“FİYASKO”

CHP’li Mustafa Adıgüzel  “10 Nisan akşamı yasaktan 2 saat önce duyurulan sokağa çıkma yasağı kamu yönetimi açısından da tıp bilimi açısından da tam bir fiyaskodur.  Karar sonrası vatandaş panikle dışarı akın etti. Sokaklar, marketler, fırın önleri panayır yerine döndü.

O gece panikle sokağa çıkan insanlarımızın virüs kapma ihtimali oldukça yüksekti. Bu durum Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu üyelerini bile çileden çıkardı.

Açıklama yaparak bu kararın yanlışlığını ifade ettiler. Sonra medyada bazı Saray soytarılarının bu kaosun sebebi olarak vatandaşı suçlaması, panikle sokağa çıkan insanlara hakaret içerikli ifadeler kullanması da yıllarca bu halk ile iktidara gelenlerin ve yandaşlarının yüzsüzlüğünü, aslında ikiyüzlülüğünü de ortaya koymaktadır.

Bu bilim aklı olmayan yönetimin basiretsizliğinin de saray-bakanlar-bilim kurulu arasındaki uyumsuzluğun da faturasının halkımıza mal edildiğini görüyoruz.”

AĞAYLA MARABA

Ağanın birisi yanında marabasıyla birlikte köyüne doğru gitmektedir. Fakat ağa güçlü atların çektiği, süslü arabasına kurulmuşken; yanındaki maraba köy yolunu yayan tepmektedir. Marabanın arabaya hayran bakışlarını fark eden ağa bir oyun etmek ister.

Marabaya seslenir: - “Lan Mehmet! Yerdeki hayvan tersini yersen bu arabayı sana vereceğim.”

Mehmet bir arabaya bakar, bir de üzerinde sineklerin uçuştuğu hayvan pisliğine… Normalde yapılacak iş değildir ama böyle fırsat da ele bir kez geçer. Hem kendini aşağılayan ağaya sağlam bir kazık atma, hem de ağanın yedi köyün dilinden düşmeyen, süslü arabasına beleşten konma imkânı yakalayacaktır. Suratını buruştura buruştura ağzına aldığı pislik parçasını bu gayretle yutar. Ağa şaşkındır. Bunu hesap etmemiştir. Lâkin bir kere olan olmuştur.

Ağa sözünü çiğneyecek geniş karınlılar takımından olmadığı için el mecbur arabayı maraba Mehmet’e verir; kendisi yola revan olur.
Köye yaklaştıkça ağa iyice huzursuzlaşır. Yol eğlencesi kabilinden başladıkları ufak oyun iyice tatsız bir hâl almıştır. Birazdan arabaya kurulmuş Mehmet’i ve yanında yalın ayak, başıkabak ilerleyen ağayı görünce köy ahalisinin kendine olan saygısı buhar olup uçacaktır.
Mehmet de arabadan hevesini almıştır.

Ağanın huzursuz kıpırdanmalarını da fark edince, oyun oynama sırasının kendisine geldiğini fark eder maraba Mehmet.

“Ağam” der, “Köye böyle girmemiz olmaz. Bunca yıllık emektarınım. Kimsenin seni böyle görmesini istemem. Gel şu arabayı sana geri vereyim.”

Ağanın gözleri parlar. Mehmet’i can kulağı ile dinlemeye devam eder.

-“Fakat bir şartım var. Şu hayvanın pisliğinden bir avuç da sen yiyeceksin.”

Durumun vahametini iliklerine kadar hisseden ağa, Mehmet’in isteğini kabul eder ve gerekli şartı tamamlar.

Yine maraba Mehmet yayan, yine ağa arabada… Tam köye girmek üzerelerken, Mehmet hikâyenin hülasası olan cümleyi söyler:

-“Ağam, araba en başta sendeydi. Şimdi yine sende. Peki biz bu boku niye yedik?”

SIRRIPAŞA CADDESİ

Çoğumuz evdeyiz. Pek farkında değiliz ama Ordu Büyükşehir Belediyesi, Sırrıpaşa Caddesi’nde cephe ve zemin iyileştirme projesi devam ediyor.

50 adet binada cephe iyileştirme çalışmaları tamam.

Zeminde beton döküm çalışmaları sürüyor.

Bu arada, klima dış ünitelerini gizleyecek, yağmur iniş borularını değiştirecek ve antenleri merkezi sistemde toplanacak.

Ayrıca zemin farklı doku ve renklerdeki doğal taşla kaplanacak.

Bu günler geçecek inşallah.

Ve biz Sırrıpaşa caddesinde yine yürüyecek, bu defa şehrin yeni ve renkli yüzüyle tanışacağız.

Ordu Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Bülent Şişman, çalışmaların Mayıs ayı sonunda tamamlanacağını ifade etti.

Sabırla ve merakla bekliyoruz.

Kolay gelsin.