Türkiye’nin büyüme rakamları dün televizyonların ekonomi haberlerinde boy boy gösterildi. Yorumcular, analizciler döktürdülerde döktürler. Onları dinleyince insan kendini tutamıyor, kocaman bir Maşallah, Süphanallah çekiyor.

Şimdi dolar 4 lirayı tırmandı, avro 5 lirayı aştı, benzin fiyatları 6 liranın üstünde, büyümeden kasıtları bu olsa gerek. Paramız değer kaybettikçe anlıyoruz ki artık çok büyüyoruz değil mi? Maşallah bu tablo karşısında bütün bunlara rağmen Türkiye, 7.4 bütümüş 2017 yılında. Bakalım 2018 yılı bize neyi gösterecek.

Konut fiyatlarını, emlak piyasasını da hiç sormayın. 10 yıl önce 3+1 bir daireyi 100 bin liraya alma şansımız var iken, bu sene 300-350 binden aşağı daire alabilmek neredeyse söz konusu bile değil. Residanslarda 1+1 daireler bile 400 binlerden aşağı değil.

Et, balık, tavuk fiyatları son dört yılda 5 katına çıktı. ÖTV’de hala dünya 3.süyüz. ürettiğimiz bir kilo fındıktan bir paket sigarayı zor alıyoruz. Açlık sınırı ve yoksulluk sınırında dünya 14.’cüyüz. Asgari ücret geçim seviyesinde Avrupa’ya göre diblerdeyiz. Türkiye’de geçen yıl 20 binden fazla esnaf kepenk kapatmış. Büyüyoruz öyle mi?

Elektrik, su, doğalgaz ve iletişimde, tütün ve alkollü içeceklerde dünyanın en yüksek vergisini veren ülkelerin başını çekiyoruz. Halkın 3 kişiden bir tanesi icralık, 2 kişiden bir tanesi takiplik, cezaevlerinde yatmaya yer kalmadı. Ama boyumuza posumuza bakınca çok muazzam büyüyoruz değil mi?

Şimdi soruyorum. El Hak, el insaf, el vicdan. Bu nasıl büyüme arkadaş? Eskiden burnumuz büyür, kıçımız kalkar, aklımız bir karış havada olurdu. Şimdi bedenen de büyüyen bir tarafımız kalmamışken, Allah aşkına bu nasıl büyüme Arkadaş?