HÜSEYİN DENİZ

HIRSIZA RIZA GÖSTENLERDE HIRSIZDIRLAR.

21 Temmuz 2025 Pazartesi Saat: 09:29

Bu yazımla anlaşmak istediğim mevzu, buğdayın kıtlığı değil, olamaz zaten,ambara dadanan farelerin çokluğudur.

Devletin malı deniz, yemeyen keriz diyenler var ya!

Gerçekte bu kerizler siz olmalısınız

İşin aslına bakılırsa bu tip insanlar adaletten hakkaniyet ve  kul hakkına riayet etmeyen rıza göstermeyen kişiler tarafından yapılmaktadır.

Onların bence asıl amaçlarına gelince 

Yeterki para gelsin de,nereden gelirse gelsin.

Haram helal ver Allah’ım, bu garip kulun yer Allah’ım şeklinde düşünenler tarafından ülkenin ekonomisini talan ediyorlar.

Rızkın helal yoldan kazanılmaması her bir kazanç kapısı hırsızlıktır yolsuzluk, adam kayırmak ihaleye fesat karıştırmak ise kamu malını çalmaktır.

Hırsıza ses çıkarmayan rıza gösteren kişilerin kendileride onlarda hırsızdırlar.

Bu arsız, yüzsüz, haramzade insanlara karşı tedbir alınmalı ve bunlar en büyük cezalara çarptırılmalı kesinlikle bunlara rıza da gösterilmemelidir.

Bu konuyla alakalı bu konuya has anlatacağım şu meşhur hikayenin

Sonucuna hep beraber katlanmak zorunda kalırız.

Günün birinde, yaşlı bir adam yetişkin oğlunun yanına varır.

“Evlat bir tavuğumu çaldılar

Git o hırsızı bul ve cezasını ver!..” der.

Oğlan içinden mırıldanır ve baştan savma başını sallayarak. 

“Tamam baba o iş bende ben onu hallederim.” diye cevap verir.

    Adamın oğlu; “Ulan der yüzlerce tavuğumuz var. 

Bir tanesi çalınmış, hepsi değil,

İşim gücüm yok, tavuk hırsızının peşinde mi koşacağım.” diye içinden hayıflanır.

-Oğlu, birkaç gün sonra endişe ile babasının yanına varır. 

”Baba, baba!.. Keçimiz ortalarda yok. Çalmışlar..!” der.

Yaşlı adam, 

“Tavuğu çalanı buldun mu oğlum? Cezasını verdin mi?” diye sorar.

   -Oğlan ellerini iki yana açıp, "Ya sabır" der. 

Odadan çıkar giderken 

     Ulan der koca keçi gitti olaya bakarmısın!

İhtiyarın derdine bak!.. 

Bir kart tavuğun hesabını soruyor, bana der,Kendi kendine içinden mırıldanır durur.

     Kısa bir süre sonra çiftliğin en verimli ineği de ortadan kaybolur.

Oğlan koşarak babanın huzuruna tekrardan gelir.

“İnek gitti baba !..” diye feryat eder çocuk.

Baba, oğlana sakince sorar:

“Tavuğu çalanı buldun mu evladım der

Onun cezasını  verdin mi der.”?

    Nihayet, çiftlikte ne var, ne yok hepsi çalınır. 

Buğday ambarı bomboş, ağıllar tenha kalır.

Her seferinde dehşet ve telaş ile durumu babasına haber veren delikanlı hep aynı sorun ile karşılaşır.

Baba oğluna her seferinde!

“Kart tavuğu çalanı buldun mu? Cezasını verdin mi evladım der.

demesine..

Ancak; Günün birinde, delikanlı kan ter içinde babasının yattığı döşeğin başına gelir. 

Yaşlı ihtiyar çok ağır hastadır artık. 

Dünyada ki artık vakti nefesi sayılı olan “ Baba yatağında canının derdine düşmüş yatarken 

    Oğlu tekrardan hasta babasının yanına koşarak gelir ve derki;

Babacığım bu seferde “Kız kardeşim ortada yok onuda “Kaçırmışlar der!

