DOÇ DR. ALİ AYGÜN

LEZZETLİ AMA ZEHİRLİ DE OLABİLİR, MANTAR ZEHİRLENMELERİ…

12 Eylül 2025 Cuma Saat: 09:51

Yaz mevsiminin bitip yağmurların başlamasıyla şehirde oturanların bile merak ettiği bir soru kafamıza takılır acaba mantarlar oldu mu? Orman içeresinde, fındık bahçesinde, yaylalarda gezerken gözümüz ister istemez yerdeki mantarlara takılır. Şekilleri, renkleri, o gizemli duruşları... Kimimiz "ne güzel mantar" diye sadece bakar, kimimizse "bu yenir mi acaba" diye eline alıp koklar. İşte o an, masum bir merakın, bazen nasıl da geri dönülmez bir hataya dönüşebileceğinin ilk adımıdır.

Mantar Zehirlenmesinde Neler Olur:

Mantarlar, doğanın bize sunduğu mucizevi yiyeceklerden biridir.  Protein deposu, lezzetli, sağlıklı. Ama mantarların bu güzel görünen yüzünün bir de tehlikeli tarafı vardır. Ne yazık ki, zehirli mantarları zehirsiz olandan ayırmak için "bilinen" yöntemlerin çoğu bilimsel bir temeli olmayan halk arasında inanılan hurafelerdir. "Gümüş kaşık kararırsa zehirlidir", "Salyangoz yiyorsa zehirli değildir", "Mantar pişince zehri gider"... doğru bilenen yanlışlardır. Zehirli mantarların çoğu, pişince de, haşlanınca da içerdiği toksinleri kaybetmez. Üstelik, lezzetleri de zehirsiz mantarlardan farksız olmayabilir.

Zehirlenme belirtileri hemen ortaya çıkmayabilir. Bu, zehirlenmenin en sinsi yönlerinden biridir. Mantarların toksisitesi bölgeye, mevsime, yıldan yıla ve kişisel duyarlılığa bağlı olarak değişmektedir. Toksinin türüne göre belirtiler, mantarın tüketilmesinden 2 ile 6 saat sonra veya 6 ile 24 saat sonra ortaya çıkabilir. Örneğin, "kısa kuluçka süreli" zehirlenmelerde (2-6 saat sonra), genellikle mide-bağırsak sistemini etkileyen belirtiler (bulantı, kusma, karın ağrısı, ishal) görülür. Bu tür zehirlenmeler genellikle ölümcül değildir ancak tıbbi müdahale gerektirir.

Asıl tehlikeli olan ise, "uzun kuluçka süreli" zehirlenmelerdir (6-24 saat veya daha sonra). Bu zehirlenmeler genellikle Amanita phalloides (köygöçüren, şapkalı mantar), Gyromitrin (yalancı kuzu göbeği) gibi mantarların neden olduğu zehirlenmelerdir ve karaciğer ile böbrekler gibi hayati organları hedef alan sitotoksik (hücreleri öldüren) toksinler içerir. Bu durumda başlangıçta mide-bağırsak belirtileri görülür, ardından hasta kendini iyi hisseder gibi bir "yalancı iyileşme" dönemi yaşar. Ancak bu dönemde toksinler karaciğer ve böbreklerde hasar oluşturmaya devam eder. Eğer acil ve doğru tedavi yapılmazsa, karaciğer yetmezliği ve böbrek hasarı sonucu ölümle sonuçlanabilir.

Peki Ne Yapmalıyız ?

Emin olmadığınız hiçbir mantarı yememeliyiz! Uzman değilseniz, sadece görseline bakarak, koklayarak ya da komşunuzun "bu yenir" demesine güvenerek mantar toplamayın. Doğada bulduğunuz mantarların en güzeli bile olsa, tereddüt ediyorsanız onu ait olduğu yere bırakın.

Eğer mantar yedikten sonra erken dönemde bile belirti hissederseniz en kısa sürede acil servise başvurmalısınız. Yanınızda yediğiniz mantardan kalan bir parça varsa, inceleme için yanınızda götürmeliyiz çünkü sağlıkçılar zehirli mantarın cinsine göre tedavilerini şekillendirebilmektedir.

Kendi kendinize kusmaya çalışmayın veya bilinçsizce ilaç kullanmayın. Tıbbi gözetim altında olmanız hayati önem taşır.

Unutmayın, hiçbir lezzet, sağlığımızdan ve canımızdan daha değerli değildir. Bir tabak lezzet uğruna, bir ömür pişmanlık yaşamayın.