Her zaman söylerim böyle giderse söylemeye de devam edeceğim. Türkiye’de terör belasını kurutmak ve bölgede barışı tesis etmek için önce Kandil’i kurutmamız lazım diye. Çünkü kan akıtıcı unsurların başını PKK çekiyor. PKK, hem Amerika hem de Rusya’nın uşaklığını yapan en büyük sıçan yuvası olduğu için bu Kandilin ivedilikle kurutulması lazım.

Terör bitmez diye bir şey yok. İstenilse 24 saatte terörün kökü kurutulur. Zira sermaye yani emperyalist devletler buna izin vermediği için bu pek mümkün olmuyor. Millet esasen her şeyi biliyor bilmesine de bizim bu hususta neden elimiz kolumuz bağlı işte onu da anlayamıyorum.

Gelelim konumuza, 34 şehidimizin kanlarının yerde kalmaması için Türk Silahlı Kuvvetlerimiz havadan ve karadan muazzam bir performans göstermeye devam ediyor. Bu kararlılığımız sonuna kadar sürecektir. Katil Esed boyunun ölçüsünü bu kez mutlaka almalıdır. Anadolu’da gözyaşlarına boğulan analarımızın ahı mutlaka bu şerefsizden çıkmalıdır.

Taş taş üstüne bırakmayın Mehmedim. Zalimin dilinden, zulmünden ancak anladığı dilden konuşarak bu sorunda çözüme ulaşırız. Esed’in anladığı dilden konuşmanın vakti geldi de geçiyor. Bakalım bu kez hangi sıçan deliğine sığınacak. O yüzden kanlı gözyaşı döken analarımızın hatırına, şanlı al bayrağımızın hatırına gittiğiniz yerde taş taş üstünde bırakmadan geri geliniz.

Burada dostumuz yok. Burada kimseye de güvenmeyin. Ne Rusya, ne İran ne de Amerika hiçbiri dostumuz değildir. Sizin orada sizden başka dostunuz, canınız, kanınız yoktur. El kaldıranın elini, baş kaldıranın başını gövdesinden koparıp alıp geliniz.

Size yakışan da budur. Taş taş üstüne bırakmadan alnınızın akı ile yuvaya dönüş yapın. Başlattığınız Bahar Kalkanı, bütün dünyaya baharı getirir İnşallah. Tüm dünyanın beklediği bu baharı, şu mübarek üç ayların yüzü suyu hürmetine alın gelin Mehmedim. Taş taş üstüne bırakmadan alın gelin Mehmedim.