6 Ağustos 2025 Çarşamba Saat: 09:45
... Erzak aldıktan hemen sonra şehit edilen Gazzeli bir çocuğun aziz hatırasına rahmetle...
Gazzeli Amir'in kanı hepinizi boğacak alçaklar!
o ki ölmemek için bir parça erzak peşindeydi
12 bin kilometre uzaklardan gelmişti bu yardım noktasına
hem de çıplak ayaklarıyla kızgın kumları geçerek
o ki annesini ve kardeşlerini mutlu etmek düşündeydi
Gazzeli Amir'in kanı hepinizi boğacak hainler!
o ki Gazze'nin yorgun sokaklarını arşınlayarak umuda yürümüştü yalın ayak
o ki sessizliğe gömülenlere sükûtun çığlığıyla mukabele etmişti
o ki büyüklerin bile taşıyamayacağı acıları omuzlamıştı
o ki karanlıklar içinden geçen bir ateş böceği gibi ışık saçmıştı
Gazzeli Amir'in kanı hepinizi boğacak soykırımcılar!
en çok da siz utanmalısınız yaptıklarınızdan siyonist kırmaları
siz ki Hitler'in soykırım mağdurları, ağlak şebekler
siz ki bu çağda onun kanlı mirasını mal bulmuş mağribi gibi sahiplendiniz
üstelik zulümde gölgede bıraktınız onu
açık ara öne geçtiniz çirkeflikte
rahmet okuttunuz o kirli hatırasına
Gazzeli Amir'in kanı hepinizi boğacak çukurlaşanlar!
o ki günlerdir aç midesine bir parça ekmek, bir kase sıcak çorba koymamıştı
erzakını alınca dünyalar onun olmuş, havalara uçmuştu sanki
o ki büyük bir edeple ve tertemiz dudaklarıyla öpmüştü kan kokan kirli ellerinizi
o elleriniz ki nice mazlumun ve nice körpenin üzerine tetiği indirmişti(r)
son tetik de bu körpenin yüzündeki tebessümleri çalmıştı apansızın
o ki öz vatanında parya gibi dolaşmasıydı tek suçu
Amirler, İbrahimler, Muhammedler, Cumalar, Nizarlar; Gazze'nin çocuk şehitleri...
topraklarında şerefli bir mücadele veren bu çağın soylu insanları
Gazze'nin moloz yığınları arasında can verenler
onlar ki soğuk kış gecelerinde ölümü bir yorgan gibi üzerlerine örtenler...
onlar ki bu kirli milenyum çağının...
Ebu Zer el-Gıfarileri, Hamza bin Abdülmuttalibleri, Huzeyfe b. Yemanları....
Gazzeli Amir'in kanı hepinizi boğacak zalimler!
Amir, sıradan bir ölümle ölmedi, şehitler kervanına katıldı elhamdülillah!
ajanslar akşamın tenhasında duyurdular bi(z)ce kara haberini
ya siz, sizin ölümünüz nasıl olacak bilir misiniz alçaklar?
hayvanlar gibi böğürerek öleceksiniz biiznillah!
kokuşmuş birer leş gibi çekileceksiniz kirlettiğiniz dünyadan
Gazzeli Amir'in şahitliği ve şehitliği gibi
şimdi bir rakamdan ibarettir Gazze'de her ölüm
adeta bir kum saatinin kumlarının deveran etmesi misali
metalik bir numaratör soğukluğunda
şimdi Gazze'de kâl diline hacet yok, hâl dili çığlık çığlığa iken
enkazların arasında her karaltı ya bir şehit bedeni ya dağlanmış bir yürek
sokaklarda kol gezen zulüm ne çok kalabalık,
ne ıssız insanlık, ne kadar da sahipsiz merhamet…
GAZZE’Yİ UNUTMAK!•••
Gazze’yi unutuyoruz. Acı ama gerçek bu. Soykırımın ilk günlerinde bir hastane bombalandığında, yüzlerle ifade edilen şehit verildiğinde, İsrail elçilik binasının önüne on binler kendiliğinden toplanırdı. Şimdilerde soykırım açlıkla devam ettiriliyor, bizim ise ilgimiz dağıldı.
İsrail var olduğu müddetçe dünyada huzur ve barışın olmayacağını biliyoruz. Tarih boyunca insanlığın başına bela olmuş ırkçı, sapkın bir topluluğun, kendilerine gönderilen peygamberleri öldürmekten çekinmediklerini hatırlayınca bugün yaptıklarını daha iyi anlıyoruz. Meal okuyan bir kişi, Kuran’da Yahudilerin işledikleri cürümlere ne kadar yer verildiğini görecektir.
Hz. Musa’ya “Sen ve Rabbin gidin savaşın, biz yerimizde oturacağız.” diyecek kadar korkak ve hayata düşkün olan bir topluluk, işledikleri soykırımla, açtıkları savaşla bugün insanlığın en büyük krizi haline geldi.
Yedi Ekim sonrası şehirleri hiçbir hassasiyet gözetmeden bombalayan, taş üstünde taş bırakmayan İsrail, artık açlığı bir silah olarak kullanıyor.
İsrail’in anlayacağı dilden ne zaman konuşulur bilinmez ancak bugün artık sivil toplum, ülkelerin en büyük meydanlarında, milyonluk eylemler değil direk Gazze’ye yürümeyi, ablukayı delmeyi ve insanlığı bu büyük utançtan kurtarmayı konuşuyor.
Keşke imkân olsa da milyarlar dört bir yandan insan seli oluşturabilsek ve yürüsek Gazze’ye doğru. Acaba, dünyanın en modern silahlarıyla, elli derece sıcağın altında, çadırlara sığınmış insanları bombalayan caniler, kendileri hariç bütün insanları yok etme fırsatını bulduk diye bombalarla yok etmeye kalkarlar mı?
Mevcut çaresizlik içinde yaşamaktansa, tankların ezdiği kahraman insanlar gibi bütün insanlar, o galeyana gelmiş haldeyken ölmeyi tercih etmezler mi? Aslında İsrail Gazze’de tam da bunu yapıyor işte.
Son günlerde yeniden gündem Gazze. Bu sevindirici bir gelişme. İnsanlıktan nasibi olanlar, inancı ne olursa olsun, bu vahşeti kabul etmiyor. “İsrail, Gazze’de sonunu hazırlıyor.” Diyenler, hamaset yapmıyor, tarihi bir gerçeği dile getiriyor. Bu kadar azgınlığın sonu mutlaka hüsran olacaktır, eğer tarih doğru yazılmışsa.
Şimdi yeniden yürüme vaktidir. Artık devletleri harekete geçirme vaktidir. Dünyada organize olmuş yapılar bir araya gelerek, insanlığın onurunu kurtaracak bir süreci başlatmalıdır. Sanki bunun işareti geliyor.
Bize düşen bu sürece liderlik etmek, destek olmak, inisiyatif almaktır. Yaşadığımız ve şahit olduğumuz olaylar, dünyada geleceği etkileyecek türden olaylara benziyor. Kitleler kontrolden çıkınca gerçek baharın nasıl olduğu görülecek sanki. 9 Ağustos tarihini ajandamıza not almayı unutmayalım, önemli.
(İktibas)