23 Kasım 2025 Pazar
SON DAKİKA

ŞEYHOĞLU: NESİLLER YETİŞTİRMENİN ONURUNU YAŞIYORUZ!

Türk Eğitim Sen Ordu İl Başkanı Metin Şeyhoğlu, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Millet Mektepleri Başöğretmenliği” unvanını kabul ettiği gün olan 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü büyük bir gurur ve coşkuyla kutladıklarını söyledi.
Yayınlama: 23.11.2025 12:34 Güncellendi: 23.11.2025 12:52 4 okuma
ŞEYHOĞLU: NESİLLER YETİŞTİRMENİN ONURUNU YAŞIYORUZ!

Türk Eğitim Sen Ordu İl Başkanı Metin Şeyhoğlu, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Millet Mektepleri Başöğretmenliği” unvanını kabul ettiği gün olan 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü büyük bir gurur ve coşkuyla kutladıklarını söyledi.

Başkan Şeyhoğlu, yayınladığı mesajda; “Ne mutlu bizlere ki; Atatürk’ün izinde, ilim ve irfanın, akıl ve bilimin yol göstericiliğinde, fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür genç nesilleri yetiştirmenin onurunu yaşıyoruz.

Biz öğretmenler; yalnızca bilgi aktaran değil, aynı zamanda çocuklarımızın hayatına dokunan, yüreklerine umut tohumları eken, onları hayata hazırlayan eğitim neferleriyiz. Bu yönüyle, her birimiz toplumun geleceğini inşa eden mimarlarız. Her birimiz bu kutlu görevi yerine getirmenin bilinciyle çalışıyor, bu mesleğin şerefli değerleriyle iftihar ediyoruz” dedi.

Şeyhoğlu, Öğretmenlik mesleğine hak ettiği değer ne zaman verilecek? Sorusunu da sorarak, mesajına şu şekilde devam etti; “Her 24 Kasım’da içimiz gururla dolsa da, bir yanımızda burukluk hissediyoruz.

Çünkü öğretmenlerin, başta karar vericiler olmak üzere, toplumun tüm kesimlerinden hak ettikleri itibarı göremediklerine; statülerinde kayıplar yaşadıklarına tanık oluyoruz.

Bu noktada karar mekanizmalarına soruyoruz: Öğretmenlerin mesleki saygınlıklarının artırılması yönünde yeterli, somut, kalıcı adımlar atmak için ne bekliyorsunuz? Öğretmenler ekonomik açmazda! Ek zam ve 24 Kasım’a özel eğitim çalışanlarına bir maaş ikramiye istiyoruz!

İtibar kaybının yanı sıra öğretmenlerin mali sorunları da devam etmektedir. Hayat pahalılığının arttığı, maaşların enflasyona karşı eridiği ve alım gücünün düştüğü bu dönemde, eğitim çalışanlarının gelirlerinin artırılması, temel ihtiyaçlarının karşılanması, ekonomik çaresizliğe terk edilmemesi büyük önem taşımaktadır.

Dolayısıyla yapılması gerekenlerin başında; Eğitim çalışanlarına ek zam verilmesi, Ek ders ücretlerinin en az %100 oranında artırılması, Mahrumiyet bölgelerinde görev yapan öğretmenlere bölgenin derecesine göre bir ila iki asgari ücret tutarında Zorunlu Hizmet Tazminatı ödenmesi, Uzman ve başöğretmen tazminatlarının emekli maaşlarına da yansıtılması, Öğretmenlere yapılan tüm ek ödemelerden -ek ders ücretleri dahil- gelir vergisi kesintisi yapılmaması gelmektedir” diye konuştu.

Şeyhoğlu, ayrıca, mevcut vergi sistemi nedeniyle eğitim çalışanları yılın ikinci yarısında %20’lik vergi dilimine girmekte ve maaş kaybı yaşamaktadır. Bu nedenle vergi dilimi %15’te sabitlenmesine dikkat çekerek, şunları söyledi; “Öte yandan; Enflasyon farkları aylık olarak ödenmeli ve her toplu sözleşme döneminde TÜİK’in açıkladığı büyüme oranı kadar refah payı verilmelidir.

24 Kasım’a özel talebimiz de, eğitim çalışanlarına bir maaş tutarında ikramiye verilmesidir. Bu şekilde hem öğretmenlerimizin emekleri onurlandırılacak hem de eğitim kahramanlarımız motive edilecektir.

Tüm bunların yanı sıra her eğitim-öğretim yılı başında ödenen “Eğitim-Öğretime Hazırlık Ödeneği”, asgari ücret tutarında olacak şekilde MEB ve yükseköğretim personelinin tamamına ödenmelidir.

AİLE BİRLİĞİ HAKTIR!

Aile birliği, öğretmenler için temel bir haktır. Bu hakkın ihlali durumunda aileler bölük pörçük olmaktadır. Bu nedenle, Öğretmen Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği; öğretmenlerin huzurunu, motivasyonunu ve çalışma azmini artıracak şekilde eksiklikleri giderilerek yeniden düzenlenmelidir. Öğretmenlerimizin hem il içi hem de iller arası mazeret tayin talepleri eksiksiz karşılanmalıdır.

