Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan’ın koronavirüse yakalanma haberi ülke genelinde üzüntü ile karşılanırken, karşıt görüşlülerin de sosyal medya hesaplarında yaptıkları hakaret, alay ve benzeri yorumları da vatandaşların tepkilerine neden oldu. Ülke genelinde gerek emniyetin siber güçlerle mücadele ekiplerinin ve Cumhuriyet Savcılarının teyakkuzda olduğu günler yaşamaya devam ediyoruz.

Başlıkta da dediğim gibi seversiniz veya sevmezsiniz. Bu ülkenin, bu devletin başında ki insana ve ailesine hakaret etmek, alaya almak, devlete hakaret etmek anlamına geldiğini maalesef hala idrak edemeyenler var. Hakaret ile iftirayı birbirine karıştıranlar var. Türkiye’de hakaret özgürlüğü diye bir şey mi var? Allah aşkına önüne gelen açıyor ağzını, yumuyor gözünü.

Şunu çok merak ediyorum. Hakaret etmeyi çok seven insanlar! Acaba kendilerine de hakaret edilince nasıl bir his ve ruh haline giriyorlar? Kendilerine yapılan hakaret karşısında ruh halleri nasıl oluyor acaba? Aile veya iş dünyalarında ki psikolojileri nasıl değişiyor? Bunları çok merek ediyorum.

20 yıldır her türlü güçlüğe, zorluğa ve ihanete karşı ülkesini yöneten ve ayakta tutmayı başaran bir insana bu kadar ağır alaylar hiç ama hiç yakışmıyor. Sevseniz de sevmeseniz de, o insan bu devletin başı. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Cumhurbaşkanıdır. Kimse kusura bakmasın. Kişinin kendisine saygınız yoksa saygısızlığınızı içinizde muhafaza edin.

Saygısızlığınızı dilinize, elinize, kaleminize ve klavyelerinize taşımayın. Kendinize yakıştıramadığınız sözleri, sözcükleri eğer başkalarına yakıştırabiliyorsanız kişiliğiniz bozuk demektir. Böyle durumlarda şahsiyetinizi, adamlığınızı ve insanlığınızı da kaybetmiş olursunuz. Hakaret insana hiçbir şey kazandırmaz. Bunun adına da hakaret özgürlüğü demeye hiç kimsenin de gücü yetmez.