HABER ARAMA
Ordu Nöbetçi Eczaneleri
HABER ARŞİVİ
Lütfen Bir Tarih Seçiniz
ANKET
Yeni İnternet Sitemizi Beğendiniz mi?
  • Gayet Güzel
  • Kullanışlı
  • Beğenmedim
SON DAKİKA HABERLER
Ordu Almanca Özel Ders Ordu Havaalanı Transfer Samsun Havaalanı Vip Transfer
25 Temmuz 2025 Cuma Saat: 12:50

YILMAZ: HAKLARIMIZI KARARLILIKLA SAVUNACAĞIZ!

Türkiye Kamu Sen Ordu İl Başkanı Hasan Ali Yılmaz, 01 Ağustos 2025’te başlayacak olan 8. Dönem Toplu Sözleşmede kamu çalışanlarının haklarını kararlılıkla savunmaya edeceklerini söyledi. Başkan Yılmaz, yaptığı açıklamada; “
YILMAZ: HAKLARIMIZI KARARLILIKLA SAVUNACAĞIZ!

Türkiye Kamu Sen Ordu İl Başkanı Hasan Ali Yılmaz, 01 Ağustos 2025’te başlayacak olan 8. Dönem Toplu Sözleşmede kamu çalışanlarının haklarını kararlılıkla savunmaya edeceklerini söyledi.

Başkan Yılmaz, yaptığı açıklamada; “Türkiye Kamu-Sen olarak, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da en temel talebimiz, grev ve siyasete katılma hakkıyla desteklenmiş, ILO normlarına uygun gerçek bir toplu sözleşme sisteminin hayata geçirilmesidir.

Her şeye rağmen biz üzerimize düşeni yapacak, kamu çalışanlarının hakkını azim ve kararlılıkla savunacağız” dedi.

Yılmaz, açıklamasını şu şekilde sürdürdü; “Yerel yönetimlerde çalışanlar için sosyal denge sözleşmelerinin zorunlu hale getirilmesi ve gerçekleştirilecek hizmet kolu toplu sözleşmeleri ile tüm memurların sosyal denge sözleşmesinden faydalanması sağlanmalıdır. 

Mevcut düzende toplu sözleşmeyi imzalamaya veya Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’na başvurmaya yetkili yegâne merci çalışanlar adına Kamu Görevlileri Sendikaları Heyet Başkanı olarak belirlenmiştir.

6,5 milyon kişiyi ilgilendiren bir konuda karar hakkının tek bir kişiye bırakılması, demokratik ilkelere ve sendikal haklara aykırıdır.

4688 sayılı Kanuna göre gerek genel gerekse hizmet kolu toplu sözleşmeleri, sendikalı sendikasız bütün kamu görevlilerini etkilemektedir.  Bu nedenle toplu sözleşmelerde geniş temsil temel amaç olmalıdır.

Büyük çoğunluğu kendi üyesi olmayan, 6,5 milyon çalışan ve emeklinin haklarını belirleyecek metni  kabul etmeye  ya da reddetmeye tek bir kişinin yetkili olması ve yaklaşık 25 milyon vatandaşımızın geleceği adına bağlayıcı karar alması, toplu pazarlık görüşmelerinin mantığına ve demokratik ilkelere aykırıdır.

Bir sendikaya üye olan kamu görevlileri adına toplu sözleşme yapma yetkisi, bir başka sendikaya devredilmektedir. Böyle bir durum ne örgütlenme özgürlüğü ne de kişilerin tercih haklarına saygı sınırları içinde değerlendirilemez. Kaldı ki, Kanun toplu sözleşmeyi bağıtlama hakkı elinden alınan sendika ve konfederasyonlara Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’na başvuru hakkı da tanımamaktadır” diye konuştu.

