Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ 18 Ağustos’ta Ordu’ya geldi. Partisinin il başkanlığı binasının açılışından sonra bazı sivil toplum kuruluşlarına ziyaretler gerçekleştirmek istedi.

Ancak bütün kapılar yüzüne kapanınca kin ve nefret kusarak soluğu Ordu Ticaret ve Sanayi Odasının (OTSO) kapısında alıverdi.

6 Ağustos’ta Ordu Valisi Tuncay Sonel’ e, elinde hiçbir belge ve dayanak olmadan Suriye’ye yardım adı altında 8 Milyon gönderdiği iddiasında bulunan Ümit Özdağ’a bir gün sonra ki “‘G’ÖZDAĞ’I” başlıklı köşe yazımda yazıp şöyle sormuştum:

“Sayın Özdağ, bu bilgileri bu iddiaları kimden aldın veya kimler söyledi? Bak bu devleti ve yönetenlerini töhmet altında bıraktın. Kim bunlar çık ivedi bir şekilde açıkla” diye sormuştum.

Bu soruma cevap bile vermedin. Birde çıkıp, 6 Ağustos’ta attığın çamurun izi kalmış mı, etkisi olmuş mu diye 18 Ağustos’ta Ordu’ya görmeye geldin. Ama bizi değil boyunun ölçüsünü aldırıp halini görmeye gelmiş oldun.

Şimdi bu satırları dikkatlice oku Özdağ Efendi! Bu şehirde kimse kimsenin, asla ve kata kölesi değildir. Hani OTSO Başkanı Servet Şahin’e “sen valinin kölesi misin, memuru musun?” diye sordun ya, merak etme burası Ordu, burada kimse kimsenin kölesi olmaz, olamaz da...

Bu arada ben Servet Şahin’in de, Vali Tuncay Sonel’ in de avukatı değilim. Onların savunma mekanizması hiç değilim. Bunu aklının bir kenarına not et. İl başkanın Sevinç hanımda benim nasıl bir gazeteci olduğumu söyler zaten sana.

Ordu naif bir şehirdir. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin bütün değerlerine bağlı bir şehirdir. Türkiye Cumhuriyeti Devletini sağdan ve soldan kim yönetirse yönetsin, devletimizin üstünlüğüne kimsenin hakaret etmesine de iftira atmasına da asla izin vermeyen bir ildir Ordu.

Yarın sende bu devleti yönetsen aynı hassasiyeti senin içinde gösterir bu şehir. Bizde esas olan devletin bekâsıdır, kişiler değil Özdağ Efendi!

Bu konuda umarım anlaşmışızdır. “Unutma, burası Ordu, başka Ordulara benzemez” demiştim sana daha önce de…

Şimdi Ordu’da niye karşılık bulmadığının oturup hesabını yap. Yıllarca güvenlik konusunda akademisyenlik yaptın şimdide siyaset yapıyorsun. Ama ders çıkarmadığın bir şey var ki o da:

Yüce Türk Milletinin, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin temel değerlerine asla zarar verdirmeyeceğidir.

Bunu nasıl gözardı ettiğini anlamış değilim.

Eğer bu gözardı değilse Özdağ Efendi, o zaman kastın neydi? İftiranın sebebi neydi?

İşte şimdi bu millet senden bu soruların cevabını duymak ister. Bu da Orduluların doğal hakkı ve beklentisi olsa gerek değil mi?

Ordumuzu geldin gördün ama ne sağından ne de solundan umduğun medetin zerresini göremedin.

Aklını başına devşir! O kurduğun minnacık partinle devletimizin temel değerlerine dokunmadan siyaset yap.

Üstelik partinin adını da ‘Zafer’ diye koymuşsun. Bu zihniyetle hangi Zafere ulaşacaksın çok merak ediyorum…