Ordu’da hala sokaklarda maskesiz dolaşanlar var. Hala sosyal mesafeye uymayanlar var. Hala etrafımız "Açık havada bir şey olmaz" diyenlerle dolu. Ben bu vurdumduymaz cahillere, siz Sağlık Bakanından, bilim insanlarından daha mı iyi biliyorsunuz? Diye sormaktan kendimi alamıyorum.

Özellikle Tahıl Pazarı, Düz Mahalle, Köprübaşı ve Yenimahalle güzergahında boydan boya bir gezin bakalım. Her beş on kişiden 3-4’ünde maske yok. Kimileri kollarına bileklik gibi takarak geziyor, kimileri de ceplerinde çantalarında ellerini kollarını sallaya sallaya geziyorlar.

Koronavirüs bazılarına göre hala oyuncak gibi geliyor. Ne kadar temiziz bilemiyorum ama mesafe konusunda da dikkatimiz sıfır. İç içe, kol kola, can cana gezmeleri görseniz pandemi aklınızdan uçar gider. Havaların iyi olduğu zamanlarda da sahil bandında da aynı risk üst seviyede devam ediyor.

Pandemi sürecinde alınan tedbir ve önlemlerin, bu dikkatsizlik, vurdumduymazlık ve cehalet karşısında heba olmasına yanmamak mümkün değil. Bakın bugün devlet ve özel hastanelerin yoğun bakımlarında hala yer yok. Acil servis artık hastaları bırakın ilçeleri il dışına taşımaya devam ediyor.

Temizlik imandan gelir sözünü burada hatırlatmak lazım. Herkesin temizliği kendine desem de sokaklar ve caddeler bana bunu söylemiyor. Yerlere sorumsuzca atılan maskeler de cabası. Kirliliğinizle insanları risk altına sokmak reva değil bilesiniz.

Temizliğe dikkat edemiyorsanız bari mesafenizle insanlara zarar vermeyin. Biraz mesafe bu aralar herkese çok iyi gelir. Maskenizden, temizliğinizden geçtik artık mesafenizi bari bozmayın. Çarşı, Pazar, AVM’ler, kafeler, restoranlar, kahveler, çay ocakları vs hala kum gibi insan kaynıyor. Bir ağzımızın içine girmedikleri kaldı. Pes yani, pes ki, pes