“Bu amaçla; masada bulunan her bir konfederasyonun Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’na başvurabilmesini sağlayacak bir düzenleme yapılmalı, Kurul, bağımsız karar verebilecek bir şekilde yeniden düzenlenmelidir” diyen Yılmaz, şöyle devam etti;

“Ücret artışlarında hedeflenen enflasyon baz alınırken; vatandaşın pazarda karşılaştığı gerçek enflasyon görmezden gelinmektedir. Bu kabul edilemez bir çelişkidir. Yıllardır, temel tüketim maddelerinin fiyat artışları maaş artışlarını katbekat aşmaktadır. Memur maaşları her yıl biraz daha erimektedir.

Orta vadeli programlara bakıldığında toplu sözleşme sistemine geçildiği 2012-2022 arasında hedeflenen enflasyonun %5, 2025 yılı için hedefin %17,5, Merkez Bankası beklentisinin %29,7 olduğu; 2026 hedefinin %9,7 ve 2027 yılı için ise %7 enflasyon hedeflendiği görülmektedir.

2012-2025 arasında hiçbir enflasyon hedefi tutmamıştır. 2026-2027 arasındaki hedeflerin de tutma ihtimali bulunmamaktadır. Ama bu gerçeğe rağmen, memur ve emekli maaşlarına yapılacak artışlarda hep hedeflenen enflasyon temel alınmıştır. 

Bugüne kadar gerçekleştirilen toplu sözleşme görüşmelerinde enflasyon farkı hariç maaşlara yapılması kararlaştırılan artışlar gerçekleşen enflasyonun sürekli altında kalmıştır. 

Geçtiğimiz yıl TÜFE yüzde 44,38 olmuş, 2025 yılı haziran ayı itibarı ile de yıllık resmi enflasyon yüzde 35,05 olarak açıklanmıştır. Akaryakıta, bütün vergi ve harçlara, kiraya, gıda, ulaşım, eğitim başta olmak üzere iğneden ipliğe her şeye zam geldiği bu dönemde aylık enflasyonun artmaya devam edeceği görülmektedir. 

Dolayısıyla, orta vadeli programda belirlenen enflasyon hedeflerinin de yine tutmayacağı açıktır. Öyleyse artık kamu çalışanlarının ve emeklilerimizin hedeflenen enflasyona endeksli maaş artışı girdabına mahkûm edilmemesi gerekmektedir. 

Kaldı ki, tarihinde ilk defa bu sene, memur ve memur emeklilerine hedeflenen %17,5 enflasyonun bile altında kümülatif %11,3 oranında zam yapılmıştır. Her ne kadar dönem sonları itibarı ile maaşlara enflasyon farkı eklense de bu ödemenin geriye dönük olarak yaşanan kayıpları karşılamadığı, yalnızca anlık bir enflasyon düzeltmesi olduğu ve dönem içinde maaşların sürekli eridiği açıktır.

Maaşların döviz kuru karşısındaki durumu da ortadadır. 2002 yılında ortalama memur maaşıyla 22,1 çeyrek altın alınabilirken bu rakam bugün 7’ye gerilemiştir. 

Ortalama 53 bin TL maaşla, yoksulluk sınırının 85 bin TL’yi aştığı bir ortamda memurlarımızın ailesini geçindirmesi beklenmektedir. Üstelik vergi yükü de adaletsiz biçimde kamu çalışanlarının sırtına bindirilmiştir.

Bu yüzden diyoruz ki: Adil paylaşım, adil gelir dağılımı şarttır. Amacımız, kamu çalışanlarının insanca yaşayabileceği bir gelir düzeyine ulaşmasıdır” şeklinde konuştu.


Haber Yorumları ( 0 Adet)

Adınız
E-mail Adresiniz
Güvenlik Kodu Lütfen Resimdeki kodu yazınız
Bu Habere Yorum Yapılmamış.
İlk Yorumu Siz Yapmak İster misiniz?

Son Haberler

 

Ordu Yeni Haber Gazetesi Tavsiye Formu

Bu Haberi Arkadaşınıza Önerin
İsminiz :
Email Adresiniz :
Arkadaşınızın İsmi :
Arkadaşınızın E-Mail Adresi :
Varsa Mesajınız
Güvenlik Kodu Lütfen Resimdeki kodu yazınız