Yeni yılın ilk saatlerine öyle bir zam furyası ile girdik ki, gözlerimiz yerinden çıktı sanki. Aklımız tavana vurdu, fikrimiz zayi oldu. Neden mi? Neden olacak canım yüzde 120-130’luk zamları daha ilk dakikalarda gözümüze sokan Elektrik ve Enerji piyasalarının yaptığı zamlar yüzünden.

Özelleşen bu iki sektör, adeta sanayiciye, üreticiye, istihdam sağlayan bütün kesime ve vatandaşa resmen tüketmeyin der gibi zam üstüne zam yağdırmaya devam ediyorlar. Ya akaryakıta gelen fahiş zamlara ne demeli? O da bu zamlara tuz, biber değil, mübarek resmen yağ oldu değil mi?

Şimdi bu üç sektörü de bildiğim kadarıyla denetleyen ve düzenleyen kurum ve kurullar var. Öyle mi? Öyle peki bunların asli görevi nedir? Vatandaşı felç ettirmek mi? Sürekli gelen zamlarla vatandaşın yüreğine inme indirmek mi? Nedir bunların asli görevleri nedir?

Ben bir vatandaş olarak buradan bir kez daha Cumhur adına sesleniyorum. Sayın Cumhurbaşkanımız, bu arsızların fahiş zamlarına eminim müdahale edeceksiniz. Eminim diyorum bu konuda size güvenmek mecburiyetinden başkaca da bir çaremiz yok bilesiniz. Eminim bu Düzenleme ve Denetleme kurumlarını harekete geçirerek zamları geri çeker, bunlara da hadlerini yine anladıkları dilden siz bildirirsiniz.

Hangi dinde, imanda, kitapta var böyle bir arsızlık? Böyle bir densizlik. Zam yapmanın da bir şartı bir şurtu vardır. Yüzde 120-130 ne demek Allah aşkına ne demek? Sizin hiç mi ar damarınız yok? Yoksa var da çoktan o ar damarınızı çatlatınız mı? 

Açlık ve yoksulluk sınırı altında yaşayan kaç milyon insan var biliyor musunuz? Milletin 4/2 si bu ülkede açlık sınırının altında maaş alıyor. Yani millet kazandığını boğazına mı, yoksa size mi taşıyacak beyler? Yüzsüzlüğünüzün bu kadarı da bu kez çok fazla geldi çok haberiniz olsun. İnşallah Sayın Erdoğan’ın okkalı tokatını ensenizde tez vakitte görürsünüz.