ORDU'DA, DİRİLİŞ ŞÂİRİ SEZÂİ KARAKOÇ PROGRAMI...  

Altınordu İlçe Millî Eğitim Müdürlüğü organizesinde Ordu AKM'de, öğrencilere yönelik; vefâtının 4. yılı meyânında, 

*SEZÂİ KARAKOÇ'U NE KADAR TANIYORUZ?*

başlıklı bir konuşma programı sunuldu.

Ordulular Vakfı'nın da katkı verdiği, Altınordu Kaymakamı Sn. İsmail Hakkı ERTAŞ başta olmak üzere MEM Şûbe ve çeşitli okul müdürleri, öğretmenler, STK temsilcileri ve çok sayıda talebenin katıldığı programın ilk konuşmasını, Altınordu Millî Eğitim Müdürü Sn. Ahmet ERKUVUM yaptı. 

Müdür Erkuvum selâmlama ve sunuş niteliğindeki konuşmasında özetle şunları söyledi:

*ÇAĞA ARMAĞAN BİR TASAVVUR*

"Bugün burada, müdürlüğümüzce, Türk edebiyatının ve düşünce dünyasının öncü isimlerinden, “Diriliş” medeniyet tasavvurunu çağımıza armağan etmiş büyük şair ve mütefekkir Sezai Karakoç’u vefatının 4’üncü yılında rahmet, hürmet ve derin bir minnetle anmak üzere toplanmış bulunuyoruz.

*HATIRLAMAKTAN ÇOK DAHA FAZLASI*

Sevgili Gençler,

Bugün onu anarken, aslında bir şairin/bir mütefekkirin hatırasını tazelemekten çok daha fazlasını yapıyoruz. 

Karakoç’un bize bıraktığı çağrıyı, yani insanı kendi öz değerleriyle yeniden inşa etme çağrısını; umut ve diriliş fikrini; estetiği ahlakla, düşünceyi eylemle buluşturan o büyük bütünlüğü yeniden düşünmek için buradayız, buradasınız.

*DİRİ YORUM, YORULMAZ ÖNCÜLÜK*

Sezai Karakoç, Türk şiirinin son dönemindeki en büyük şahsiyetlerden biri olmanın ötesinde, düşünce dünyamızın derin ırmaklarından, diriliş idealinin yorulmaz öncüsüydü. 

*KELİMELERDEN ÜLKE, MISRÂLARDAN GELECEK*

O, kelimenin etrafında bir ülke kurabilen, mısraın içinden bir gelecek inşa edebilen ender şairlerdendi. Bizlere, şiirin yalnızca bir estetik uğraş değil; bir yeniden doğuş imkânı, bir varlık muhasebesi, bir insanlık arayışı olduğunu öğretti.

*ZAMÂNA SIĞMAYAN ÇAĞRI*

O, yalnızca bir şair, yalnızca bir fikir adamı değil; ruhu zamana sığmayan bir çağrının sahibi, kendi tabiriyle “diriliş neslinin” inşa edicisi, hem geçmişi hem geleceği aynı anda tutabilen bilge bir şahsiyettir.

*SİVİL ŞİİRİN EN İYİLERİNDEN*

Necip Fazıl Kısakürek'in, ''Ruh gibi, Hazreti İsa gibi'' diye tanımladığı, Ece Ayhan'ın ''Sivil şiirin en iyi şairlerinden'' şeklinde övdüğü, Cemal Süreya'nın ''Öyle bir Müslüman ki Marx da bilir, Nietzsche de bilir, Salvador Dali de sever. *Sıkışmış, sıkıştırılmış deha.*

Alçak gönüllükle katı yüksek uçuyor. Şemsiyesi yok'' ifadeleriyle yücelttiği Karakoç’un poetikası, geleneğin derin kuyusundan beslenirken çağın nabzını tutmayı ihmal etmez. 

*ASR-I SAÂDETTEN MODERN ZAMANLARA*

Onun mısralarında hem Asr-ı Saadet’in sükûneti hem modern zamanların sarsıntısı yankılanır. 

Bu nedenle eserleri, bir devrin değil, bütün zamanların ruhuna seslenir.

*SESSİZ FAKAT SARSILMAZ*

Şair, bir ömür boyu sessizliğin içinden konuştu;  sessiz fakat sarsılmaz bir direnişin adı oldu.

Gösterişten uzak yaşadı; ama anlamın onu seçeceği bir hayat sürdü.

*DİRİLİŞ ÇAĞRISI, RUH İNŞÂSI*

Onun kalemi, bir şair hassasiyetinden çok daha fazlasını taşır:

Bir medeniyet tasavvuru, bir diriliş çağrısı, bir ruh inşası…

Karakoç, bize sadece şiiri değil, umutla direnen bir bilinci miras bıraktı.