-Ölüm döşeğindeki ihtiyar baba oğluna hasta yatağın hırıltı bir şekilde sorar.

…Oğlum; Tavuk hırsızını yakaladın mı? 

Onun cezasını verdin mi der.

Tavuk çalınalı aradan yıllar geçmiştir. 

Geçen zaman içerisinde bu çiftçi aile ellerinde ne var ne yok hepsini kaybedince.

Aile bu şekilde güçsüz ve çaresiz kaldıklarında,hem canlarından ve hemşeri namuslarınıda olmuş oldular.

Yaşlı ihtiyar, son çare nefesini vermeden önce son kez  fısıldar.

   Oğlum der…Eğerki sen kart tavuğu çalanı zamanında bulup, cezalandırsaydın. 

Bunların hiç biri bizim başımıza gelmeyecekti,

Sen nu olaya kayıtsız kaldın ve vurdumduymazlığını,zaaf zannettiler. 

-Gurur ve Kibrini, güçsüzlük zannettiler. 

-Yufka yüreğini, çaresizlik zannettiler.

-Ve çiftliğini hep talan ettiler. 

-En sonunda arını, namusunu da 

elinden aldılar der.

“ADAM OĞLUNA son söz olarak son bir defa daha şöyle seslenir.

Oğlum git ,önce o tavuğu çalanı bul ve cezalandır.” yoksa  elde avuçta hiç bir şey kalmaz der.

Ve  çaresizlik içinde son nefesini  teslim eder gerçek aleme göç eder.

İşte bizim memleketimizin halide aynen bu şekildedir.

Bir sümer atasözüdür: ”Vatan dürüst bir adam tarafından kurulur,bir hain tarafından yok edilir.

600 yıl dünya yönetip hüküm sürmüş bir imparatorluğu bu şekilde yıktılar ve yine onun küllerinin içinde bulunan ateşten yeni bir devlet kuruldu 

Ancak..Bugün o zihniyeti sahiplenenler tarafından durmak bilmeden ve hız kesmeden yine hala bu emeklerinin peşindeler.

Bu ülkenin asıl evlatları artık bu uykudan uyanma vakti geldi geçti bile, bunlara karşı biraz uyanık olmamız lazımdır.

Ülkede her türlü vurgun ve soygun yapmak suretiyle ülkeyi ekonomik yönden zayıflatmanın peşindeler.

Yazık değil mi,O senin,buda benim hırsızım, şeklinde soyan soyana!

o sizden bu da bizdendir diyerek aynen,”Devletin malı deniz, yemeyenler keriz misali devletin kasasını boşatmanın peşindeler. Yok dolar kutusu,yok baklavalı kutu şeklinde bu insafsızlar ve vicdansızlıktır.

 Bu şekilde ki bir talan ve yapma kamu ve kul hakkıdır.

Bugün bu yanınıza kalır da,lakin yanınıza kalmayacaktır.

Elbetteki bunun hem dünya hem de ahirette cezası olmalıdır.

Bu ne utanmazlık ve sıkılmazlıktır

Bu ülkede o kadar namuslu ve şerefli insanlar varken,namussuz  ve senin benim ve kamunun malını aşıran hırsız insanlar nasıl olurda savunulur, onu suçsuz göstermek gayesiyle reyting kazandırmanın mücadelesi peşindeler,gerçekten pes doğrusu demek geliyor içimden!!!

Ne diyordu Dede Korkut!!!

"Ülkede kahpe ve hırsızlar içerde olduğu ve cirit attığı müddetçe asla bizim kapılarımız kilit tutmaz bu gidişlerde asla tutmayacaktır.

Bu milletin hakkı gözünüze,dizine dursun, zehir zıkkım olsun, Allah ne hak ediyorsanız karşılığını tez zamanda versin inşallah…!