Türkiye’de, SMA ve bu hastalığa benzer yaklaşık 120 evladımız tedavi olabilmek için yardım ve destek bekliyor. Öyle ki bu hastalıkların tedavi bedelleri en az 2 Milyon 500 Avro’lardan başlayarak 20 Milyon Avro’lara kadar dayandığı söyleniyor.

Geçen Çarşamba günü Kanalordu Tv’de canlı yayın konuğumuz olan SMA hastası Demir Ali’nin annesi Av. Ezgi Kara Bayraktar’ın süreç hakkında verdiği mücadelenin boyutunu sanırım anlamışsınızdır. Demir Ali için gittikçe tükenen zaman da toplanan para 2 Milyon 400 bin Avro’nun yarısı bile değil.

Anne Bayraktar’ın annelik duyguları ile yüreğinin nasıl parçalandığını ama her şeye rağmen umudunu yitirmemek adına ayakta durmayı başarabilmesi de takdire şayan bir olaydı benim için. O, Ordululardan ve Türk halkından oldukça da umutlu. Bende o umudu taşıyanlardan birisiyim. Zira dünde yazmıştım. Bu para bulunmayacak bir para değil diye.

Şimdi en düşük maaş alanından en yükseğine varıncaya kadar herkes duyarlı ve hassas davranıp 3-5-10 TL gibi miktarlarla bu değirmene su taşımaya gayret edip, damlaya damlaya göl olur diyorsa, ben aynı hassasiyeti de bazı önemli sektörlerin ortaya koymasını beklerim. Beklerim çünkü buna hakkım var.

Örneğin, EPK’dan ihale alarak bölgelerde enerji nakil işlemlerini üstlenen ve akıl dışı kesinti ve şişirme faturalarla vatandaşın ümüğünü sıkan bu Anonim Şirketlerin, hani faturalara yansıttıkları sayaç okuma bedellerinin bir aylık gelirini devlete hibe etseler de devlet bu hibeyi bu tür hastalıklarda kullansa olmaz mı? Ha bunların birde borçtan dolayı açma kapama bedelleri var. 30TL’nin üzerinde bu totalinde bir aylık geliri devlete hibe edilse kafidir.

Gelelim şu canım GSM operatörlerine. Bunlarında fatura, kontör ve kampanya sistemlerini anlatmaya gerek yok sanırım. Bunlarda bir hassasiyet göstererek borçtan dolayı haksız yere elde ettikleri açma kapama bedeli olan 30 TL’lik bir aylık kazançlarının toplamını devlete hibe etseler neleri eksilir acaba?

Unuttum zannetmeyin. Ya şu özelleştirip köprüler verdiğimiz, yollar serdiğimiz, geçen araç sayısı yetmezse cebimizden verdiğimiz Holdingler, diyorum ki bir günlük karlarının yüzde 20’sini bu hastalıklar için devlete hibe etseler fena mı olur?

Durun bitmedi daha, bir de şu özelleştirip özelleştirip ellerine sağlığımızı teslim ettiğimiz Şehir Hastaneleri baronları. Bunlarda bir günlük karlarının yüzde 20’sini devlete verseler kıyamet mi kopar acaba? Ya bir de ülke genelinde binlerce açılan özel hastaneler ha ne dersiniz? Kıyamet mi kopar?

Bu işler eğitimsiz olmaz. Haydi özel okullar, kreşler, kolejler, bu çağrı ve teklifim sizi de bağlıyor. Örnek olarak Demir Ali’yi düşünün. Yaşama tutunması için önünde iki ay süresi kalan Demir Ali’yi düşünün. Bir aylık karınızın yüzde 20’sini sizde devlete hibe etmeyi düşünmez misiniz? Düşünün Demir Ali, yıllar sonra eğitim adına kurduğunuz o sıraların birinde gelip otursa fena mı olur?

Şimdilik son bir teklif de Sosyal Sigortalar Kurumu (SGK)’ya, biliyorsunuz! Memur, Emekli, İşçi, Bağkur maaşlarının tamamı bu kurumda toplanmıştı. Her ay ödediği tüm maaşlardan yüzde 1 keserek bu kaynağı devlete aktarması nasıl bir fikir sizce. Türkiye’de yaklaşık 30 Milyon kişinin bu kurumdan maaş aldığını düşünürsek, toplanacak olan yardım muazzam bir yardım olmaz mı?

Bu plan tutarsa 120 kişi hayat bulacak. SMA ve benzer hastalıklar için bekleyen yüzlerce hastanın, eğer düşündüğüm gibi oluşturulacak olan bu havuzla hayat bulmaları ne kadar anlam kazanır biliyor musunuz? Gelin bu hastalığa özelden özelden bir el atıp, devlet eliyle de destek olalım ha ne dersiniz?