Hükümet, referandum sürecine girdi gireli kesenin ağzını da açtı. Bu konuda maşallahı var demek yerinde olur. Çünkü evde oturan ev hanımlarından tutun, torun bakan ninelere kadar maaş bağlanıyor. Çalışmayan, çalışamayan herkese de 650 lira maaş verilecek. Buna da çok şükür. İnşallah bundan sonra dilencilikte tarih olur diyorum.

Ha birde hükümet, muhtarların sosyal güvenlik primlerini ve silah harçlarını ödeyecek. Buna da binlerce şükür diyelim tabi muhtarlar adına...
8 ay çalış, işten çık 6 ay işsizlik maaşı al, dön bir 8 ay daha çalış, bir daha bedavadan maaş al buna da şükür. 

Daha onlarca şükür var tabi de, eee bee sevgili hükümetim biz basın emekçilerini hiç mi? Ama hiç mi görmezsiniz?... Canımız çıktı çıkacak, her gün gözünüzün önünde, kulağınızın dibinde, burnunuzun ucunda olmamıza rağmen, sen bizi hiç mi görmezsin? El insaf yani, el insaf...

Geçmişe yönelik yıpranma paylarımızı geri istiyoruz tık yok. Basın İlan Kurumundan kredi kullanım haklarımız kefilsiz ve koşulsuz olsun diyoruz tık yok. Yani kredi talebinde bulunulsa bile uygun görülürse 15 gün sonra kredi veriliyor. Bunun da düzeltilmesini ve başvuru yapıldığı günden itibaren en geç 3 gün içinde verilmesini bekliyoruz dedik tık yok. Sigortalı ve asgari ücretli çalışanlarız. İşveren onayı ve kefil uygulamalarını bankalar bile aramazken Basın İlan Kurumunun böyle şartları sunmasını da anlamsız buluyoruz dedik tık yok.

Emeklilik günleri yaklaşan basın emekçilerinin askerlik günlerinin sigorta prim günü içerisine dahil edilmesini istiyoruz dedik yine tık yok. Veya askerlik gününü emekli olurken güne saydırmak isteyenlerin borcunu devlet karşılasın dedik yine tık yok.

Ayda 300 Lirayı geçmeyecek şekilde kira öder gibi ev sahibi olmak istiyoruz dedik. Vallahi bu konuda da tık yok. Ordu’da ki sayımız belli. Oysa TOKİ tarafından 200-300 dairelik bir site yapılsa bizde ev sahibi olsak iyi olur dedik pes yani yine tık yok.

Vallaha sevgili hükümetim, hiç kusura bakmayın, bizde haklarımızı istiyoruz. Bizimde elimizden tutun. Bakın bu isteklerimizde size yük bile olmuyoruz. Haklarımızı bizde istiyoruz…