Yeni yetişen nesil, yani gençlik, günümüz Türkiyesinde yaş aralığı 8 ila 20 arasında ki gençlerin sokaklarda, caddelerde sosyal yaşam alanlarında birbirleriyle konuşmalarına uzun süredir kulak misafiri oluyorum.

İşittiklerim kulaklarımı sağır, gözlerimi kör ediyor. Resmen kız olsun, erkek olsun hiç fark etmiyor. Belden aşağı konuşmalarda maalesef kızların konuşmaları da erkekleri aratmıyor. Gençler, nereye gidiyorsunuz? Hangi akla hizmet ediyorsunuz? Maksadınız nedir? Sorularını da maalesef hiç soran yok.

Bu ağzı bozuk, argo uslübunu marifet sayan, bozuk ağızla konuşurken bile çevreyi süzüp de hindi gibi kabarmayı da elinden bırakmayan bu bizim gençlerimize çok şükür dur diyen de yok. Hemen aklıma şu soru geliyor. 8 ila 12 yaş aralığında ki bu çocuklar, bu küfürleri hangi maharetle öğreniyorlar? Aklıma da gelmiyor değil ya, acaba evlerinde anne ve babalarından mı, büyük abla veya kardeşlerinden mi, okulda ki öğretmenlerinden mi, kimden, kimlerden öğreniyorlar acaba bizim bile unuttuğumuz bu küfürleri, bu argo uslüpları?

Yazık hemde çok yazık. Geleceğimizi teslim edeceğimiz gençliğimizin maalesef son durumu budur. Sigara ve alkol kullanma yaşının 9’lara kadar düştüğü ülkemizde, ben 50 yaşımda şimdiden gelecek kaygısı yaşarken, kıllarını bile kıpırdatmayanlara ne diyeyim artık?

12 ila 16 yaş arası gençlerimiz kabadayılık, yanlış okumadınız ergenlik değil, kabadayılık, 16-20 yaş aralığında reislik, 20’den sonra da başkanlık edasıyla büyüyen bir gençlik var yıllardır elimizde. Ağzımızı ne zaman derlemeyi, toplamayı öğrenip ve öğrettireceğiz. İşte bu da en çok merak ettiğim soruların başında geliyor. Haksız değilim değil mi? Maalesef ağzımız çok bozuk çooookkk.