MÜLAKATA DEĞİL, LİYAKATE YER VER!

Liyakat, eğitim camiası için en hassas konulardan biridir. Eğitim sisteminin adil, şeffaf ve hak ihlali yapılmadan bir şekilde yürütülmesi için öğretmenlerin ve yöneticilerin yetkinliklerine göre değerlendirilmesi zaruridir. Bu noktada; ilk atamalarda, görevde yükselmelerde ve yönetici atamalarında mülakat uygulamasının tamamen kaldırılarak atamaların yalnızca yazılı sınav sonuçlarına göre yapılması gerekmektedir. Milli Eğitim Bakanlığı, öğretmen atamalarında artık mülakat yapılmayacağını açıklamış olsa da, mülakat mağduru olan arkadaşlarımızın gasp edilen hakları da mutlaka iade edilmelidir.

24 KASIM’DA EK ATAMA MÜJDESİ İSTİYORUZ!

Öğretmen atamaları yetersiz seviyededir. 500 bini aşkın öğretmen atama beklerken, MEB kontenjanları daraltmış ve yılda yalnızca 15 bin atama yapar hale gelmiştir. Kontenjanlar o kadar kısıtlanmıştır ki, KPSS’de ilk 50’ye giren öğretmenler dahi atanamamaktadır.

Oysa MEB, öğretmen açığını ücretli öğretmenler aracılığıyla gidermeye çalışmaktadır. Türk Eğitim-Sen’in 81 İl Valiliği’nden aldığı bilgilere göre, geride bıraktığımız eğitim-öğretim yılında 78 ilde toplam 86 bin 142 ücretli öğretmen görev yapmıştır. Bu yıl da Türk Eğitim-Sen olarak ücretli öğretmen sayısının tespitine yönelik çalışmalarımız sürmektedir. Şu ana kadar 28 ilde ücretli öğretmen sayısı 47 bin 962, norm açığı ise 59 bin 296 olarak belirlenmiştir. Bu durum, öğretmen açığının ne denli büyük olduğunu açıkça ortaya koymaktadır.

Peki, ne yapılmalıdır? En azından ücretli öğretmen sayısı kadar atama yapılması gerekmektedir. Bu, sadece eğitim sisteminin ihtiyacı değil, aynı zamanda kamu yönetiminin sorumluluğudur.

Bu 24 Kasım Öğretmenler Günü’nde de taleplerimizden birisi; MEB’in ek atama müjdesi vermesidir! Ayrıca ücretli, sözleşmeli öğretmen alımı sona erdirilmeli, tüm öğretmenler kadrolu olarak atanmalıdır.

ŞİDDETTEN ARINDIRILMIŞ BİR EĞİTİM ORTAMI GELECEĞİMİZE GÜVEN AŞILAYACAK!

Öğretmenlik Meslek Kanunu’nda eğitimcilere yönelik şiddet olaylarına verilen cezaların %50 oranında artırılması, Türk Eğitim-Sen’in uzun yıllardır dile getirdiği taleplerden biridir. Kanunda bu düzenleme yer almasına rağmen uygulamada halen yetersizlikler bulunmaktadır. Ne yazık ki okullarımızda öğretmenlere yönelik şiddet olayları devam etmektedir. Bu nedenle, şiddet olaylarına karşı yaptırımlar tavizsiz bir şekilde uygulanmalıdır. Ayrıca, öğretmenlerin saygınlığını ve etkisini güçlendirmek için disiplin yönetmeliklerinde de daha etkin ve caydırıcı düzenlemelere ihtiyaç vardır.

Bu kapsamda, her okula güvenlik görevlisi tahsis edilmeli ve okullar güvenlik kameralarıyla donatılmalıdır. Milli Eğitim Bakanlığı bu konuda okullara gerekli bütçeyi ayırmalıdır. Unutulmamalıdır ki, şiddetten arındırılmış bir eğitim ortamı geleceğimize güven aşılayacaktır.

SONSUZ MİNNETLE..!

24 Kasım Öğretmenler Günü’nü kutlarken, tüm öğretmenlerimize sabırları, emekleri ve fedakârlıkları için bir kez daha teşekkür ediyoruz. Öğretmenlerin taleplerinin karşılandığı, geçim kaygısından uzak, özlük haklarına tam anlamıyla sahip ve hak ettikleri değere ulaşmış bir eğitim ortamında görev yapmaları en büyük temennimizdir.

Gelecek eğitimle şekillenir. Bu nedenle eğitimin taşıyıcı kolonu öğretmenlerimiz her zaman başımızın tacıdır. Onların sorunlarına, talep ve beklentilerine duyarlılıkla yaklaşmak hem toplumun hem de devleti ve eğitimi yönetenlerin önceliği olmalıdır.

Bu vesileyle Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurucusu, başöğretmenimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü 24 Kasım’da minnet, özlem ve Fatihalarla anıyoruz. O’nun açtığı yolda, gösterdiği hedeflere hiç durmadan yürüyor; çağdaş uygarlık yolunda eğitimin rehberliğinde ideallerini yaşatmaya devam ediyoruz. Öğretmenler Günümüz kutlu olsun.”