Yeni İnternet Sitemizi Beğendiniz mi?
- 16:13 ÜRETİCİNİN HER ŞEYİ OLDU!
- 16:08 YAZ OKULU BAŞLADI
- 15:02 MOLOZ VE HAFRİYAT ATIKLARI TOPLANDI
- 14:45 YAZ KUR’AN KURSLARI AÇILDI
- 14:25 TÜRK SAĞLIK SEN’İN GÖZÜ TOPLU SÖZLEŞMEDE
- 14:02 “DENİZLERİMİZ SONRAKİ KUŞAKLARA TERTEMİZ BIRAKILMALI”
- 13:59 YEDAŞ GELECEĞİN ENERJİ LİDERLERİNİ ARIYOR
- 13:58 “YAZ TATİLİ MESLEK ÖĞRENMEK İÇİN ÖNEMLİ BİR FIRSAT”
- 13:41 MHP’DEN DENİZCİLİK VE KABOTAJ BAYRAMI KUTLAMALARI
- 13:38 MADDE BAĞIMLILIĞINDA AİLE DESTEĞİ KRİTİK ÖNEM TAŞIYOR
- 13:30 İŞSİZLİK RAKAMLARI AÇIKLANDI
- 13:25 ODÜ’DE MEZUNİYET TÖRENLERİ
- 13:20 “FINDIK ÜRETİCİLERİNİN ORTAK İRADESİ SAĞLANMALIDIR”
- 13:05 BENLİ’DEN, MESANE KANSERİ HAKKINDA ÖNEMLİ AÇIKLAMALAR
- 11:37 SEKTÖRÜN GÖRÜŞLERİ ALINACAK
BENLİ’DEN, MESANE KANSERİ HAKKINDA ÖNEMLİ AÇIKLAMALAR

Ordu Üniversitesi Tıp Fakültesi Uroloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Doktor Erdal Benli mesane kanserine dikkat çekti
Mesane Kanseri hakkında önemli açıklamalarda bulunan Benli; “Üriner sistem, idrarın oluştuktan sonra vücudun dışına çıkana kadar iletildiği, depolandığı ve dışarı atıldığı sistemin adıdır. Bu sistem böbrek pelvisi, üreter, mesane ve üretradan oluşur.
Mesane kanseri, üriner (idrar) sistemin iç kısmını döşeyen (ürotelyal) hücrelerden gelişen bir kanserdir. Aslında hastalığın adı ürotelyum kanseridir. Ancak en sık idrarın beklediği yer olan mesanede görüldüğü için, mesane kanseri olarak bilinir. Anlaşıldığı gibi tüm üriner sistemde (idrar toplayıcı sistem; böbrek pelvisi, üreter, mesane, üretra) görülebilir” dedi.
Tüm dünyada 2022 yılında en sık görülen kanserler arasında 9. sırada yer aldı ve en sık ABD, Çin ve İtalya’da görüldüğünü belirten Benli, 2022 yılında 614.298 kişi yeni mesane kanseri tanısı aldı ve 220.000 kişi bu hastalığa bağlı olarak öldüğünü söyledi.
Mesane Kanseri hakkında detaylı bilgiler veren Benli, şu açıklamalarda bulundu: Türkiye 2020 yılı kanser istatistiklerine göre erkeklerde en sık görülen 4. kanser (erkeklerin %8,8) ve 100.000 kişide yaklaşık 19 kişide görülür. Bu oranlar 2017 verileri kıyaslandığında artış olduğu görülmektedir.
Risk Faktörleri
Mesane kanserinin epidemiyolojisi bölgeye göre değişir; sanayileşmiş ülkelerde tütün kullanımı, kimyasal madde kullanımı ya da mesleki maruziyetler (aromatik aminler gibi) ve içme suyunun arsenikle kirlenmesi önemli risk faktörleridir. Schistosoma haematobium enfeksiyonu bazı Afrika ülkelerinde önemli etkendir ve bu bölgedeki mesane kanseri vakalarının %50'sinden fazlasını oluşturur.
