İşgal ettiğim köşemde, medya ve sosyal mecralarda, insanların yalan yanlış bilgilerin paylaşılması ile sistematik bir şekilde kandırılmasını, takıntı derecesinde duyduğum rahatsızlık yüzünden sürekli yazıp dile getirmiştim. Hatta en sonunda pes deyip, hepsini mizah mecrası kabul edip, daha fazla enerjimi harcamama kararı bile almıştım.

Nihayet, çıkarıla/n/cak bir kanun ile “Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” fiilini işleyenlere “dur” denecekmiş! Hatta bir yıldan üç yıla kadar da hapis cezası verilecekmiş.

Dezenformasyon yasası da denilen bu kanun teklifini canı gönülden desteklememiz, “yandaş medyanın yalanları, hamasetleri, yanlış bilgileri, yanıltmaları en sonunda bitecek” diye sevinip “çok şükür ki bu zulümden de kurtulacağız artık” dememiz gerekirken neden hala tedirginiz ve onaylamak konusunda çekimser davranıyoruz?

Tedirgin ve çekimseriz çünkü iktidarın yıllardır hemen her konuda uyguladığı çifte standartlara şahit olmuş ve maruz kalmış vatandaşlarız. E, haliyle bu konuda da “kaygılıyız” çünkü “Bu yasayı da işlerine geldiği gibi mi uygulayacaklar acaba?” diye düşünmekten kendimizi alıkoyamıyoruz. Kendi yandaşına “eyvallah” karşıtına da “hadi hapse yallah” mı diyecekler, emin değiliz.

O kadar çok örnek var ki bu konuda… Artık her konuda güven problemi yaşıyoruz…

Yıllardır, iktidar yandaşlarının ve trollerin neredeyse her mecrada alenen yaptıkları yanıltmalarıyla savrulmadık mı?

“Camileri kapattılar, ahır yaptılar”,  “Camiye ayakkabıları ile girdiler”, “Camide içki içtiler”. “Camiyi yaktılar yıktılar”, “Kabataş’ta türbanlı bacımızı dövdüler, yerlerde sürüklediler, üzerine bevl ettiler”, “Loder ile Dolmabahçe’ye kadar kanal kazdılar”, “Görüntülerini izledik” ve en sonunda “Camiyi yaktılar” diye yazıp halkı yanıltan, tahrik edip kin ve nefrete sürükleyen, kutuplaştırıp ülkenin iç güvenliğini ve kamu barışını bozan benzer bilgilerin yüzlercesini alenen yayınlamadılar mı?

RTÜK veya yargı ne yaptı bunlar hakkında? Duyan var mı?

Bu yüzden yasayı eleştiren karşıtların, “Enformasyonun[1], dezenformasyon[2] olduğuna kim karar verecek?” ve “Dışarda gezen gazeteci kalmayacak” şeklinde ki haklı şüphelerine katılmamak mümkün değil.

Ama suçlanan bir enformasyonun, eninde sonunda dezenformasyon olduğu ispat edilecek herhalde? Çünkü yargı delilsiz, ispatsız karar vermez ki!

Öyle değil mi yoksa?

Her şeye rağmen, ayırt etmeksizin herkes için, hiçbir çifte standart uygulanmaksızın yaptırıma uğratılması sağlanacaksa eğer, ben bu yasaya şahsen “EVET” diyorum.

İnanıyorum ki bu yasa ile en büyük önlem yandaş kalemşor ve troller için alınmış olacak. Çünkü “Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” suçunun hemen hepsini işleyenler onlardı.

Örnek mi istersiniz?  Alın size meşhur (!) bir kalemşorun daha 3 gün önce,  “ironi”[3] ayağına yatıp yandaşı konsolide etmek için yayınladığı köşesinde yazdığı yanıltıcı bilgiler:

“6'lı masanın cumhurbaşkanı, İsveç ve Finlandiya'ya koyulan vetoyu çekecek, Ankara'daki büyükelçileri de yüksek danışman olarak dışişlerinde görevlendirecek.”

“Ayasofya tekrar kiliseye dönüştürülecek. Bu tören için Yunanistan Başbakanı Miçotakis de davet edilecek.”

“Silahlandırılan Yunan adalarına Türkiye'den silah bağışı yapılacak. Özellikle insansız hava araçları hediye edilecek.”

“TSK, Suriye ve Irak'taki bütün bölgelerden çekilecek.”

“ABD Büyükelçisi, cumhurbaşkanı başdanışmanı olarak atanacak. Bütün kritik konularda ona danışılacak.”

“Rusya'ya uygulanan yaptırımlara Türkiye de katılacak ve Rusya'nın Türkiye'de nesi varsa el konulacak.”

“FETÖ'ye iade-i itibar yapılacak ve bütün darbeciler göreve getirilecek”.

“İstanbul Havalimanı'nın adı Atatürk Havalimanı olarak değiştirilecek ve karıştırılmaması için eski Atatürk Havalimanı'nın adı da Mustafa Kemal Havalimanı olacak.”

“S-400'ler depoya kaldırılacak.”

“Nükleer santral inşaatı acilen durdurulacak.”

“Bir Kürt devleti kurulması için gereken destek ve coğrafya verilecek.”

“Faizler maksimize edilip banker dönemi yeniden canlandırılacak.”

“Erdoğan'la arası kötü olan liderler Türkiye'ye davet edilecek. Mesela Beşar Esad ve eşi, TÜSİAD Başkanı tarafından Savarona'da ağırlanacak.”

“Tayyip Erdoğan'ı hatırlatan tüm eserler birer birer yok edilecek.”

“Başörtüsü yasaklanacak, 8 yılık kesintisiz eğitim ve katsayı adaletsizliği yeniden hortlatılacak.”

“Marmaray tarihe "Ecevit yaptı" olarak yazılacak.”[4]

Bu nedir şimdi?

Bu, sırf halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak saikiyle, ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ile ilgili gerçeğe aykırı bilgileri, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yaymaktır.

Artık kızar mısınız, güler misiniz yoksa halimize ağlar mısınız bilemem. Ya da “yok canım kim inanır ki bu saçmalıklara” diye düşünebilirsiniz de... Ama “CB çıkıp şuradan aya kadar 4 şeritli yol yapacağız dese vallahi inanırız”[5] diyen bir zihniyete sahip o kadar çok inanacak insan var ki bu ülkede, anketlerdeki oranını bilseniz şaşarsınız…

Velhasıl, bu tür yanıltıcı bilgileri yayan trollerin ve kalemşorların haklarında dava açıp yasayı uygulamaya başlarlarsa eğer, ancak o zaman güveniriz samimiyetlerine.

Yoksa ağızlarıyla kuş tutsalar nafile…

Umarız ki bu yasa da tarafsız, çifte standartsız, dürüstçe ve mertçe uygulanır da, “dağ fare doğurdu”[6] diye eleştirilmez.

Yoksa hep kendi tarafına yontan “Nalıncı keseri”[7] olur yine…