu açmasıdır. Bu anlayışın ülkede gelişmesinin mimarı da Sayın Devlet Bahçelidir.
Bu ülke artık partiler üstü ittifaklar ile yönetilecektir. Parti devletleri dönemi bitmiş ittifak hükümeti tarafından yönetilen devlet dönemi başlamıştır. Yeni yüzyılın en önemli devrimi budur.
Terörsüz Türkiye yaratma başarısı da ancak böyle bir siyasi sistem de Sayın Devlet Bahçeli’nin ve Sayın Cumhurbaşkanımızın devlet adamlığı vasfı ile mümkün olabilirdi zaten…