1990'lardan bu yana cinsiyete göre farklı mesane kanseri insidansı eğilimleri gözlemlenmiştir; oranlar erkeklerde azalma veya sabitlenme eğilimindeyken, bazı Avrupa ülkelerinde (İspanya, Hollanda, Almanya) kadınlarda artış göstermektedir. Bunun nedeni muhtemelen kadınların, erkeklerde risk artışına neden olan etkenlere maruz kalmasıdır.
2014 yılında ABD'de kadınlarda mesane kanseri vakalarının yaklaşık beşte ikisinin sigaradan kaynaklandığı tahmin edilirken, erkeklerde yeni vakaların yaklaşık yarısı sigaradan kaynaklanıyordu. Ölüm oranları, HDI (İnsani Gelişme İndeksi) yüksek olan ülkelerde; sigara içme yaygınlığındaki azalmalar ve tedavideki gelişmeler nedeniyle daha çok düşüş gösterdi.
Bunun dışında aile öyküsü (genetik), idrar yolu enfeksiyonu (Nörojen mesane, yabancı cisim, sonda kullanımı…), radyasyona maruziyet gibi birçok neden bulunur. Aslında hastalığın fizyopatolojisi basitçe anlatmak gerekirse, dış dünyadan çeşitli yollarla (yiyecek, su, hava…) vücudumuza giren kimyasal maddeler sonunda idrara geçer.
İdrarın beklediği yerlerde, ürotelyal hücreleri etkiler. Hücrede kanserojen süreci başlatır. Kişinin bu zararlı maddelere verdiği yanıt, kanserin gelişimini belirler. Ve burada çok önemli bir sorun var, bu hastalığın hücrede kanser gelişmesini başlatması ve kanserin ortaya çıkması 15-20 yıl alır. Ve neden asla kesin olarak saptanamaz.
Yani bir domates sigar içtiğinize ya da kimyasal içeren bir maddeyi vücudunuza aldığınızda etkinin ortaya çıkması ertesi gün olmaz. Farkında olmadan birçok yoldan vücuda giren milyonlarca kanserojen (kanser yapma potansiyeli olan) madde etkisini onlarca yıl sonra ortaya çıkarır. Genetik yatkınlık riski azaltır ya da arttırır.
Örnek; Kişinin mesane kanser olma riski genetik olarak diyelim ki %20-60 olsun. Kişi gerekli önlemleri alır, riskli davranışlardan sakınırsa bu kişide kanser olma riski %20 yakındır, ancak sigar içerse, yaşam şekline dikkat etmezse kanser olma riski %60 yaklaşır.
Tüm hastalıklarda olduğu gibi vücudumuzun direncini arttırmak için, on iyi bakmalıyız. Çünkü vücudumuzda her gün yüzlerce kanser hücresi oluşur, immun (savunma) sistemimiz bu hücreleri yok eder. Uykusuzluk, gece yaşamı, sağlıksız beslenme, vücuda zararlı maddeler aldığımızda direncimiz zayıflar, anladığınız gibi ülkenin/insanın savunması bozulursa dışarıdan saldırılar artar, düşman (tümör) ülkeyi/vücudu istila eder.
Şikâyetler
En önemli şikayetler, idrarda kanama, yanma, sıkışma gibi işeme şikayetleridir. Gözle klozette görülen (makroskobik) ya da idrar tahlilinde görülen (mikroskobik) kan çok önemli bulgulardır. Özellikle parçalı, pıhtılı kan görüldüğünde işler daha kötüdür. İlerleyen dönemlerde hastalığın yayılmasına bağlı ağrı ya da organ tutulumuna bağlı sorunlar da görülebilir (Örneğin akciğere yayılırsa nefes darlığı gibi).
