Bir ülke, ya savaşta, ya kıtlıkta veya devasa doğal afetlerde ya da salgın hastalıklar durumunda seferberlik kararı alarak milletiyle elele, omuz omuza vererek olumsuzluklarla mücadele kararı alır. Birlik ve beraberliğin hasıl ve kaçınılmaz olduğu dönemlerde her zaman kendilerine gün doğuran ganimetçiler kendilerini göstermeye başlarlar.

Bugünde durum aynı değil mi? Dünya da ve ülkemizde salgın bir hastalık bir bela var. Ağızlarında salyaları fışkırtmaya başlayan fırsatçılar, 2 liralık maskeyi önce 40-50 liralara şimdilerde de 200-250 liralara kadar dayadılar. Memlekette kolonya da kalmadı. 10-15 liralık kolonyaları şimdi 100 liraya bulun bulabilirseniz.

Dezenfekte ürünlerinde de durum yine aynı. Bu ürünlere de çeşitlerine göre yaklaşık yüzde 150 ila yüzde 3000’lere varan zamların geldiğini duyuyor, işitiyoruz. Bununla ilgili özellikle Ordu’da ve ülke genelinde denetimler artırılarak bu zındık ganimetçilerle mücadeleye çok şükür başladık.

Tespit edilen bu münafıklara kesilen veya kesilmesi düşünülen cezalarında ne kadar caydırıcı olabileceğini de önümüzde ki günlerde hep beraber göreceğiz. Bence bu tür zihniyetçilerin gözyaşlarına hiç bakılmamalı. Kul hakkı, yetim hakkı, alın teri hakkı vs. yiyenlerin cezası dinimizde de, Allah katında da malumdur.

Buradan o fırsatçı o kendilerine gün doğuran ganimetçilere de şunu hatırlatmak istiyorum.

Nisâ Suresi; 10: "Haksızlıkla insanların mallarını bunun yanı sıra yetimlerin mallarını yiyenler, şüphesiz karınlarına ancak ateş tıkınmış olurlar; zaten onlar alevlenmiş ateşe gireceklerdir." Diye buyurulmuş. Buyurun siz kendinize gün doğurmaya, karnınıza ateş tıkınmaya devan edin hadi…