*GÖĞE BAKAN ŞEHİR, İÇE BAKAN İNSAN*

Göğe bakan bir şehir gibi, içe bakan bir insan gibi…

Kalemiyle yalnızca şiiri değil; düşünceyi, ahlakı, toplumsal vicdanı da yeniden kurdu.

*HER ŞİİRİ BİR ÇAĞRI*

Onun dizelerinde şehir, bir taş yığını değil; tarih, bir takvim yaprağı değil; insan, salt bir biyolojik varlık değil; kendi hakikatine doğru açılan bir kapı, bir diriliş kıvılcımıydı.

Ve belki de bu yüzden, her şiiri bir çağrıdır:

Unutulanın hatırlanmasına, dağılanın toparlanmasına, kopan bağların yeniden ilmek ilmek örülmesine dair bir çağrı…

Ruhu şad, mekânı cennet olsun!

*MİNNET VE RAHMETLE ANIYORUZ*

Sayın kaymakamım,

Kıymetli misafirler,

Sevgili öğrenciler,

Bu anlamlı günde, Karakoç’un fikirleriyle, eserleriyle ve örnek şahsiyetiyle bize bıraktığı mirası ve aziz hatırasını saygıyla selamlıyor, minnetle rahmetle anıyor; bu söyleşinin düzenlenmesinde emeği geçen yakın çalışma arkadaşlarıma, programa desteklerini sunan Ordulular Vakfı Ordu İl Temciliği Yöneticilerine, bizleri kırmayıp davetimize icabet eden biraz sonra kendisini keyifle dinleyeceğimiz değerli Hocam Sıddık AKBAYIR’a ve sizlere sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum."

*KARAKOÇ ve ÇAĞDAŞLARI*

Misâfir yazarımız, OMÜ Öğretim görevlisi Sıddık AKBAYIR da son kısımda sorular ve cevaplara da yer ayırdığı 1 saat süren konuşmasında Sezâi KARAKOÇ'u çok çeşitli yönleri, kişiliği, sanatı, başta mülkiyeli şâir arkadaşları Cemal Süreya, Ece Ayhan olmak üzere Mâverâ şâir ve yazarlarıyla berâberlikleri, Mehmet Âkif, Necip Fâzıl gibi diğer şâirlerle karşılaştırmalı olarak ve de Sezâi KARAKOÇ'la hâtıralar, onu tüm diğerlerinden ayıran vasfı ve özellikleri, edebiyatımızdaki ayrı yeri ve özgünlüğü bağlamında anlatarak konuşmasını sürdürdü.

*MÜLKİYELİ MÜLKSÜZLER!*

Özellikle mülkiyeli olanların onca popülarite ve imkânlara rağmen bunları itip sanatı seçerek âdetâ mülksüzlüğü tercih edişlerine, bir nevî sanat için kendilerini adamış olmaları husûsuna vurgu yaptı. 

*SON SORU, ÖZET CÜMLELER*

10'a yaklaşanlardan, Proje İHL talebesinden gelen, "şâiri tek cümleyle ifâde" mâhiyetindeki son soruyu şu cümlelerle açıklamak sûretiyle konuşmasını bitirdi: 

"Bu güzel soruyu birkaç bir cümleyle şöyle cevaplandırmak isterim;

- Doğu'nun 7. Oğlu

- İslâm Dünyâsı'nın fikir seyyâhı

*İslâm Uygarlığı'nın sözcüsü*

- Şeyh Gâlib'in hüznü, Fuzûlî'nin yalnızlık arkadaşı

- Çağdaş İslâm Uygarlığı'nın ilk entellektüel kâlbi 

- Bu ülkede, İslâm Dünyâ görüşüne sâhip olup da, başta Marksistler olmak üzere 

*bütün kesimlerce kâbul gören ilk isim."*

Program sonunda kendisine plâket ve çiçek sunuldu. Kitaplarını imzalamasıyla berâber etkinlik sona erdi.

*DOLU PROGRAM, CÜMLEYE TEŞEKKÜR*

Dolu dolu geçen, duygu ve düşüncelerde diriliş vesîle böyle etkinliklerin devâmı gelmesi temennîsiyle emeği geçenlere teşekkür ediyor, 

*TÜRKİSTAN'DAN SÛDAN'A DİRİLİŞ*

başta Gazze, Doğu Türkistan, Arakan, Sûdan ve Sûriye gibi mazlum topraklarımızın ümmetin birlik-dirlik  ve dirilişiyle berâber tez zamanda kurtuluşlarını göstermesi niyâzıyla Rabbimize yalvarıyor, cümleye sevgiler-saygılar sunuyoruz wes'selâm...