Ordu Kent Konseyi Eski Başkanı Avukat Atila Tatar; “Suç işleyenin her anlamda bedeline katlanacağı ve hiçbir şekilde affının olmayacağı yönündeki kararlı duruşun, suç ve suçluyu önlemede daha etkili olduğunu düşünüyorum. “ dedi.

Af mahiyetindeki hükümlerden yararlanan kişilerin yeniden suç işleme oranı ve toplumun verdiği tepki göz önünde bulundurulduğunda, istenilen faydanın elde edilemediğini ifade eden Tatar, ”Bu neviden düzenlemelerde, mağdur taraf ve toplumun geneli üzerindeki olumsuz tesirlerinin de hesaba katılmasının çok önemli olduğunu düşünüyorum. Bildiğiniz üzere geçmişte birçok benzer düzenleme yapıldı. Suç işleyenin her anlamda bedeline katlanacağı ve hiçbir şekilde affının olmayacağı yönündeki kararlı duruşun, suç ve suçluyu önlemede daha etkili olduğunu düşünüyorum. Bu duruş aynı zamanda, toplum vicdanında ve mağdur nezdinde karşılık bulacak, adalet bilincini tatmin edecektir. Unutmayalım kişilerin var olması için vazgeçilmez olan hava ve su, toplumların var olması için hepimiz için ADALET’tir” şeklinde konuştu.

“AF KANUNU DEĞİLDİR.”

15.04.2020 tarihli resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren, 7242 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı hakkında kanun ile bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair kanunu değerlendiren Tatar, “Kamuoyunda af kanunu olarak değerlendirilse de, esas itibarıyla af kanunu değildir. İnfaz sisteminin işleyişindeki, aksaklıkların giderilmesine katkı sağlayacak önemli değişiklikler yapılmıştır.

Müstakilen tesis edilen İnfaz Hakimliği müessesesi ve açık ceza infaz kurumlarına geçişle ilgili, hükümlüye özel iyi hal şartlarının değerlendirileceğini öngören maddeler bunların başında geliyor. Ayrıca, evde ve hafta sonu gibi alternatif infaz uygulamalarının kapsamının genişletilmesine ilişkin hükümler de, konunun insani boyutu ve topluma yeniden kazandırılma ilkeleri kapsamında değerlendirilmelidir. Kaldı ki; toplumda hassasiyet yaratan bazı suçlarda cezai müeyyideler arttırılmıştır” diye konuştu.

“ERKEN TAHLİYE”

Tatar; ”Bahsi geçen yasal düzenlemenin af olarak değerlendirilmesine sebep olan bölümü, hükmedilen cezaya göre ceza infaz kurumunda geçirilmesi gereken süreye ilişkin oranın (belirli suçlar dışında) 2/3’ten ½’ye düşürülmesi yönündeki kalıcı hüküm ile, (belirli suçlar dışında) koşullu salıverilme tarihine 1 yıl kalan açık ceza infaz kurumlarındaki hükümlülerin, denetimli serbestlik hükümleri kapsamında salıverilmesine ilişkin sürenin 3 yıla çıkarılmasına dair geçici hükümdür. Neticesi itibarı ile yasa kapsamındaki hükümlüler, cezaevlerinden erken tahliye olduklarından, kanun af kanunu olarak anılmakta ve tartışılmaktadır” açıklamasında bulundu.

 Özel Haber/Mert Can Ersoy