Tanı
Tanı oldukça basit olarak yapılır. İdrar tahlili, ultrasonografi, idrar sitolojisi ve gerekli durumlarda ileri görüntülemeler. Tümör belirteçleri elde varsa faydalı olabilir. Kesin tanı için basitçe yapılan endoskopi (sistoskopi) ve alınan dokuların patolojik incelemesi mutlaka gerekir.
Tedavi
Teşhis sırasında vakaların çoğu yüzeysel mesane kanseri şeklindedir. Bu hasta ve doktor için oldukça önemlidir. Çünkü bu aşamada sağkalım şansı oldukça yüksektir (>%90). Maalesef önemli bir hasta grubu hastalığın mesanenin dışına (çevre dokular, lenf bezleri, akciğer, karaciğer…) yayıldığı dönemde gelir, bu bizim karşılaşılmak istemediğimiz bir andır. Çünkü ileri evreyi gösterir, sağkalım şansı çok azalır, örneğin karaciğer tutulduğunda 5 yıllık sağkalım <%10 civarındadır. Daha da kötüsü çok geciken vakalarda tedavi maalesef yok, aylar içinde ölüm görülür.
Tanısı erken konulduğunda oldukça fazla sayıda tedavi seçeneği elimizde var. Bunlar arasında cerrahi (TURB, sistektomi vb.), mesane içine verilen ya da damar içine verilen tedaviler (Biyolojik/kemoterapi/immunoterapi), radyoterapi vardır.
Tedavinin basit ya da karmaşık olmasını hastalığın tanı sırasındaki patolojik özellikleri, evresi/yaygınlığı belirler. Erken dönemde tanı alan hastalar bazen basitçe yapılan endoskopik (TURB) ile küratif (şifa verici) tedavi alır ve kurtulur. Bazen cerrahi tedaviye ek olarak, mesane içine verilen kemoterapiler alırlar.
Tanıdaki gecikmeler tedavinin kompleks olmasına neden olur, örneğin gecikme mesanenin alınmasına ve barsaktan yeni mesane oluşturulmasına yol açabilir. Hastanın durumuna göre yeni mesane yapılır ya da idrar karında bulunan bir torbaya alınır.
Öneriler
Mesane kanseri özellikle giderek daha çok kimyasalın hayatımıza girdiği günümüzde, giderek sıklığı artıyor. Nedenleri ve korunma yolları bilinmelidir. Bir halk sağlığı sorunudur.
Risk faktörlerinden sakınmak gerekir. Tütün kullanmayan kişiler göre, tütün kullanan kişilerde mesane kanseri riski yaklaşık 4 kat artmaktadır. Hayatımızın herhangi bir döneminde 10 yıl üstü sigara içtiğimizde risk başlıyor ve sigarayı bıraksak bile risk devam ediyor.
Risk grubundaki kişiler (35 yaş üstü sigara içmek, kimyasal madde ile temas) erken tanı açısından, tarama programına alınmalıdır. Aile hekimleri ya da işyeri hekimleri tarafından basitçe yapılacak idrar tahlili (sabah aç) önemli bilgiler sağlar. İdrarda bir kez bile kan görülse mutlaka araştırma yapılmalıdır.
Mesane kanseri olan hastalarda, hastalık (nüks) tekrarlayabilir ya da (progresyon) ilerleyebilir. Yakın izlem gerekir. Bunun için hastalık evresine göre takipler devam edecektir (Klinik, laboratuvar, radyolojik, endoskopik…). Bazen 10 yıl civarında takip sonlanır, bazen hayat boyu takip devam eder.
Gerekli durumlarda ailede riski saptamak için basit taramalar ya da genetik çalışmalar
Aklımızda olması gereken en önemli nokta, sağlığımızı kimlere emanet ettiğimizi bilmeliyiz. Bazen eksik ya da yanlış atılan ilk adımın, geri dönüşü yoktur. Bir örnek idrarda kan olan hasta 3 yıl boyunca dışarda enfeksiyon gibi nedenlerle takip ediliyor, hasta bize geldiğinde ilerlemiş mesane kanseri olduğunu saptadık. Bu hastalarda zaman çok değerlidir.